FEDA EDİLMİŞ HAYATLAR

2. Bölüm: DAVETSİZ MİSAFİR

***

Keyifli Okumalaaarrr 💪🧡

***

'Ya oğlum alttarafı iki parça eşya götüreceksin. 10 dakikanı almaz, tüm şöförler korumalar gelin evinde. Onlaranın güvenliğini sağlıyor. Benim de misafirlerle ilgilenmem gerek ayrılamam buradan, şu tepsiyi bırakta bir işin ucundan tutmuş ol, hadi aslan parçası hadi...' diyen Halil elindeki kına tepsisini ve unuttukları birkaç malzememin bulunduğu poşeti tutuşturdu kardeşinin eline. Kendisi götürmeyi çok isterdi gitmişken de sevdiğini kına gecesi kıyafeti ile görür hasret giderirdi ama şuan ağaları bırakamıyordu.

'Sen götür işte abi, gitmişken yengeyide görürsün. Karşılıklı iki döktürürsünüz, baksana yerinde duramıyorsun, kurtlarını dökersin sanada iyi gelir." dedi Baran abisiyle uğraşmaktan zevk aldığını belli eden bir gülümsemeyle...

"Oğlum..! Tamam bende isterdim gideyim nur yüzlümü göreyim ama burayı bırakamam. O yüzden hadi aslanım, hadi... İşimiz gücümüz var oyalama beni." diyerek kardeşini sırtından ittirdi Halil.

"Tamam gideceğim, izin verde odamdan motorun anahtarını alayım." diyerek abisinin yanından geçerken Baran, Halil tarafından durduruldu.

"Motor ne lan! Başımıza iş açacaksın gece gece, bir daha binilmeyecek demedim mi ben sana. İstanbul sandın sen herhalde buraları... Al şu benim arabanın anahtarınıda ayak yerden nasıl kesilirmiş gör. Ne çok konuşturdun lan beni. Rojda'mla bile evliliğe ikna ederken bu kadar konuşmadım.!" diyerek kardeşinin eline arabanın anahtarlarını tutuşturup içeriye doğru adımladı Halil.

"Tamamdır damat bey sinirlenmeyin gidiyorum. Hiç yakışıyor mu size böyle kaba konuşmak cık cık cık..." diyen Baran, küçük bir çocuk gibi abisiyle dalga geçiyor ona naz yapıyordu.

Halil arkasını döndüğünde uslu uslu arabaya giden Baran'ı görünce bir zafer gülümsemesi yolladı. 'İt herif, kendine bir yalvarmadığı kalmıştı onuda yaptı,' diye söylenerek girdi tekrardan konağan salonuna.

Baran tabiki bu gidişten memnun değildi. İçerdeki kalabalıktan dahada memnun olmadığı için kabul etmişti. Dönüş yolundada oyalanırım biraz daha geç dönerim, kalabalıkta azalmış olur diye düşünerek mesafeleri katetmişti. Gelin konağının önüne geldiğinde, yolun dar ve arabalar ile dolu olduğunu görünce bir arka sokağa parkedip arka bahçe kapısına doğru yürüdü.

Arka kapıya geldiğinde korumaların olmamasından hafifçe huylansada kadınları fazla bekletmemek için içeri girdi, teslimatı yaptıktan sonra adamları arar, bulunca nerede olduğunu öğrenirim nasılsa diye düşündü.

Arka kapıdan girip bahçeyi ve ahırları geçerek konağın avlusuna açılan kapıdan girdi. Konak avlusunda bir iki adım atmıştı ki... Ayağının altında birşeylerin kırıldığını hissetti. Dikkatli bir yapısı vardı ve şu an yerdeki kırık testi parçalarını inceliyordu. İstemsizce kırık parçalara anlamlı bir neden bulmaya çalıştı. Acaba gelenek adet felan mı diye düşündü. Acaba ters bir durum mu var,?dedi. Biraz etrafı inceledi, ardından ters bişi olsa yukarıdan bu kadar ses gelmezdi diye bir kanıya vararak konaktan içeriye ilerledi ve merdivenleri çıkmaya başladı.

Bu sırada Baran ise içeri girmeden mutfağın çamını tıklatarak açmalarını işaret etti. Elindekileri verip açıklama yapma gereği duymadan gerisin geri arabasının yolunu tuttu.