***Arkadaşlar ne kadar oy gelmişse o kadar okuyucumun olduğunu düşünüyorum... Ve o okuyucularıma ithafen yayınlıyorum bu bölümü... Destek veren herkese teşekkürler 💕
Yazarınız Keyifli Okumalar Diler...
***
Evin kalabalıklığı azalmıştı. Ahuşen çekirdek haliyle salonda kalan aile üyelerine tek tek kahvelerini dağıttı. Elinden geldiğince kaçtığı eşi ile yine karşı karşıya gelince dün geceyi hatırlayarak yavaştan boğazında hissettiği sıcaklıkla kendi kahvesini sehpasına bırakarak hızla çıktı salondan. Sanki mutfakta bir şey unutmuş gibi aceleci davransa da mutfağa geldiğinde sadece durup soluklandı. 'Bugün herkes bir garip. Berfin ananın sabah ki öğüdü ve samimi davranması, konağa gelenlerin çoğunun 'Sıra Ahuşen de o da yakında belli olur' demeleri, evdeki yardımcıların sürekli ona gülmesi... Bunların hepsini ben uydurmuyorum herhalde... Dünden önce böyle değillerdi. Kesin hepsi biliyor... Baran da sürekli bilerek karşıma çıkıp duruyor... Milletten kaçtığım yetmiyormuş gibi birde onunla uğraşıyorum. Normalde olsa tüm gün bir kez bile karşılaşmayız, ama bugün karşılaşmak istemiyorum ya burnum dibinde bitiyor.!' dedi Ahuşen içinden.
"Ahuşen..."
Gelen ses ile mutfak masasına dayanmış kendi ile dertleşen Ahuşen hızla sıçrayıp kapıya doğru döndü. Gelen ablası Rojdaydı... Şu an en ihtiyacı olan insandı.
"Gittin gelmedim kahven soğudu. Ne yapıyorsun burada..? Tüm gün garip davrandın zaten... Neler oluyor, bir sıkıntın mı var..?" dedi Rojda. Kardeşine yanaşarak elini koluna koydu ve yavaşça sıvazladı.
"Abla ben ne yapacağım..? Sen ne güzel hiç bir şeyini belli etmiyorsun. Ama ben... Yüzüme bakan, benimle konuşan herkes anlıyor halimi... Ne yapacağım hiç bilmiyorum..." dedi Ahuşen mızmızlanan bir çocuk edasıyla.
"Bu da senin karakterin... Yapacak pek bir şey yok..." dedi Rojda kardeşinin haline istemeden gülerek. Onun bu doğal halini seviyordu Rojda. Bu zamanlarda hep yaşından küçük davrandığı için ona bir tatlılık katıyordu. Tabii bu konuda Berfin ananın farklı düşündüğüne adı gibi emindi.
"Ama... Abla bana hiç yardımcı olmuyorsun..." diyerek sitem etmeye başladı Ahuşen.
"Şimdi sana ne desem boş. Aceleye getirmeyelim bence bu konuyu. Şimdi içeri geçelim. Sonra sen yatmadan mutfağa gel..."
"Ne yatması..? Ne zaman..? Nerede..? Sen nereden biliyorsun..? Yok öyle bir şey..." dedi Ahuşen ablasının sözünü birden bölerek.
"Ahuşencim ilk önce dinle sonra konuş tatlım. Konuşmadan önce az düşün canım kardeşim. Bu sana ilk ders tamam mı..? Odanı farklı bir ev gibi düşün. Oradan çıktığın an, oradaki tüm hayatın o odada kalsın. Sevinsen de, ağlasan da o odada kalsın. Onu bu salona, bize taşıma... Unut... O odada çıktığın an unut. Evine, odana geri döndüğünde zihnine gelsin neler yaşadığınız... O zamanın haricinde hepsini at arkana, öyle gel yanımıza... Siz sorunlarınızı konuşur anlaşır halledersiniz, bir süre sonra unuttur tatlıya bağlarsınız ama ev ahalisi unutmaz, affetmez..."
"Abla bu çok zor..."
"Sen elinden geleni yap, sonra zor de... En azından biraz yol alırız."
"Tamam. Deneyeceğim..." dedi Ahuşen düşünceli bir halde başını sallarken.
"Şimdi salona girerken de bu mutfakta konuşulanları unut... Düşünüp durma. O senin ile benim aramda mutfakta kalacak. Aklına salondaki konuşulan konuları getir. Hatırlamaya çalış. Onlara odaklan... Sakın iç dünyana inme, yine hülyalı hülyalı dalar gider çıkamazsın... Dikkatleri daha da üstüne çekersin..." dedi Rojda ve salona yönlendirdiği kardeşinin sırtını yavaşça sıvazlayıp ona destek verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDA EDİLMİŞ HAYATLAR
Ficción GeneralBu hayatta birileri fedakar olmayı göze almıştı.! Berdelle gelen bu evliliklerde bir taraf fedakar bir taraf ise mahkumdu... *** Bu hayatta hepimizin birer engelli var... Kiminin engeli vücudunda, kiminin engeli aklında, kiminin engeli ise kalbin...