Sana aşığım...

339 23 16
                                    

İkisi de birbirine kısa bir bakış atıp dudaklarında belli belirsiz beliren gülümseyişlerini takınmışlardı. Ama onlar ne yapıyordu öyle nasıl bir iletişim şekliydi bu acaba. Kaç göz hareketleriyle resmen birbirleriyle iletişim kurmuşlardı. Anlamıyordum bunlar neyce konuşuyorlardı böyle?

Berfu da onların birbirleriyle olan iletişimlerini görmüş olacak ki beni kendine çevirip gözümün önünde kaşını,gözünü kısacası suratında ki tüm mimiklerini kullanarak bir şerler yapmaya çalışıyorlardı. Gözlerimin içerisine bakıp

''Oluyor mu?'' diye sorduğunda bir kahkaha patlatmıştım. Kendime hakim olamıyordum, bu kız beni güldürmeyi beceriyordu.

İki hulk Berfu'nun hareketleriyle bakışlarını bize çevirdiğin de Alaz algı hücrelerime yetişemeyecek bir hızda Berfu'yu kendine çekmiş ve dudaklarına kapanmıştı. Bildiğin bizim yanımızda yapışmıştı kıza ama Berfu'nun da bundan pek rahatsız olduğu söylenemezdi, Alaz'a karşılık vermekten kendini alamıyordu.

Alpay abi içeriye girip kapıyı kapattığında zaten koridor, salon ve mutfağı birlikte olan eve adımını atmıştı. Alaz ve Berfu'ya bakmadan koltuğa oturduğunda ayaklarını sehpaya uzatıp ellerini ensesinde birleştirmişti. Ben hala olayın şokunda ağzım bir karış açık vaziyette, bir Alpay abiye bir de Alaz Berfu'ya bakıyordum. Alaz kendini bir anlığına Berfu'dan çektiğinde konuşma fırsatı bulmuştu.

''Yapma kızım şöyle hareketler, dayanamıyorum sonra biliyorsun.'' dediğinde Berfu'nun kıkırdayışlarını resmen Alaz'ın dudaklarının arasındayken duymuştum. 

''Bi ayrılın be..'' dediğimde Berfu bir an burada olduğumu yeni hatırlamış olacak ki

''Ayy.. Hisar..'' dediğinde

''Ya Hisar.. İsterseniz biz çıkalım?'' derken kaşlarımı kaldırmıştım. Ciddiydim aslında, isterlerse çıkabilirdik.

''Ya ben unutmuşum bir an. Bu hayvan bende akıl mı bırakıyor.'' dediğinde Alaz'ın göğsüne bir dirsek geçirmişti bile. Bu halleri iki çocuğu andırıyordu aslında. Alaz devam etmişti

''Sende öyle ağzını yüzünü büzüp durmasaydın.'' dediğinde aslında en fazla yarım adım atıp Berfu'nun tam olarak sınırın da dibinde duruyordu. Berfu bakışlarını Alaz!a kaldırdığında Alaz da bir o kadar bakışlarını Berfu'ya indirmişti.

''Kendime zor hakim olduğumu biliyorsun.'' dediğinde resmen Berfu'dan onay bekler gibiydi. Resmen kız 'he' dese hemen odaya götürecek kapasiteye sahip birisiydi. Berfu ise yanında benim olduğumu sonradan fark etmesinden dolayı biraz utanmış olsa gerek gözlerini kaçırıyordu.

Bunlar hep böyle miydi acaba?

Sürekli kuduruk iki çift olarak mı dolanıyorlardı etrafta?

Komikti. Özellikle Berfu'yu ilk defa bu şekilde hem masum ve bir o kadar da kuduruk görmek. Bu kız tam benim kafadandı. Sonuç olarak ben de ne kadar utangaç olsam da Pars'la geçirdiğim o muhteşem gün de ne içimden farklı bir Hisar çıkmıştı. Üstelik onu daha sonra ben de istemiştim ve kalas bana 'hayır' demişti, neymiş canım acırmış.

**********

Alpay abi ve Alaz salonda konuşurlarken sanki büyük bir filmin içerisindeyken birbirlerine odaklanmış ve saklı bir şeyler varmışcasına harıl harıl muhabbete dalmışlardı.

Berfu ile birlikte eşyalarını toparlarken Pars gittiğinden beri ilk defa bu kadar mutlu olduğumu sezmiştim. Bu güzel bir duyguydu, onun yokluğundan bir nebze de olsa soyutlana bilmek güzeldi, az da olsa kendimi mutlu hissetmeme neden oluyordu.

Berfu'nun kıyafetlerini bavuluna yerleştirirken sorduğu soruyla irkilip ona odaklanmıştım.

''Çok mu özledin Hisar, çok dalgınsın.'' ne denirdi ki, özlemedim diyemezdim. Özlemeyeceğim hi diyemezdim. Henüz bir kaç gün olmasına rağmen sanki yıllardır görmüyormuşcasına özlemiştim.

HİSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin