eveeettt Öbür ev okuyucuları şimdi hikayemizin kahramanı Defne'nin hayatına bakmaya başlıyoruz artık, yüreklerinize dokunacağını düşündüğüm ülkemizin de kronik sorunlarından olan çocuk gelinlerimizin sesi olsun istiyorum. sevgiler...
Yorum ve vote unutmayınııızzzz
O güne kadar annesinin koyunda uyuyan Defne, o sıcak Temmuz sabahında bir adamın koynunda açtı gözlerini.
"Bu adam kim? Ben neredeyim? Bu ev kimin evi?" diye düşünürken başı kopacak gibi ağrıyordu. Sandalyenin üzerindeki gelinliğe takıldı gözü. Tabii ya dün gece evlenmişti. O artık 17 yaşında küçük bir gelindi.
Caner yerinden fırladı ve giyinmeye başladı.
-Defne hadi oyalanma kalk annemlere gitmemiz lazım.
-Caner, ben gelmesem ayıp olur mu? Başım feci ağrıyor ve utanıyorum. Evde herkes bize bakacak, soru soracak, ne olur beni götürme.
-Tamam o zaman sen kendine gel. Ben sana ağrı kesici göndereyim. Bir kaç saate yola çıkarız ona göre çabuk hazırlan.
Defne'nin hayalini kurduğu düğün sabahı böyle değildi. Öylece kalakaldı küçük kadın. Üzgündü. Zorla kalkabildi. Başını tuta tuta duşa zor attı kendini, dakikalarca akan suyun altında hareketsiz durdu, akan suya gözyaşları karışarak.
Giyindi, ortalığı toparladı ve beklemeye başladı. Bavullar da hazırdı. Saatler geçti gelen giden yoktu.
Kapı zili çalınca hemen koşturdu ama gelen kocası değil görümcesi Nevin'di. Bir tepsi içinde kahvaltılık ve ilaç vardı.
-Hoşgeldin abla, Caner neden gelmedi? Keşke birlikte yapsaydık kahvaltımızı.
-Zahmet edip gelseydin birlikte yapardınız. Ağabeyim yedi çıktı, ev kalabalık zaten. Hadi sen ye, ben çıkıyorum.
Evet çok güzel bir düğün sabahı yaşıyordu Defne; mükemmel, eşsiz bir düğün sabahı!..
Caner üç dört saat sonra gelebildi.
-Hazır mısın? Çok geç kaldık. Bir an önce gidip annemlerin elini öpelim, yola çıkarız.
-Tamam canım, sen bavulları al, ben kapıyı kilitleyip iniyorum.
-Gerek yok kilitlemene, biz yokken misafirlerin bir kısmı burada kalacak, hadi çabuk.
-Nasıl yani!? Daha biz kullanmadan misafirler mi kullanacak evimizi?
-Evet dedim ya, ne var bunda? Sıkma benim canımı, yürü dedim sana.
-!..
Dakika bir gol bir dedikleri bu olsa gerek diye düşündü Defne. Sessizce indi merdivenlerden. Başı hala çok ağrıyordu.
-Sakın annemlere de birşey söyleme bizim evde kalacak misafirlerle ilgili. Daha ilk günden bozuşmayalım tamam mı?
-Ne söyleyebilirim ki Caner? Zaten benim fikrimi soran olmadı ne söyleyeyim...
-Şu suratını düzelt. Sirke satıyor!
-Caner uyandığımdan beri çok başım ağrıyor, inan ki özellikle yapmıyorum.
-Neyse ne, yüzün gülsün biraz.
-Tamam Caner.
Herhalde şöyle bir koca odunu alıp karısının kafasına indirse bu kadar canını acıtamazdı çok duyarlı damat. Yan yana apartmanlarda oturuyorlardı. Kendi merdivenlerinden inip, kayınvalidesinin merdivenlerini çıkıncaya kadar Defne'nin beyni allak bullak olmuştu. "Bu nedir ya, nereye gelin geldim ben, kim bu insanlar?" diye geçiriyordu içinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖBÜR EV TAMAMLANDI
General FictionPeki bu kadar yenilmiş yok edilmiş hayatlar varsa kazanan neredeydi? onlar zafer çığlıklarını nerede atıyorlardı ağızlarından salyalar akıtarak? iki mezhebin birbirine karıştırılmasına engel olmak için yetiştirilmiş cengaver ana babalar, fedai kılık...