Multimedia daki şarkıya bakmanızı öneririm çok güzel bir parça.
Asel Cankat'ın anlatımından
Arabanın içinde tedirgince oturmuş akıp giden yolu seyrediyordum. Zihnimde attığım hayali adımların her biri takılıyor, koşmamı büyük bir kararlılık ile tökezletiyor idi. Mutluluğun ardından gelen korku her şeyden gerçekti, kimisi kaybetme, kimisi de benim gibi sakladığı sırların gün yüzüne çıkacağından tedirgindi.
Deri koltuğa biraz daha sinip kollarımı bedenime sarmaladım, ona her şeyi anlatacaktım. Bilmeye hakkı vardı ve öğrendiği gerçeklerden sonra beni bırakmazsa... hayır! öyle bir seçenek dahi yoktu. Beni bırakamazdı.
Onun olacaktım...
Titrediğini hissettiğim parmaklarımı etime biraz daha gömüp başımı camdan Aşkıma doğru çevirdim. Yüzünde biraz önce yaşanan güzel anların silik tebessümü yaşıyordu. Alt dudağımı dişlerimin arasına kıstırdım, ben bu çocuğa nasıl söyleyecektim tüm olanları Allah aşkına. "Anlat." kıstırdığım et parçasını aşağı doğru sarkıttım. "Hı?"
"Arabaya bindiğinden beri sanki diken üzerinde kıçın varmış gibisin. Söyle." Ruh halimi dışarıya bu kadar belli ediyor olamazdım...
Dudaklarımı aralayıp onu onaylayacak iken araba neredeyse bir haftadır uğramadığımız evin önünde istop etti. "Evde konuşuruz." Daha fazlasına gerek duymadan arabanın kapısını aralayıp, boşluktan çıktım. Çarpmanın etkisi ile tok ses kulaklarımda yansırken göğsüm hızla kabarıp sönüyordu, en azından konuştuktan sonra bir nebzede rahatlayacaktım. Arka cebimden evin anahtarını çıkarıp onun kilitlediği kapıyı açtım.
Hemen arkamda bana eşlik eden bedenin saç diplerim den enseme doğru akan sıcak nefesini hissediyordum, parkedeki çıplak ayaklarımızın sesi, kalbimin sert atışlarını karşılıyor ensemdeki herifin duymasını engelliyordu. Salondaki geniş koltuklardan birine oturduğunda yanına sokulma gereksinimi duydum, gözlerinin içine bakarak söylemek istemiyordum. Kollarımı beline sıkıca dolayıp kafamı boynuna gömdüm. "Söyleyeceğin şeyi bu pozisyonda anlatırsan kesinlikle dikkate alamam yavrum..." Kokusunu güç almak için soludum ve sözünü keserek korkumun sebeplerini dile getirdim.
"Kaan Bey uyuşturucu ticareti yapıyor." Nereden başlayacağımı bilmiyordum ve işe daha az sinirleneceği birinden giriştim, karşılığı susması oldu. "Kaldır başını oradan." Kollarımın arasındaki etini biraz daha sıkıp başımı boynunda iki yana salladım. İstemiyordum. "O adamın bu işi yaptığını biliyorum." işte bunu beklemiyordum. Kafamı boynundan hızla kaldırıp şaşkınlıktan büyümüş gözlerle baktım yüzüne. Bu durum refleks olarak gerçekleşmişti; "Nasıl!"
Biraz fazla bağırmış olabilirim ki yüzünü buruşturup kafasını geri çekti. "Pezevenk Beyi telefon konuşması yaparken duydum, fısır fısır kuytu köşede laflıyordu. Mirzaya araştırmasını söyledim hani telefonunu almaya gittiğim gün." Başımı sallayıp anladığımı belirtirken çekingenlik içerisinde gözlerine baktım. "Dahası da var..." Yüzümün her köşesini yavaşça inceleyip kaşlarını hususi bir özen ile çattı, asıl sorunun Kaan Bey olmadığını anlamıştı.
Bedenine sarmaladığım kollarımı büyük bir yavaşlık ile çözüp oturuşunu dikleştirdi, hemen ardından ise beni kucağına doğru çekti. "Gözlerime bakarak konuşmanı istiyorum. Ne eksik ne fazla, olduğu gibi." Dile getirdiklerim den sonra kalkıp gidecekti Asaf'ın yanına ve olacakları sadece Allah biliyordu. Söyleyeceğim kelimelerin ağırlığını teker teker yutup hazmetmeye çalıştım, bunların sindirilecek konular olmadığını fark ettiğimde derin bir nefes alarak giriştim lafa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İlk Hislerimde Saklı Sen (Tamamlandı)
General Fiction# - Romantizm 1 # - Genelkurgu 3 # - Heyecan 1 -Tüm haklar saklıdır.-