Yaklaşık yirmi dakikadır Baran'a bakıyor ve ağzımı konuşmak için her açtığımda vazgeçip geri kapatıyordum.
En sonunda Baran sinir olmuş olacak ki konuşmaya başladı. "Söyle artık."
Peki bunu kendi istedi. Ben sormamak için direnmiştim.
"Ş-sey."
"Ney?"dedi konuşmamın ardından. Epey sinir olmuştu. Billiydi yani.
"Şey bugün gelen kızla yaptığın konuşmaya kulak misafiri olmuş olabilirim."dedim bakışlarımı bacağımın üzerinde birleştirmiş olduğum ellerimden ayırıp bir kaç saniyeliğine Baran'ın yeşil gözlerine sabitledim. Bana kızacağını düşünüyordum. Ama o her zaman ki boş bakışları ile bana bakıyordu.
"Ve?"
"Ve çok merak ettim o kız kim? Bir de ailen mi öldü?"dediğim sırada gözleriyle öldürücü bir bakış attı. Öyle bir baktı ki, ailesini ben öldürmüştüm sanki.
"Sana soru sormamanı söylediğimi hatırlıyorum."
"Ama merak ettim."
"Sana anlatırsam ne kazanacağım?" diye sordu.
"Bana anlatsan ne kaybedeceksin?"
"Herkesin sırları vardır Benefşe."
"Peki akşam partide ne istersen sormadan yapacağım."dedim. Yine o kazanmıştı.
"Güzel."dedi dudağı hafifçe kıvrılmıştı. Güler gibi oldu ama gülmedi. Çünkü o Baran ve gülme özürlü.
"O kız benim çocukluk arkadaşım ailem ölmeden önce onunla evlenecektim. Birbirimizi seviyorduk."deyince. Tükürüğüm boğazıma takıldı. Hatta o kadar büyüdü ki boğazıma takıldı. Nasıl yutacağımı bilemedim. Baran birini mı seviyormuş. İlginç.
"Sonra ne oldu?"
"Ailem öldürüldü. O günden beri kimseyi sevmeyeceğime yemin ettim. Çünkü kimi sevdiysem onu kaybettim. Artık kaybetmek istemiyorum. Bu yüzden bana yardım edeceksin. Bu sefer kaybetmeyeceğim."dedi onu o kadar dikkatli izliyordum ki yeşil gözleri gözlerimi bulunca gözlerimi kaçırdım.
'Nasıl' demek istemiştim. Ama bakışlarıyla karşı karşıya gelmek bile yeterince korkutucuydu.
Çene hatları gerilmişti. Dişlerini sıkıyordu. İstemediği şeyleri hatırlatmıştım ona. Evet kendimi kötü hissediyordum ama yapılabilecek bir şey yoktu.
"Neyse şimdi hazırlan saat üçte çıkarız." dedi. Hala dışarı çıkmak denilince heyecanlanıyordum. Çünkü bana farklı bir duygu veriyordu. Özgürlüğümü veriyordular elime. Yıllardır açamadığım kanatlarımı açıyordum. Yeni şeyler öğreniyordum.
"Ne giyeceğim."
"Artık büyüdün. Kendi istediklerini giyebilirsin."dedi. Çocuklar gibi kafamı heyecanla salladım. Ve odama gittim.
Dolabı şöyle bir karıştırdım. Gerçekten çok kıyafet vardı. Aslında benim kıyafetlerimden azdı. Ama bende hep pantolon vardı. Burada ise genel olarak elbise vardı.
Siyah etek ve pudra pembesi bir etek aldım. Siyah bir külotlu çorap ile giydim ve Baran'ın yanına gittim.
"Nasıl olmuşum."
Yüz ifadesi bana bakarken iğrendiğini gösteren bir ifade ile bakıyordu.
"Sen giyinmeyide mi bilmiyorsun?"deyip kolumdan tuttuğu gibi odama getirdi. Ve dolabından açık renkli büstiyer ve siyah kabarık kısacık bir eteği elime tutuşturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CESUR
Teen Fiction"Nereden başlasam daha çabuk biter." Bunu nasıl söyledim pek bir fikrim yoktu ama bu korkunç oyunun bitmesini istediğimden emindim. Beklemediğim bir anda bana yaklaştı dizleri dizime değiyordu. Sağ kulağıma yaklaştı. Nerdeyse dudakları kulağıma de...