Aşkın nerede , ne zaman karşımıza çıkacağını bilemeyiz. Hiç ummadığı bir yerde aşkı bulacağını kim bilebilir ki?
Onlarda bilmiyordu...
Birbirleriyle daha çok vakit geçirmek ve daha çok eğlenmek için gittikleri bir kampta aşık oldular...
Belki aşık...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lisa Hannigan - Fall
Sabah gözlerimi Meriç'in beni dürtüklemesiyle açtım. Gözlerimi tamamen açıp, Meriç'e baktım. Birkaç dakika sonra tamamen kendime geldiğimde, Meriç'in bana kahvaltı hazırlayıp, odaya getirdiğini gördüm. Yanağımdan öpüp, "günaydın sevgilim" dedi. Ben düz ifadeyle "günaydın" dedim. Öyle kabul ettim diye hemen yumuşamak yok!
Hem ben daha annemlere ne diyeceğimi bilmiyordum. Kesin beni de Meriç'i de geberticeklerdi. Hele babam, adam bu yaşta kalpten gitmezse iyiydi.Meriç'in sesiyle dalgınlığımdan çıktım.
"Neyin var?"
"Bir şeyim yok."
Meriç inanmamış gibi dursa da kafasını salladı. "Hadi yemek yiyelim." Buna da olumsuz anlamda kafa salladım. "Aç değilim."
Meriç sinirlenince her zaman ki yaptığı gibi elini saçlarına daldırdı. "Ne istiyorsun Karen? Söyle onu yapalım."
Bunu derken çok sakindi. Derin bir nesef alıp, saniyelik gözlerimi kapattım. "Hiçbir şey istemiyorum, rahat bırak beni." Elindeki tepsiyi sertçe yandaki komidine koyup, odadan hızlıca çıktı.
Tek kaşımı kaldırıp, indirdim ve ciddi bir şekilde arkasından baktım. Aşağıdan bağırma sesleri gelince yataktan çok sakin bir şekilde kalkıp, dolaba ilerledim. Elime günlük uyumlu olacak şekilde birkaç parça aldım ve giyinmeye başladım.
