♠ 58. Gün ♠

185 23 9
                                    

*De Clérambault Syndrome: Bireyin, başka bir bireyin kendisine aşık olduğuna inandığı nadir sanrısal bozukluk hastalığıdır. Ayrıntılı ve düzenli sanrılarıyla belirgindir. Sanrılarda genel olarak cinsellikten çok manevi bağ ve romantik aşk ön plandadır.
(Bknz; Erotomanik sanrı, Erotomani, Kızkurusu Psikozu)

※※※※※※※※※※※※※※※

♠ 58. Gün ♠

Mutfak tezgahındaki akşam yemeğinden kalanları toplarken gözlerim koltukta oturarak çizgi film izleyen Donghae'ye takıldı. Siwon ile otelden dönüp eve geldiğimizden beridir, bu evde kalıyordu. Morali en son iyi değildi ama gün geçtikçe eski haline döndüğünü gözlemledim.

''Çilekli süt ister misin?'' diye sordum. Donghae televizyonu izlemeyi bırakmadan başıyla onayladı. Buzdolabından çilekli süt aldıktan sonra yanına gidip oturarak ''Buyur.'' dedim.

O teşekkür ederken aklımdaki soruyu ona sorup sormamayı düşünüyordum. Bunu Siwon'a sormayı isterdim ama onun kesinlikle yanıtlayacağını düşünmüyordum. Aslında bir başka neden de bunun onu üzebileceğini düşünmemdi. Ona acı veren bir şeyi anlattırmak istemiyordum. Gerçi hoş, bana anlatmazdı da.

''Donghae.'' dedim bir umutla. ''Bir şey sorabilir miyim?''

O an pipetle çilekli sütü içerken bana dönüp gözlerini kırparak izin verdi. Fakat ''Min Young kim?'' diye sorduğumda sonra anda başını çevirip sütü yüzüme püskürtmekten kaçındı. O öksürüklere boğulurken peçete uzatıp ''Bu kadar şaşırmanı beklememiştim, üzgünüm.'' dedim.

Donghae bir süre duraksayıp peçeteyle ağzını sildi. ''S-sen bunu nereden biliyorsun?'' diye sordu bana dönerek. ''Yoksa Siwon... anlattı mı?''

Başımı iki yana salladığımda ''Ah, tabi. Bir anlığına öyle olabileceğini ummuştum.'' diye mırıldandı.

''O kız, Siwon için çok önemli biri sanırım. Sadece şans eseri fotoğrafını görmüştüm.'' Kendi kendime gülümsedim. ''Siwon, öylesine birisinin fotoğrafını o şekilde saklayacak birisi değil gibi.''

Donghae yavaşça başını sallayarak onayladı. ''Öyleyse biliyorsun değil mi? Fark etmemiş olamazsın.'' dedi. ''Sana olan benzerliğini.''

''Biraz korkutucu olsa da, evet. Yüzüne baktığımda aynaya bakıyor gibi oldum.''

''Öyle.'' derken ''Sır saklayabilen biri misindir, Kyuhyun-ah?'' diye sordu.

Başımla onayladığımda Donghae ''Pekala.'' deyip anlatmaya başladı.

''Ben lisenin son yılının başlarında Siwon ile tanıştığımda, o Min Young denen kızla çıkıyordu. Siwon manhwasını yeni yayınlamaya başlamıştı ve ben de şans eseri gittiğim bir etkinlik gezerken ona rastlamıştım. Pek bilinmeyen, yalnızca amatör resimler çeken bir çocuktum ama Siwon resimlerimi keşfettiğinde bana dışarıya açılmam için yardımcı olan el oldu.''

Güldü. ''Tabi o zamanlar bunun halini görsen, tanıyamazdım. O kadar insancıl ve komikti ki. Şimdiki gibi saf kütük değildi. Böyle öne kakül bırakılmış saçlarıyla kaliteli kumaşa sahip ütülü okul üniforması giyerdi. Tam süt çocukları gibi.''

Kendime hakim olamayıp gülerken aklımda zor da olsa o halini canladırmaya çalıştım. Cana yakın, sevimli ve insanları güldüren bir Siwon. Neden bu kadar zor geliyordu?

''Sonra ikimiz yakın olunca, Min Young ile tanıştım. Görünenin aksine oldukça klişe bir hikayeleri vardı. Çocukluklarından beri beraber büyüyen iki arkadaş sonunda sevgili olmuştu. İnsan Siwon gibi birisinin böyle normal bir ilişkiye sahip olmasına şaşırıyordu.''

SaudadeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin