23.Bölüm ∞

38.7K 1.5K 73
                                    

23.Bölüm ∞

Macit'in son sözlerinden sonra ortaya bomba düşmüş gibi üçümüzden de ses çıkmıyordu. Dilşah'ın bu duruma ne tepki vereceğine tam bilmesem de hoş şeyler olmayacağını biliyordum. Evet, Macit'le zorla evlendirileceğini en başından beri biliyordum ve bunu ona söylememiştim ama kötü bir niyetim yoktu. Dilşah bizimle İstanbul'a geliyor ve yeni bir hayata adım atıyor diye huzursuz olmasını istememiştim.

Ona sahip olduğum geceyse Macit'i aramıza bile sokmak istememiş, onun ne olursa olsun sevmediği bir adamla evlenmeyeceğini tahmin etmiştim. Belki bir anlık zevkine kurban düşüp benimle beraber olmuştu ama Macit'le evlenmek istemeyeceğinden de emindim. O zamanda kafasının bulanmasını, benden başka bir şey düşünmesini istememiştim. Ama ortaya çıkmıştı her şey ve Dilşah'ın allak bullak yüz ifadesi ne kadar şaşırdığının en büyük kanıtıydı.

Belki de bana olan güvenini kaybetmiştim ama yine olsa, yine söylemeyeceğimi biliyordum. Söylemezdim. Bencildim ve Dilşah yanı başımdayken onun benden başka bir şey düşünmesini istemezdim. Hele ki 2 kuruşluk adam, amcaoğlu yüzünden canının sıkılmasını, yüreğinin daralmasını hiç istemezdim. Kendisini zan altında hissetmesin diyeydi tüm çırpınışlarım.

"S-sen biliyor muydun?" diyen Dilşah'ın, güzel yeşil gözlerine baktım. Gözbebekleri titrer, dudaklarını kemirirken ona istediği cevabı maalesef veremedim. Bu saatten sonra yalan söylememin hiçbir yararı olmayacak, daha da kötüsü beni iyice dipsiz kuyulara çekecekti.

"Evet" dedim ve öldürücü bakışlarımı Macit'e yönelttim. Adi adam! Beni Dilşah'ın önünde mağdur duruma düşürmek istemiş, bunu da başarıyla tamamlamıştı. Ama bende ona pabuç bırakmayacaktım.

"Asıl adilik ne biliyor musun Macit?" dedim dişlerimin arasından. Öfkeliydim, öfkeliydim çünkü Dilşahla aramıza giren her türlü soğukluk, kırgınlık içimde oluşan güçsüzlüğe sebep oluyordu. Sanki bu zamana kadar, bu sarışın kız sayesinde etrafta rahatça dolaşabiliyordum ve o olmayınca veya eksik kalınca bende eksik kalıyordum. Ama bu... çok saçmaydı!

"Hiçbir hata seninkinin üzerini örtemez, Akın Demiral! Sen, sana güvenen bir kızın, güvenini yerle bir ettin" dediğinde gözlerim hala şaşkınlıkla bize bakmakta olan Dilşah'a kaydı. Gerçekten güveniyor muydu ve güvenini yerle bir mi etmiştim?

"Benim güvenimi herkes kolayca kazanamaz Macit" diyen Dilşah'ın soğuk sesiyle, irkilip ona baktım. Benim gibi Macit de dönüp ona bakarken konuşmaya devam etti. "Ve de zorla kazandığı güveni de kolayca harcayamaz" dediğinde içimde bir yerlerde rahatlayan bir taraflarım sayesinde derin bir nefes aldım. Demek Dilşah'ın güvenini kırmamıştım? Belki, biraz...

"Hadi Macit gidiyoruz" diyen Dilşah'ın küçük ağabeyi Demir bize yaklaşırken, Macit alaycı bir gülümseme gönderdi bana ve ardından yanımdaki kıza dönüp "Neyse Dilşah. Bunu 2 hafta sonra Diyarbakır'a döndüğünde konuşuruz. Ne de olsa bu bizim aile meselemiz" dedi ve bana kötü bakışlar atarak -daha doğrusu çalışarak- Demir'in yanına yöneldi.

Beni iğneleyerek 'aile meselemiz' demesi canımı sıksa da umursamamaya çalıştım. Macit yanımızdan uzaklaşınca gözlerim direk Dilşah'ın gözlerini buldu.

"Bak Dilşah ben gerçekten senin kötülüğünü istemiyorum. Sadece-,"

"Eğer evleneceğimi bana söyleseydin, seninle yatmazdım diye mi korktun?" diyen Dilşah, hem sözümü böldüğü için hem de düşünmeden böyle kelimeler sarf ettiği için öfkelenmiştim. Bunu nasıl düşünebilirdi? Macit'e bana güvendiğini söylüyordu ama hakkımda düşündüğü şeyler hiç de hoş değildi.

Sev Yeter (2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin