Gerçeğin bağrında filizlenen oyundan, oyunun uzandığı ölümden, ölüm duygusundan doğan yaşantı damlasından, gözyaşında titreşen çılgın kahkahadan, delilikte tüneyen akıldan, tüneyen gönülde örülmüş kara bir aşka yemin içmişti genç adam.
Kollarının arasında kendisinden geçmiş, saatlerdir uyuyan kadından gözlerini alamıyor, ona dokunmadan, teninin sıcaklığını hissetmeden yapamıyordu. Bir ara iradesinin kıyılarında mantıklı bir karar alarak gemiyi iskeleye yanaştırmıştı. Tabi öncesinde 45 dakikalık bir yolculuk geçirmişti.
Adamın aklı sabırsızdı, sürekli yatağında çırılçıplak yatan kadındaydı. Sahi...o artık gerçek bir kadındı "Benim kadınım" diye hiddetle söylendi, başka erkekleri düşünemiyordu, ona sahip olmaya çalışan it sürülerine düşünmek delilikle tüneyen aklında toplu katliam sebebiydi.
Saatler akıp gidiyordu, gece yarısını çoktan geride bırakmışlardı. Aşkım kızın ipeksi sarı saçlarını dokunmadan kendini alıkoyamıyor her dokunuşunda şeftaliyi anımsatan tatlı kokusu etrafa daha çok yayılıyordu. Bu koku için ölebilirdi.
Kalp sevince değil yanınca yürek olur.
Aşkım hep yanıyordu, küçüklüğüne dair hatırladığı tek şey kollarının arasındaydı. Annesini ve babasını kaybettiğinde, kaybı her zamankinden daha büyüktü, yağmurlu kara bulutların tünediği gökyüzü dahi ağlayarak bağırıyordu. Aşkımın ölümüne dakikalar kalmış üzerine külçe külçe toprak atıyorlardı.
Onu zifiri karanlıktan çekip alan çamurlu parmaklarına düşen saf gözyaşı damlası olmuştu. Asel hem Aşkım için hem de ailesi yerine koyduğu insanlar için hıçkırıyordu. O an "Bu kızı daha ne kadar sevebilirim?" diye düşünmekten kendini alıkoyamadı. Soluk aldıkça yaşatıyordu.
Hissertiği yoğunlukla genç kadını uyandırmadan şakağına sımsıcak bir öpücük kondurdu, hep sevecekti, sonsuzlukta farklı bedenlerde birleşip bu kadınla sevişecekti. Ruhları birdi bir kere, elinde sonunda bulacak, yana yana nefes alacaklardı.
Kapının altından sızan bir duman vardı, sinsice sarıyordu etrafı, Aşkım sonunda Aselin o şeftaliyi anımsatan mistik kokusuna karışan kiri fark etti. Kokladı, emin olmak için tekrar kokladı ve sonunda içini saran endişeyle kollarındaki kadını kenara bıraktı.
Uzandığı yatağın gıcırtısını umursamadan kapıyı açıp etrafa bakındı. Burası yangın yeriydi. Tamda ortasına düştükleri, kül hecelerin bir araya gelemediği ateş parçaları yer yer etrafa dağılmıştı.
Endişe telaşa, telaş korkuya, korku ise kaybın ana rahminde doğan ucu kızgın bir namlu gibiydi. Sıradaki hedef can değirmenine sokulmuş Aseldi sanki...
Hızla geriye döndü, "Asel, uyan!"
Yatağın kenarında duran bavuldan rast gele bir tişört alıp aceleyle sevdiği kadının yanına gitti. "Hadi! Uyan Asel, kalk yavrum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Hislerimde Saklı Sen (Tamamlandı)
Aktuelle Literatur# - Romantizm 1 # - Genelkurgu 3 # - Heyecan 1 -Tüm haklar saklıdır.-