9. Bölüm

533 112 15
                                        

"Kimi ne için kullanacaksın?" diye sorunca bütün gözler şaşırmış ve korkmuş bir şekilde üzerime dönmüştü.

Yanlış bir şey mi söylemiştim. "Anlatsanıza..." diye tekrarladım.

Söze Çise başladı. ''Baran'ın sevmediği bir kız arkadaşı var. Pek arkadaş sayılmazlar aslında..." derken Baran konuşmaya başladı.

"Sevmediğim insanlardan intikam alırım bücür." dedi cidden çok korkunç görünüyordu.

Biliyorum hep söylediğim şey ama bu bakışlar daha korkunçtu.

"Yardım edebilirim." dedim. Tabi bunu dememin üstüne bir sürü farklı bakış aldım. Yani normal bir şey söylemiştim. Bu kadar tuhaf olan neydi bilmiyorum...

"Benefşe içeri git. Uyu artık."

"Beş yaşında mıyım ben niye emir veriyorsun tamam istemiyorsan konuşmam." dedim koşarak odama çıktım.

BARAN'IN AĞZINDAN;

Sözlerimin ardından yukarı çıktı. Ona karşı ufacık bir sevgim bile yoktu. O pis ailesinden de ondan da nefret ediyordum.

"Baran." diye seslenen Çise'ye döndüm.

"Onu kullanmayı unut! Eğer o kızı bu işte kullanacaksan ben yokum."

"Buna ben karar veririm."

"Bu kadar sert olmaya gerek yok, kardeşim. Senin onunla bir işin yok bırak kızla uğraşmayı."

"İkinizde benim tarafım da değilsiniz yani." dedim öfkemi kontrol etmeye çalışarak. Dişlerimi sıkmış onların diyeceklerini bekliyordum.

Ellerimi önümde birleştirdim. Ve dirseklerimi dizlerime koydum. Kafamı kaldırmadan ellerime bakıyordum.

"Taraf tutmak değil de sadece..."diyen Akın'ın sözünü kestim.

"Neyse uzatmayalım. Madem bana yardım etmek istiyor. Etsin bakalım." dedim aklım ki parlak fikri ortaya atarak. Önce ikisi birbirine baktı. Ve sonra bana döndüler.

"Bu mantıklı olabilir. Ama kendi babasına bunu yapacak kadar saf değil." dedi Çise.

"Bunu da düşündüm."

BENEFŞE'DEN;

Lanet olsun Baran. Ondan nefret ediyorum. Pisliğin teki. Rezil etmekte üstüne yok. Odadan asla çıkmayacağım. Yemek yemeye de gitmiyorum..

Gerçekten bana böyle davranması sinirimi bozuyordu. Bunları hak edecek hiçbir şey yapmamıştım. Sinirden yastıkları duvara fırlatıp yerde duran eşyaları tekmelemiştim. Sinirimi ancak bu şekilde atabilmiştim.

Ben bunları düşünürken epey de geç olmuştu. Bugün hızlı geçmişti. Saat şu an gece bir olsa da benim uykum bazıları yüzünden kaçmıştı.

Dikkatim aniden dağıldı çünkü kapıyı tıklattı ve içeri girdi.

"Uyudun mu?" diye seslendi içeriye doğru.

"Evet, git buradan." diye bağırdım. Ama yine de içeri girdi. Hiç şaşırmadım çünkü artık bu tepkilerine alışmıştım.

"Bir şey konuşacağım seninle."

"Ben gitmeni söylüyorum sen buraya geliyorsun. Seninle konuşmak istemiyorum lafının nesini anlamadın?"

"Dinle."

Kiminle konuşuyorum ben??

"Söyle."

Dinlemekten başka şansım yoktu.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin