8. Bölüm

23.2K 588 264
                                    

Hızla kapıyı açıp karşımdaki duran heybetli bedene ayak ucumda yükselip kollarımı doladım. Kafamı boynuna gömüp özlediğim kokusunu uzun uzun içime çekerken belime doladığı ellerini sıkılaştırıp bedenimi yukarı kaldırdı.

Çok özlemiştim Aşkım'ı.

》》》8. Bölüm》》》

"Seni çok özledim."

Kollarımı doladığım bedeninden ayırmadan kafamı gömdüğüm boynundan çıkartıp buğulu gözlerimi gözlerine diktim, neredeyse ağlayacaktım.Beni yukarı kaldırdığı için boylarımız aynı hizadaydı ve ben onun kahverengi gözlerine odakladım gözlerimi. Parlıyordu. Yanaklarına sulu öpücüklerimi kondurdum bu sırada o beni içeri taşıyordu, kapıyı örttükten sonra yere indirdi.
"Dur nefes almama izin ver. Bune yılışık yılışık." Omzuna gelişi güzel bir yumruk indirdim. Sahi ne kadar zaman olmuştu onu görmeyeli.. 2 yıl.

"Nasıl geldin ve beni nereden buldun? Aşkım seni çok özledim."

"Seni geride bıraktığım için özür dilerim inan bana seni ne kadar özlediğimi tahmin bile edemezsin Asel."

Babam vefat ettikten ortalama bir yıl sonra anne ve babası trajik bir şekilde vefat etti. Ona bakacak kimsesi olmadığı için yetimhaneye gitmek zorunda kaldı, benden uzağa. Gözyaşlarım iznimi almadan yanaklarımdan aşağı firar ederken kurumuş dudaklarımı ıslattım.

"Neden daha önce gelmedin? 18 yaşını çoktan doldurdun seni ne kadar merak ettiğim hakkında en ufak bir fikrin var mı!" Burnum sızlamaya başlamıştı, istemsizce ağlıyordum ve bu yüzden sesim boğuk çıkıyordu. Beline doladığım ellerimi kaldırıp göğsüne yumruk atmaya başladım, hak ediyordu.
"Şşt bak burdayım. Özür dilerim ama para kazanmam gerekiyordu, meteliğe kurşun atarken nasıl gelebilirdim ki."
Haklıydı ama en azından arayıp haber verebilirdi 'ben iyiyim merak etme' demek bu kadar da zor olmamalıydı.
"Tamam haklısın ama en azından beni arayabilirdin."

Belimdeki elinin tekini kaldırıp saçlarıma koydu, olağanca hızıyla saçlarımı karıştırırken durmuş onu izliyordum. En sonunda düğüm olduğuna inandığım saçlarımdan elini çekip ben hariç her yere bakmaya başladı. Birşey söyleyecekti, utanacağı türden bir şey.

"Sessini duyup kendimi tutamam özlemim ağır basar diye aramadım."

Azının içinden kelimeleri yutarak söylediği bu cümleyi anlamak o kadar zordu ki, tabi duymakta.
Elimi kaldırıp kafasına sert sayılmayacak şekilde vurdum sendelenip geri giderken söylenmeyide eksik etmiyordum.
"Salak bunda utanılacak ne var yüzüme bakmıyorsun."

Kafasına vurmama sinirlenmiş olacak ki sesini yükseltti homurdanmama karşılık verdi.
"Napiyim kızım benim gibi adama yakışıyormu o laflar, bir daha ömrübillah duyamassın zaten. Kıza bak güzel laf söylüyoruz kafama vuruyor."

Yüzümde onun sinirleneceği türden gıcık bir gülümseme ortaya çıkarken omuz silkmeyle yetindim, kırgındım ben ona.

"Yeter ayakta dikilmeyelim canım çıktı zaten seni bulana kadar yorgunum ben. Ya bana gidelim yada burda kalalım. Gerçi ben bana gitme taraftarıyım, kardeşin artık zengin sayılır birader."

Tek omzunu aşşağı düşürüp elinde tespih varmışçasına sallarken burnunu çekmeyide ihmal etmemişti.

"Pislik. Sidiklisin olum sen bırak bu ayan abi taklitlerini, dünki boklu gelmiş bana şekil yapıyor. -yüzüme şirin sayılabilecek en güzel gülüşümü kondurup- Hadi sana gidelim, evini göreceğim ve elimden geldiğince dağıtıp sen uyurken lastikli donlarını balkona asacağım. Gelen geçenin gözü gönlü açılsın diye."
Yüzümdeki şirin gülümseme şeytani bir şekile dönüştüğünde Aşkım şüpeyle bana bakıp benim yaptığım gibi kafama vurdu.

İlk Hislerimde Saklı Sen (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin