Evet... Biliyorum uzun süredir bölüm gelmemişti fakat gerçekten ilham konusunda çok zor durumdayım... Ve evet... muhtemelen bölüm sizi tatmin etmeyebilir... Ah ne yapacağımı bilmiyorum... T^T
Yine de... İyi okumalar <3Zor durumdaki yazarınız,
⚜ Miss Mulgogi ⚜※※※※※※※※※※※※※※※
Gece Yarısı - 00.00Her şey bir anda olup bitmişti. Ayaklarımın boşlukta sallandığını hissederken zeminle buluşmuştum. Ellerimin sert bir zeminle temas etmesiyle kaşlarımı çattım. Düşerken gözlerimi sımsıkı kapattığım için halen bir şey görmüyordum. Fakat bir sorun vardı, düştüğüm zemin... neden hareket ediyordu?
Gözlerimi açıp Siwon'un yüzüyle karşılaşınca şaşırdım. Siwon ise sanki yansımam gibi bana şaşkınca bakıyordu. Ona baktıktan sonra belimin etrafında hissettiğim sıkılığın kolları olduğunu fark ettim. Ellerini bel çukurumda kenetlemişken sağlamca onun üstüne uzanmış haldeydim. Ağaçtan düşerken beni tutmaya mı çalışmıştı?
Aniden ağaçtan düşüyor olduğum için kalbimin atışı hızlanması normaldi tabi. Göğsümün inip kalkışı normal bir ritme girerken bu kadar yakın mesafeden Siwon'a bakmayı bırakamadım. Neredeyse yüzüm onun yüzüne değecekti. Olayın şaşkınlığından kurtulup yutkundum ve ''Siwon-ssi...'' diye mırıldandım.
Sessizce ''...Evet?'' dedi.
Gözlerimi kaçırıp ''Kollarını... açar mısın? Kalkamıyorum.'' dedim.
Siwon bir an anlamamış gibi baktıktan sonra başını yana çevirip belime baktı. Sanki belimden beni sardığını o sırada fark etmişti. Bilinçsizce, refleks olarak tutmuş olabilir miydi?
Benim gibi şaşkınlığını üstünden atarken başını sallayıp kollarını gevşetti. Fakat tam kalkacağım sırada kollarını tekrar sıkmasıyla yerde uzanan bedenine yapıştım.
''Ne yapıyorsun?!'' diye sesimi yükseltirken Siwon gülürek ''Seni öylece bırakmamın doğru olmayacağını düşündüm. Ayrıca, kollarıma kendini atan sensin öyle değil mi? Ah, doğrusu kendini üstüme attın.'' dedi.
Ellerimi başının iki yanına koyup kendimi uzaklaştırmaya çalışırken ''Gerçekten mi? Ayrıca isteyerek üstüne atlamadım, düştüm! Fırsata çevirmeye kalkan sensin!'' dedim.
''Şu an üstte olan sensin, ben masumum.''
Başımı yana çevirip ''Masummuş, kıçım.'' diye mırıldandım.
Siwon başını yana eğip ''Büyüğünün karşısında böyle davranman yanlış, bunu da madde ihlali olarak saymalı mıyım?'' diye tehdit etti.
Kollarım acımaya başlarken ''Lütfen, bırakır mısın?'' diye sordum.
''Salayım mı üstüne Bugsy'i? Kapatayım mı bahçe kapısını arkamdan? Bırakayım mı sizi başbaşa? Ne yapacaksın, sincap olup ağaçta mı yaşayacaksın?''
Başımı hızla iki yana salladım. ''Ağaçtan kendim indim, şimdi de üstünden kalkmaya çalışıyorum. Hiçbir suçum yok. Yani bana bir şey yapamazsın.'' dedim.
''Peki odama giren kimdi? Bugsy mi?''
''Açıkçası... Neden olmasın?''
''Şimdi de namuslu, masum bir köpeğe iftira mı atıyorsun? Ah, zavallı.''
''Neden uzatıyorsun? Bu halde durmak hoşuna-''
O sırada Siwon'un tek koluyla belimi tutmaya devam ederken diğer elini enseme koyarak yüzüme yaklaşamasıyla lafım yarıda kaldı. Gözleriyle yüzümü incelerken ''Hala senden nefret ediyorum. Bu yüzden bu kadar samimi konuşma. Karşımda gülme. Dediklerime karşı gelme. İstediğim zaman sana acı çektirebileceğimi biliyorsun, sınırım yok.'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Saudade
FanfictionCho Kyuhyun, hayatını değiştiren o güne geri dönebilmek için, dostunu kurtarabilmek için her şeyini verecek olan adam. Geriye benliğinden başka bir şey kalmasa bile... Choi Siwon, geçmişi sırlarıyla derinlere gömen, geleceğini intikam üzerine ku...