Güzel günlerimiz olsun a dostlar...
***
İki gecemi verdim, bekleyen okuyucularımı bekletmek istemedim 🙈🧡***
Keyifli Okumalaaaarrr 💪
***
'Ya Rabbim!' dedi Baran, tüm çaresizliği ile.. 'Bu bana verdiğin imtihan git gide benim boyumu aşıyor... Bu aciz kulun artık dayanamıyor. Bu imtihanda bana yardım et, bana irade bahşet, bana bir çıkış yolu göster Allah'ım...' diyerek Yaradanına yalvaran Baran ağanın çaresizliği dışına vurmuştu.
Şimdi arkasında duyduğu adım sesleri ona doğru yaklaştıkça korku kaplıyordu genç adamın yüreğini. Celladının geldiğini biliyordu. Son dualarını etmeyi ihmal etmeden bekledi. Bekledi... Bekledi.... İlk gelişindeki gibi ahesteli yürüyüşü ile geliyordu. Biliyordu ki, o adım sesleri sustuğunda ölüm kendisini bulacaktı. Bedenini öldüren, ruhunu farklı boyutta diriltecekti. Dirilen ruh ile en ağır işkenceler başlayacak, o da sessizce içindeki volkanlara rağmen buna dayanmaya çalışacaktı...
İşte biraz daha yaklaştı. Her adımda biraz daha korku saldı. Soğuk ve titrek halde gelip kessede tenini ölümü tez olacaktı, belliydi... Derin bir nefes çekti içine Baran, tüm hücreleri hissediyordu tenin yakıcılığını... Ve boğazındaki düğümü...
O ise itina ile keskinliğini Baran'ın sırtında indirdi ve boydan boya yarıklar açtı genç adamın hem bedeninde hem yüreğinde... İlk önce bir sıcaklık sonra iliklerine kadar dondurucu bir soğuk... Ne kadar süredir bu işkenceye dayandığını bilmiyordu Baran. Beyin hücrelerinin göcüne şahitlik edecek noktaya gelmiştide kendisini öldüren celladına dur diyememişti. Sadece dayanmış, gücünün bittiği yerde ise tüm mücadelesi bitmiş, zihni soğuktan donmuştu.
O halini fark eden merhametsiz öldürücü, merhamete geldi ve gözlerinin ahu ateşiyle ısıtılmış bir örtü örttü genç adamın üzerine... İşte ölmüştü Baran... Dışı bir ölü, içi dipdiri ya zihni... Nasıl dayanacaktı engellerin getirdiği bu işkenceye...
"Tamam ağam, bitti. Siz biraz dinlenin ben birazdan geleceğim," dedi Ahuşen.
"Bende bittim be kadın... " diyen Baran, "Buna daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum... Bu kadının elleri böylesine vücudumda dolaşırken ondan uzak kalmaya nasıl dayanırım bilmiyorum..." diyerek kendi kendine mırıldandı.
Baran'ın ne dediğini anlayamayan Ahuşen, daha çok merak ettiği bir işin peşine düşerek;
"Ağam ben bir mutfağa ineyim, Asude abla ile görüşmem gerek." diyerek çıktı odalarından.
Baran ağa yatakta yüz üstü yatmaktaydı. Altında sadece iç çamaşırı vardı. Yastığını kenara çekmiş, kollarını iki yandan kırıp ellerini alnın altında birleştirmişti. Şu an rahat bir pozisyonda gibi dursada içinde ünlü bir dram filminin en acıklı sahnesi oynuyordu. Kapattı gözlerini tüm yaşananları unutmak istedi... Fakat beyni tekrar tekrar başa sarıyordu. Kendini bu muhteşemliğe kaptırmaya başlayan Baran irkilerek açtı gözlerini...
Kaçtır bu yatakta, celladı gelecek mahkum gibi bekliyordu. Kaç zamandır çekmediği işkence kalmamıştı. Kimisine kısa gelen zaman, ona asırlar gibi gelmişti. Bedeni yorgun ve bitap düşmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDA EDİLMİŞ HAYATLAR
Fiction généraleBu hayatta birileri fedakar olmayı göze almıştı.! Berdelle gelen bu evliliklerde bir taraf fedakar bir taraf ise mahkumdu... *** Bu hayatta hepimizin birer engelli var... Kiminin engeli vücudunda, kiminin engeli aklında, kiminin engeli ise kalbin...