10. Bölüm: GELİN'İM (Part 1)

5.8K 284 138
                                    

Lütfen oy atıp o güzel parmaklarınızı yormayınız sessiz okuyucularım... Kıyamam sizin o yorulan parmaklarınıza... 🙈🙈😘❤️

***

Umarım beğenirsiniz..

***

Keyifli Okumalaaaarrr 🤗

***

Bozanlar konağı hem hüzünlü hem mutluydu. Kızları sevdikleri bildikleri bir aileye gidecekti ama ondan ayrılmanın hüznünü en derinlerinde yaşıyorlardı. Cihangir, Rojda ablasında olduğu gibi Ahuşen'e de küstündü, çok az konuşuyordu onunla. Herkes neden böyle yaptığını bilsede tüm ev halkı üzülüyordu bu duruma...

Ailesi ile vedalaşan ve onların hayır duasını alan Ahuşen damat tarafının arabasına binerek Hazemşahlar konağına doğru ilerledi. Arkasından gelen gelin tarafıyla konağa görkemli bir giriş yapmıştı. Onları kapıda karşılayan damat tarafı selamlaşmalardan sonra gelini alıp damat ve gelin için özel hazırlanmış masaya götürdü. Masada yerini alan Ahuşen'in yanına gelen Baran ağada sessizce yerine geçti. Ardından tebrik için insanlar gelmeye başladı ve yavaş yavaş kalabalık arttı.

Üzerinde sade bir gelinlik vardı, ne çok kabarık ne de çok uzundu. Kendinden simli kumaşı dışında üzerinde süs bulunmuyordu. Üst kısmı biraz daha dardı, belinden sonra kabarık olmayan ama üzerinde tüller bununan bir etek kısmı vardı. Gelinlik kollarının ağız kısmı ne çok bol nede çok dardı, dümdüz geliyordu. Sade bir gelinlik istemişti Ahuşen, cıvıl cıvıl renkleri sevsede bugün ona bakacak olan yüzlerce insanın düşüncesi bile onu rahatsız ediyordu, bu yüzden sade olmak istedi. Hatta görünmemek istedi bu kadar göz önünde olmak onu daha çok geriyordu.

Beyaz gelinliğinin üzerine örtülen kırmızı duvağı ile çıkmıştı baba evinden, namusu ile evleniyordu fakat şu an oturduğu koltuk, üzerindeki gelinlik, yanındaki adam ona yabancı geliyordu. Bu evlilik için erken değil miydi? Daha baba evinde yapacakları yaşayacakları vardı, biran geri dönmek durdurmak istedi bu düğünü, 'Kendinize gelin ne yapıyorsunuz siz!!' demek istedi. Bugün niye böyle düşüncelere dalmıştı oda bilmiyordu, acaba sorumluluktan evliliğin ağırlığından kaçıyor muydu? Acaba yanındaki adamdan mı kaçıyordu?

Düğüne odaklanmak dışında herşeyi düşünmüş tartışmıştı kendi içinde, acaba evlenmeseydim şu an nerede ne yapıyor olurdum, planlarımı nasıl ayarlıyor olurdum, diye düşünmeden de geçmedi.

Sessizliğini koruyan gelin kızımız kendinde değilmiş gibiydi komutlara uyuyor etrafındakilerin yap denileni yapıyordu. Hala inanamıyordu ki evlendiğine. Şu an imzayı atan gerçekten o muydu? Bu alkışlar tebrikler onun için miydi? Bu imza ile aldığı sorumlukların farkındaydı fakat bunları kaldırabilecek kadar güçlü hissetmiyordu kendini. Endişe, korku, çaresizlik, stres hepsi biranda birleşip sis bulutu oluşturmuştu ve yavaş yavaş Ahuşen'in etrafını sarıyor, yürüyeceği yolu görmesini engelliyordu.

Düşüncelere dalan Ahuşen etrafta duyduğu silah sesleriyle birden panikledi, yan tarafında oturan Baran ağanın eline gitti elli, destek istermiş gibi sımsıkı tuttu. Durmak bilmeyen silah sesleri onu her geçen saniye daha çok korkutuyordu. Bu silah seslerinin sebep olduğu korku, geçmişi sermişti gözlerinin önüne, istemsizce attığı çığlıklar ile içine doğru büzdü kafasını. Yanında olan Baran ağa hemen sardı ürkek serçesini. Güven verircesine doladı kollarını kızın beline, kendine çekerek göğsünde açtığı yere bastırdı gelinini, ve sımsıkı sardı narin bedeni. Silah sesleri kesilmeyince abisine işaret yapan Baran Ahuşen'in korktuğunu anlatmaya çalıştı, 'Şu silahları kesin!' dercesine baktı abisine. Abisi durumu anlayıp Zafer'e işaret etti iki yandan tüm silahları susturdular ve diğerlerinide uyardılar. Çalınan davullar devam ederken ortadaki erkek halayıda tekrar kaldığı yerden devam etti.

FEDA EDİLMİŞ HAYATLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin