Yeyeyeye.... YB geldi. Bu bölüm neden böyle sevimli oldu hiçbir fikrim ama neyse, umarım güzel olur... (Sadece küçük bir hatırlatma, yorumlarınızı seviyorum, ne kadar çok o kadar eğlenceli...)
Yazar notu: Medyadaki müzikle okunması tavsiye edilir. Ve evet Goblin feels...Beğenmenizi dileyen yazarınız,
⚜ Miss Mulgogi ⚜※※※※※※※※※※※※※※※
♠ 32. Gün ♠
Gerinerek uzanırken tenime değen yumuşak ve kaliteli kadife parçasıyla gülümsedim. Sıcacıktı ve rahattı. Gülümseyerek yattığım yerde sola döndüğümde boş olduğunu fark etmemle gözlerim açıldı. Dün olanlar kafamda teker teker canlanırken boşluğa bakıp durdum.
Bunlar gerçekti değil mi? Ben... Siwon'un yatağında uyanmıştım.
Fakat elimi attığım boşlukta o yoktu. Neden bu beni şaşırtmıştı? Bir beklentim mi vardı? Yanımda mı olması gerekiyordu? Ne sebeple... onun yanında yatarak uyanmayı beklemiştim? Elbette böyle olacaktı, yalnız uyanacaktım. Çoktan evi erkenden terk etmiş olmalıydı.
Sebebi olmaksızın hayal kırıklığına benzer bir duygu hissediyordum. Yavaşça yataktan kalkıp odama gitmek için Siwon'un odasından çıktığımda alt kattan duyduğum sesle ürktüm. Sabahın bu saatinde benden başka kim olabilirdi? Donghae yedek anahtarıyla mı girmişti?
Hızla aşağı indiğimde mutfak tezgahının üstünde bir şeyler hazırlayan Siwon'u gördüm. Yani... beklediğim gibi sabah erkenden terk edip gitmemiş miydi?
Merdivenin son basamağında kalmış şaşıran beni gören Siwon ''Çoktan uyandın mı? Daha uyursun diye düşünmüştüm.'' dedi işine dönerek.
Kurulmuş düzenli ve iştah açıcı kahvaltıya bakıp inceledim. Onun kurduğu sofra çok daha güzel gözüküyordu. Bu ilkti...
Yanına doğru ilerlerken ''Düşünmüştüm ki... Yani seni yukarıda göremeyince ben düşündüm ki...'' diye söze başladığımda ''Ne sandın? Dün geceden sonra sabah yüzüne bile bakmadan gitmiş olduğumu mu? Hmm, kulağa biraz merhametsizce geliyor.'' diyerek lafımı böldü.
''Merhametsizce değil, bana fark etmez sonuçta ama sadece merak ettim.'' dedim.
Siwon üzerini hafifçe kızarttığı küçük ekmekleri tabağa dizerken bana bir alaycı bakış atıp ''O yüzden mi aşağıya indiğinde yüzün parladı? Gerçekten hiç fark etmiyor olmalı.'' diyerek işine devam etti.
Yüzümün hali gerçekten de değişmiş miydi? Farkında bile değildim. Yine de böyle apaçık söylemesine gerek yoktu. Elimi hazırladığı tostlardan birine atarken aynı anda, aynı tostu tutmuştuk.
''Bırak, o benim.'' dedi.
Başımı iki yana salladım. ''Önce ben seçtim.''
Tabağın üzerinden hafifçe bana doğru eğilerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı. ''Ben hazırladım.''
''Öyleyse ne olmuş? Çek elini.''
Kararlıydım.
Siwon ukala bir gülümsemeyle ''Bırakmıyor musun?'' diye sorduktan hemen sonra hızlıca dudaklarıyla yanağıma bir öpücük bırakarak şaşkınlıkla gevşeyen ellerimin arasından tostu çekti.
Kararlılık az önce oksijenle reaksiyona girip hızlıca havaya karışmıştı.
Elimi hızla yanağıma götürürken Siwon zafer edasıyla tostun yarısını dudaklarının arasına koyup domates doğramaya başladı. Kaşlarımı çattım. Bu resmen hileydi. İntikamımı alacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saudade
FanfictionCho Kyuhyun, hayatını değiştiren o güne geri dönebilmek için, dostunu kurtarabilmek için her şeyini verecek olan adam. Geriye benliğinden başka bir şey kalmasa bile... Choi Siwon, geçmişi sırlarıyla derinlere gömen, geleceğini intikam üzerine ku...