Aşkın nerede , ne zaman karşımıza çıkacağını bilemeyiz. Hiç ummadığı bir yerde aşkı bulacağını kim bilebilir ki?
Onlarda bilmiyordu...
Birbirleriyle daha çok vakit geçirmek ve daha çok eğlenmek için gittikleri bir kampta aşık oldular...
Belki aşık...
Ada'nın bağırmalarıyla hızla yataktan kalktım ve lavaboya gittim. Ada hâlâ söylenirken onu takmayıp, rutinlerimi hallettim.
Ada'yla, Burak arasında geçen bir beraberlikten sonra Ada'nın üç aylık bir bebeği oldu ve biz Ada'yla bugün bebeğin cinsiyetini öğrenmeye gidecektik! Burak piçine ne kadar sövsem azdı... Sanki o bebeği Ada tek başına yapmış gibi bebeği istememişti ve Ada'ya onu aldırmasını söyleyip gitmişti. Bir daha da ortalıklarda gözükmedi. Ada ise onu dinlemeyip, bebeği için hayatının keyfini sürdü ki... En doğrusu buydu. Ada'nın annesi ve babası da ilk tepki gösterse bile şimdi torunlarının cinsiyetini öğrenmek için can atıyolardı.
Ben de, Meriç'i o bar gününden sonra hiç görmemiştim. İyi ki de görmemiştim! Hayatımdan bir kişi gitmişti ama bir kişi gelmişti. O günden sonra Berk ile bayağı yakın arkadaş olmuştuk. Neredeyse her gün beraberdik.
Tümer'le deseniz ohoo, bir nüfusumuza anladığımız kalmıştı. Annem ve Nermoş'la her gün gündelik dedikodularını yapıyorlardı. Hatta bizimkilerle benden daha yakındı ama pekte sorun ettiğim söylenemezdi.
