Malum "S" çıkıyor, yani Smut'lu bölüm. Hoşlanmayan arkadaşlar bu bölümü pas geçebilirler elbette, anlayışla karşılarım.
Tabii geriye 51 gün kaldığı için artık olayların bazıları yavaş yavaş anlaşılıyor. Özellikle yakın zamanda ilerleyen bölümlerde.
Medya; Jeon Eunji - You're My Garden
YN: Diziyi de çok beğenmiştim. Ah, Hyungsik ~☆Yorumlarınızla düşüncelerinizi merak eden yazarınız,
⚜ Miss Mulgogi ⚜※※※※※※※※※※※※※※※
Donghae'nin dediklerini duyduktan sonra şaşırmıştım ama bazı parçalar böylece daha rahat yerine oturdu. Evde gördüğüm onca oyunlar, figürler ve mangalarla bu adamın karakterinin gördüğüm tarafı uyumsuzdu.
Donghae'nin dikkatinin benden çıkıp başka yere odaklandığını görünce aynı tarafa baktım. Salonun loş kısmında kalan bir kısma bakıyordu ama donup kalmış gibiydi.
Gözlerini o kısımdan ayırmadan ''Kyuhyun.'' dedi. ''Kısa bir süreliğine buradan ayrılsam sorun olur mu?''
Başımı iki yana sallarken o da teşekkür anlamında başını eğip koşarcasına o tarafa yöneldi. Çoğunlukla onu anlayamıyordum. Gerçi bu onu iyi tanımadığımdan ve çok sık vakit geçirmediğimden olabilirdi ama kötü birisi olmadığını düşünüyordum.
Gidişinden yaklaşık yarım saat geçmesinden sonra sıkılmaya başlamıştım. Siwon'un bana hediye (!) ettiği telefonla uğraşmak da artık vakit geçirmemi sağlamıyordu. Siwon neredeydi?
Etrafa bakarken, ben onu görmüyorsam o da beni göremez mantığıyla bir şeyler içsem mi diye düşündüm. Ryeowook'u da arayamazdım, bu saatte uyuyor olmalıydı.
Ne yapsam diye düşünürken geri doğru adım attığımda birisine çarptığımı hissettim ve ardından salonda yere düşen metal tepsinin sesi çınladı. Üstümdeki beyaz gömleğin yarısı tepsiden dökülen kırmızı şaraptan dolayı ıslanmıştı.
Garson kadın korkuyla eğilip ''Efendim, çok özür dilerim. Tamamen kazaydı. Lütfen affedin.'' diye yalvarmaya başlarken bunu garipsedim çünkü ona çarpan bendim, hata bendeydi.
Ceketimi çıkartırken ''Sorun değil, ben üzgünüm.'' diye konuşmaya çalışırken yanımdan sürüklediği ayaklı masa dikkatimi dağıttı. Adam bir garsona daha farklı giyinmiş gibiydi.
Yanımdan normal bir yürüme hızından daha hızlı geçerken gömleğime takılan bir şey olduğunu fark ettim ama çok geçti. Ben durdurana kadar gömleğimin önü çoktan yırtılmıştı ve yara izimin olduğu kısım açıkça gözüküyordu.
Etrafıma toplanan insanlardan dolayı paniklemeye başlarken yanımda duran kadının şaşırmış olduğunu gördüm. Açıkçası şaşırmaktan öte tiksinmiş gibi bakıyordu. Bu bakışlara daha önce de sık sık maruz kaldığım için alışıktım ama bu sefer elimde olmadan kendimi kötü hissetmiştim. Sebebi Siwon'un da burada olması olabilir miydi? Onun beni bu halde görmesini istemiyor olabilirdim ama zaten küçük düşürüldüğümü görmek onun hoşuna giderdi.
İnsanların aralarındaki mırıldanmaları duymamak imkansızdı. Hepsinin bana bakarak konuşuyor ve ne kadar çirkin göründüğünü söylüyor olmaları bunu imkansız kılıyordu. Elimi yandaki masaya koyarak destek almaya çalışırken ağlayacağımı hissettim. Şimdi olmazdı. Olamazdı.
Kendi kendime ''Hayır, olmaz... burada olmaz.'' diye sayıklarken elimin titrediğini fark ettim. Kimi kandırıyordum, psikolojik olarak zaten bu beni duraksatan bir sorunumdu. Bacaklarım kitlenmiş gibiydi, bir yere koşup kaçamazdım da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saudade
FanfictionCho Kyuhyun, hayatını değiştiren o güne geri dönebilmek için, dostunu kurtarabilmek için her şeyini verecek olan adam. Geriye benliğinden başka bir şey kalmasa bile... Choi Siwon, geçmişi sırlarıyla derinlere gömen, geleceğini intikam üzerine ku...