2.Bölüm

1.1K 213 50
                                    

Bir süre bekledikten sonra içeri giren, ismini bile bilmediğim korumam şu an bambaşka biri gibi görünüyordu.

Şimdi benim yaşlarım da biri gibi görünüyordu.
Tamamen siyah giyinmişti.

Ve bana doğru yaklaşırken saçlarını düzeltti ve sonra  yanıma oturdu.

Pürüzsüz yüzü yeni tıraş olmuş gibiydi. Küçük gözleri vardı ama iki göz kapağının arasında parlayan kopkoyu yeşil gözlere sahipti. Vücudu çok yapılı olmasa da giydiği düz sweat üzerinde güzel duruyordu.

Daha da inceleyecek iken bana yönelttiği soruyla kalakaldım. Yüzüme doğru hafifçe yaklaşmıştı.

"Yüzümde bir şey mi var?"

Kaşlarını kaldırmış yeşil gözleri ile tam gözlerimin içine bakıyordu. Soruyu bana yönelttiğini hatırlayıp konuşmaya başladım.

"Yo-yok hayır. Sadece yanımda hâlâ gerçek birinin olduğu gerçeği farklı hissettiriyor." dedim. Saçmalasamda durumu kurtarabilmiştim.

Yani.

Sanırım.

"Sevindim."dedi ve yanıma oturdu.

Krem rengi 'L' şeklinde ki koltukta bağdaş kurmuş oturuyordum. Sıkıntıdan kucağıma aldığım mavi  yastığı inceliyordum.

"Neye... Sevindin?"dedim pısırık sesimle. Ona Kafamı kaldırıp kısa bir an baktım.
Baktığım an bile aynı şekilde yüz ifadesini koruyordu.

"Yüzüm de bir şey olmadığına."dedi. Hiç gülümsememişti. Sert bakıyordu.

"Neyse hadi sorularımı cevapla."derken uzun süre yüzüne ve yeşil gözlerine bakabilmiştim.

"Ne merak ediyorsun?"dedi. Artık kulağımın aşina olduğu o sesiyle. Duygusuz sesiyle...

"Adın ne?"

"Baran."dedi düz bir ses tonuyla. Sesini duydukça tekrar ve tekrar konuşmasını istiyordum. Hiç susmamasını. Ne ince ne kalın çekici bir ses tonu vardı. Arkasından vuran güneş ışığı yeşil gözlerinin daha da parlamasına neden oluyordu. Gözlerine odaklanarak konuşmaya devam ettim.

"Neden buradasın?"dedim.

"Senin korumak için."dedi. Kaşlarını kısa bir süreliğine  kaldırdı.

Sorum onu şaşırtmıştı.

"Korumak mı yoksa içeri tıkmak mı?" diyip göz devirdim. Bu süre zarfında etrafıma boş boş bakındım. Yerde ki krem rengi halıda olan desenleri inceliyordum bu sefer.

"Peki babamın seni kabul etme sebebleri neler?"

Elbette ki bu soruları sormamım bazı nedenleri vardı. Merak da bunlardan biriydi. Sorumu sorduktan hemen sonra ona dikattlice incelemeye başladım.

"Uzun zamandır babanı korumak için eğitim alıyordum. Ve bu süre zarfında babanın güvenini kazandım."

Bu tarz polisiye şeyleri ilgimi çekmiyordu. O farklıydı.Bunu hissedebiliyordum. Sanki derine indikçe ortaya çıkacak çok farklı şeyler vardı onda. Kimseye anlatmadığı şeylerde... Bunları ona baktığımda anlayabiliyordum çünkü karanlık bakıyordu. Sert bakışlarının altında yatan endişeyi, korkuyu , öfkeyi hissedebiliyordum.
Bu beni ona karşı daha da meraklandırıyordu.

"Aslında bu kısımlar pek ilgimi çekmiyor."
deyip devam ettim. "Diğer sorum. Ailen nerede?"

Aile? Bana çok uzak gelen bu kelime üzerinde bir süre durdum ve düşündüm. Aile benim için neydi? Evet belki babam beni seviyordu ama yıllardır bu evde tutmasının amacı neydi? Onun yanında olmadığım onca zaman boyunca bana olan sevgisi olsa ne olurdu ki. Diğer insanlardan farkım yoktu. Anne babasız büyümek nedir bunu anlayabiliyordum. Kimse yanımda yokken ağlamak, gülmek, korkmak neydi biliyordum. Ya da ben küçükken bana masal anlatacak birinin olmaması neydi hepsini çok iyi biliyordum. En önemlisi de annem neden babamdan ayrılmıştı. Beni bırakıp neden gitmişti. Bu soruların bir cevabı vardı ama hepsinin cevap anahtarı da babamdı. Beni hep 'ileride anlatırım.' diyip geçiştirirdi bu konular açılsa. Gerçi hala da öyle. Ama ben bunu öğrenecektim.
Zorundaydım.

CESURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin