***Yeni Yılımızda Hepimize Hayırlı, Güzel ve Umut Dolu Yenilikler Gelsin...
***
Yazarınız Yeni Yılınızı Kutlar...
Keyifli Okumalar Diler...!
***
Gün ağırmış... Yeni haberler tüm Urfaya yayılmıştı...
'Hazemşah konağına yeni torun geliyor... Hazemşah konağına yeni torun geliyor...'
Rojda'nın gebe haberi iki ağa ailesine de mutluluk getirmişti. Tüm ahali Hazemşah konağında toplandı. Her gelen elleri kolları dolu geliyordu. Tebrikler ediyor, nazar duaları okuyor, sevinçlerini paylaşıyorlardı.
Hazemşah ve Bozan ailesi misafirlerle ilgileniyorlardı. Rojda büyüklerden öğütler dinliyor, nelere dikkat etmesi gerektiğini daha iyi anlıyordu. Halil de yine büyüklerinden öğütler dinliyor ve övgüleri utana sıkıla tebessümle kabul ediyordu. Halil Hazemşah erkekleri arasında en utangacı ve nazik olanıydı. Bu yüzden bazı akrabalarının abartılı övgü ve sevinci karşısında nasıl tepki vereceğini bilemiyordu. Onun nazik ve utangaçlığı eşinde de vardı, sanki bir elmanın iki yarısı gibiydiler Rojda ile...
"Gülizar, kızım artık Rojda sana emanet. Her konuda yardımcı olasın. Sen aslan gibi üç torun doğurdun bu konakta... Şimdi tüm tecrübelerini paylaşma zamanı, küçüklerine yardımcı olasın..." dedi Berfin ana. Bir gelini sağında diğer bir gelini solunda oturuyordu. İkisinin de elini tutup kendi elinin altında birleştirdi. Hafifçe ikisine de tebessüm ederek sevgisini belli etti.
Gelinlerini kızlarından ayırmadan koruyup gözeten, eşitliği sağlamaya çalışan Berfin ana bu durumun içine Ahuşen'i hiç katmamıştı. Sanki sadece iki gelini varmış gibi davranıyordu. Onların aralarının açılmaması için adeletinin terazisini bozmuyor, onları hep bir arada tutuyordu. Alışverişe, akraba, eş dost ziyaretlerine, ev işlerine hep ikisini birlikte yolluyordu. Daha çok birbirleriyle samimi olmalarını sağlıyordu. Rojda kayınvalidesini Ahuşen konusunda bir türlü ikna edemediği için kardeşinin yalnız kalışı bir abla olarak yüreğini sıkıştırıyordu. Gizliden onunla ilgileniyor, gün içinde sık sık arıyordu.
Ahuşen bu konağa geldiğinde hep ablasının dizinin dibinde olacağını düşünmüştü. Fakat Berfin hanımağa yüzünden bu düşüncesi sular altında kalmıştı. Ablası Gülizar ablayla birlikte vakit geçiriyordu. Ahuşen de Asude ile...
O sırada Asude dalmış olan Ahuşen'in kolunu hafifçe sıvazladı.
"Ahuşen... Dalıp duruyorsun iyi misin..?""Ha.. Ben mi..? İyiyim... İyiyim abla... Sen nasılsın...?" dedi Ahuşen dalmış gözlerini muhteşem üçlüden hızla çekerken.
"Biraz hava al istersen içerisi sıcak oldu, bunalmışsındır..." dedi Asude, Ahuşen'in yüzünün düştüğünü fark edince.
"Hı hı... Olur..."
"Hatta dur bende seninle geleyim, dışarıdaki çocuklarada şerbet dağıtalım. Lokumlu bisküvi de veririz." dedi Asude sıcacık gülümsemesiyle.
Ahuşen de onun enerjisinden etkilenerek istemsizce gülümsemişti. Ve hafifçe kafasını sallayarak Asude'yi takip etti. Mutfağa uğrayıp ellerini kollarını doldurduktan sonra avluda koşuşturan çocukların arasına daldılar. Etraflarını saran çocuklara şerbet ve lokumlu bisküvilerden verip çardağın bir köşesine geçip oturdular. İkisi de sessizliklerini bozmadan çocukları izlerken konağın kapısı açıldı ve Bozan hanımları yavaşça içeri girdiler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDA EDİLMİŞ HAYATLAR
Ficción GeneralBu hayatta birileri fedakar olmayı göze almıştı.! Berdelle gelen bu evliliklerde bir taraf fedakar bir taraf ise mahkumdu... *** Bu hayatta hepimizin birer engelli var... Kiminin engeli vücudunda, kiminin engeli aklında, kiminin engeli ise kalbin...