10. Bölüm: GELİN'İM (Part 2)

7.3K 350 172
                                    

Attığınız her oy kitabımızın daha çok okura ulaşmasını sağlar... Lütfen bu kadar yazıp çabalayan yazarınıza bunu çok görmeyin...

***

Hepinize Keyifli Okumalar... 🤗

***

Baran ağa banyoya girip üzerindekileri çıkarmaya başladı. Tüm ev ona göre dizayn edilmişti, kapının arkasındaki askılıklardan duşa kanine kadar her eşya özenle ayarlanmıştı. Çıkardığı kıyafetlerini alçak boydaki askılığa asarak banyo küvetine paralel olarak yanaştırdı sandalyesini, sandalyenin tekerliğini kitleyerek sabitledi, küvetin yan tarafında ve duvara monteli halde onun kullanabilmesi için dizayn edilen borulardan tutunarak kendini kuvvete doğru çekti. Küvetin oturma kısmına oturarak dengesini sağladı ve tüm vücudunu küvetin içine taşıdı.

Kısa bir duşun ardından havlusunu yakınına almadığını farketti normalde azda olsa kurulandıktan sonra arabasına geçiyordu. Çünkü bazen eli borulardan veya küvetten kayıyordu.

'Şimdi Ahuşen'e seslensem yine triplere girecek, ay ne oldu, yok gözümü kapayayım, yok girmeyeyim, yok müsait misiniz, diyecek bir sürü tatava yapacak.' diye düşündü ve bir süre bekledi, elleri biraz daha kurur gibi olduğunda yine demirlere ve küvete tutunarak sandalyesine inmeye çalıştı. İlk önce ayaklarını küvetin dışına taşıdı ve küvetten aşağıya sarkıttı. Sonra sol tarafında konumlanan sandalyesine yan ve arkası dönük bir şekilde oturmaya çalıştı. Elleri kayar gibi olsada dengesini sağlamaya çalışarak arkası dönük bir şekilde yavaş yavaş kendini geriye doğru bıraktı. Fakat dikkatsiz yıkanan Baran ağa yerleri ıslattığının farkında değildi. Oturmak için yaptığı son hamlede elinin altındaki sandalyesi geriye doğru kaydı. Baran ağa tutunmaya çalıştı fakat artık çok geçti sandalyeyle beraber kendide geriye doğru kaydı ve kalçasının betonla yaptığı  sert buluşma son noktayı koydu.

Sesi duyan Ahuşen telaşla banyoya koştu. Kapıdan seslendi, ne olduğunu anlamaya çalıştı, defalarca kapıya vurdu fakat içerden sadece takırtılar geliyordu, Baran ağanın sesi duyulmuyordu.

Baran ağa ise hem kendi beceriksizliğinin hem sandalyesi yüzünden başına gelen talihsizliklerin kabarttığı sinirini etrafa vurarak atmaya çalışıyordu. Tamda hayal ettiği gibi bir gerdek gecesiydi, kendisi banyoda yerde çırılçıplak yatıyor, karısı odada bana dokunmayan yılan bin yaşasın tarzında takılıyor...!

Yavaş yavaş düştüğünden dolayı sırtındaki ve belindeki ağrı kendini göstermeye başladığında yerden kalkmaya çalıştı. O sırada kapıyı tıklatıp duran Ahuşen'i farketti. Tam ona cevap verecek iken daha fazla dayanamayan Ahuşen birden içeri girdi.

Ve bir çığlık...

"Ağam, ağam iyi misiniz? Ne oldu, nasıl oldu?" diyerek hemen Baran ağanın yanına koştu Ahuşen. Ve telaşla koluna girdi.

"Bana tutunun ağam hadi kalkalım," diyerek destek vermeye çalıştı. Baran ağanın kolunun altına girerek onu yukarıya çekmeye çalıştı, yardım ederken yeni yeni idrak ettiği şey ise Baran ağanın çırılçıplak olmasıydı. Allah'tan Baran ağa Ahuşen'in bu görüntü karşısında bocalayıp kendisini bırakmasına ramak kala kendini sandalyesine atabilmişti. Ahuşen ne yapacağını bilemez halde etrafa bakınıyordu, karşısındaki adam çıplaktı, düşmüştü ve kızımızın beyni durmuş vaziyetteydi.

FEDA EDİLMİŞ HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin