***
Özleyenler için dopdolu Zafer & Asude bölümü geliyor... 😍🙈🥰
***
~ Yazarınız Keyifli Okumalar Diler ~
***
Zafer hapishane çıkışına doğru yavaş yavaş adımlıyordu. Dışarıdan gelen heyecanlı grubun sloganlarını ve ara ara alkış seslerini hafif bir tebessümle dinledi. Elinde bavuluyla sakince aralanan kapıdan dışarıya doğru ilk adımını attı.
Önceden Asude'ye gelmemesini tembihlemişti. Çünkü biliyordu, arkadaşları zaten karşılamaya gelecekti. Bu erkek erkeğe olağanca garip ve çoşkulu bir karşılama olacaktı. Ona annesiyle beraber konakta beklemesini söylemişti.
Şimdi Zafer kendisini sevinçle karşılayan arkadaşlarıyla selamlaşıyor, tek tek herkese sarılıyordu. Hazemşah ailesi de oradaydı. Zafer ilk önce babasının, ardından Haşmet ağanın elini öpüp sarıldı. Sonra Baran'a, İbrahim'e ve Halil'e sarılıp hasret giderdi. Altında çalışan diğer koruma arkadaşlarıyla da sıkıca sarıldılar. Sarılma ve karşılama faslı bitince Hazemşah konağının yolunu tuttular. Kornalar çalarak yedi araba ile hapishane önündeki tozlu yollardan hızla geçerek göğe tozlu bulutlarını yolladılar.
Konağa girmeden önce meydanda turlayan arabalar Zafer'in çıkışını herkese duyurmuşlardı. Böylece Hazemşahların hem baş korumasına hem de güvenilir dostlarına kavuştuğunu bilmeyen kalmamıştı.
Konağa da çoşkulu bir giriş yaptılar. Bazıları Zafer'i omuzlarına almak istese de Zafer izin vermedi.
"Gençler... Burası ağa konağıdır. Burada taşkınlık olmaz. Hanımağamı da rahatsız etmeyelim. Allah razı olsun geldiniz, destek oldunuz şimdi duralım." dedi Zafer arkadaşlarını uyararak.
O sırada oğlunun gelişini gören Kısmet ana dayanamamış atmıştı kendini avluya. Zafer de uzaktan yanına gelmek için çabalayan annesini görünce hızla ona doğru adımladı.
"Anam..." dedi ve eğilip elini öptü. Sıkıca sarılıp yüzünü öptü.
"Ah yiğidim... Döndün sonunda... Ah deli oğlum..." diyen Kısmet ana boyu yetişebildiği kadar sarılıyordu oğluna. Hem sırtını sıvazlıyordu hem ah çekip hafifçe vuruyordu.
"Senin duaların korudu beni. Bak yine geldim sana..." dedi Zafer annesinin gönlünü almak adına. Ardından annesinin yüzüne bakınca ağladığını gördü. Hemen yandaki şadırvana oturtturdu onu. Gözlerindeki yaşları silip, "Ağlama bak geldim. Bir daha düşünmeden hareket etmeyeceğim. Sizleri bir daha ağlatmayacağım..." dedi Zafer.
"Çok korktum. İçeride bir hal gelecek diye... Çıkamayacaksın diye..." dedi Kısmet ana ağlamaklı sesiyle.
"Düşünme böyle kötü şeyleri. Rabbim nasip etti çıktık. Yorma o kalbini artık." dedi Zafer.
Ailesinin tek çocuğuydu. Karaca ailesi yıllarca çocuk hasreti çekmişler ve artık olmaz dedikleri anda, yirmi yıl sonra evlatlarını kucaklarına almışlardı. Kırk yaşında ana olmuştu Kısmet, baba olmuştu Ali... Bu yüzden hem tek çocuk olup kardeşsiz büyümüş, bazen yalnızlık çekmişti, hem de çok sevilmiş Zafer...
"Son gördüğümden bu yana zayıflamışsın sen.." dedi Kısmet ana.
"Daha neler ana bir ay önce görüş günü görüştük, hala aynıyım ben."
"Yok yok iyi bakmamışsın kendine... Yüzün sararmış solmuş.." diyen annesine kahkahalarla cevap verdi Zafer. Bunca zaman evhamlı annesiyle baş edebilmenin tek yolunu söylediklerine gülmekte bulmuştu. Gülüp yeniden sarıldı annesine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FEDA EDİLMİŞ HAYATLAR
Fiction généraleBu hayatta birileri fedakar olmayı göze almıştı.! Berdelle gelen bu evliliklerde bir taraf fedakar bir taraf ise mahkumdu... *** Bu hayatta hepimizin birer engelli var... Kiminin engeli vücudunda, kiminin engeli aklında, kiminin engeli ise kalbin...