6. Bölüm: CAN BORCU

5.5K 339 166
                                    

Emeğe destek ve saygı için lütfen vote atmayı unutmayınız... ❤️ 🙈 ☺️

Bayram Şekeriniz Geldiii... 💃🏻🍬💃🏻🍬

Hayırlı Bayramlar... ☺️🙈🤲🤗🥀🧡

Keyifli Okumalar..! 💪

***********

Ahuşen tüm cesaretini toplayarak gelmişti hastaneye, Baran ağayı ziyarete. Kapıyı iki kere tıklattı, içeriden ses gelmesini bekledi. 'Gel!' sesini duyunca derin bir nefes alıp yavaşça araladı kapıyı. Ve yavaş yavaş ilerledi Baran ağanın yanına, tedirginliğini ve korkularını bir kenara bırakmaya çalışarak hazırladığı konuşmasını düşündü. Yatağında yatan Baran ağa ile göz göze gelinceye kadar ilerledi, sonra durdu. Biran Baran ağanın gözlerindeki yorgunluğu görünce içi burkuldu. Bir zamanlar o ışık saçan kahverengi boncuk gözler gitmiş, yerine kararmış ve cansızlaşmış solgun göz bebekleri gelmişti. Yüzünün enerjisi de ışıldayan gözlerin peşine katılmış olacak ki onlarda yerinde değillerdi. Yerini asık bir sarıya bırakmışlardı, o sarı ki küs küs oturup mesken edinmişti, o yiğit bedeni... Çökertmişti o geniş omuzları, çekip almıştı iç ısıtan o tebessümleri...

"Müsadeniz olursa girebilir miyim?"

Baran karşısında Ahuşen'i görünce çok şaşırdı. Berdel olacağı açıklanalı 1 hafta olmuştu ama gelen giden yoktu, şimdi niye gelmişti ki, diye düşündü. Acaba istemiyordu da onunla konuşmaya mı gelmişti ? Haklıydı kim sakat ağanın kadını olmak ister ki? Belkide ömür boyu ona bakacak bir hayatı kim ister ki?Gençliğini güzelliğini yatalak kocasına bakarak mı geçirecekti?

Kafasıyla 'Gel' haraketi yaptı Baran ağa. Kendisine doğru gelen kıza daha ayrıntılı incelemeye başladı.

Giydiği açık mavi elbise ayak bileklerine kadar uzanmıştı, elbisenin kumaş kemeri yine aynı renkteydi ve salaşça bağlanmıştı. Kemer vücuduna çok yapışmasada, ince belli ve narin bir bedene sahip olduğunu belli ediyordu. Başında tozpembe rengi olan şalı, omuzlarını örtmüştü. Kendinden kızaran yanakları, iri büyük kahverengi gözleri ve ısırılmış küçük kırmızı dudakları ona ayrı bir güzellik katmıştı. Şalı, elbisesi, yürüyüşü, hafif tebessümü ile zarif gözüküyordu. Zarif ve güzel...

Yüzünü daha ayrıntılı incelemeye başladığında gözlerindeki çekingenliği gördü. Ona bakmıyordu, elbisesinin kollarındaki küçük çiçek desenli dantele odaklanmış onları inceliyordu. Ne vardı bu dantelde de ona bu kadar odaklı bakıp kendisine bakmıyordu. Sinirlendi Baran ağa, kendisine bakmasını istedi... O güzel göz bebekleri ile kendi göz bebeklerinin buluşmasını istedi...

"Ağam nasılsınız iyi misiniz?" diye söze girdi çekingen bir şekilde Ahuşen. Zar zor girdiği hastahane odasında kendine sığınacak bir liman, saklanacak bir köşe arıyordu.

"İyiyim hamdolsun. Niye geldin?" dedi Baran ağa buz gibi sesiyle, bir taraftan kendi iç mücadelesi devam ediyordu. 'Görmüyordu sanki acınası halimi birde soruyor!' diye sitem ediyordu. Ahuşen'e karşı öfke ekiyordu kalbine, sanki öyle yapmaya mahkummuş gibi, sanki onu sevmemesi gerekiyormuş gibi bir amaç edinmişti kendine... Bu kızın karşısında böyle bir durumda olmak onu dahada öfkelendiriyordu. O Ahuşen'e kol kanat gelmek, kartal gibi süzülüp onun hayran dolu bakışlarını almak isterken, şu lanet yatakta yatan ezilmiş bir et parçasından başka birşey değildi. Hal böyle oluncada acınası haline layık bakışlara maruz kalıyordu.

FEDA EDİLMİŞ HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin