YK| 18.BÖLÜM

11.7K 460 56
                                    

Choclock - Dolores

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Choclock - Dolores

Sabah gözlerimi Ada'nın beni dürtüklemesiyle açtım. "Ne uykuymuş be! sonunda uyanabildin." Onun bu sözleri gözlerimi devirmeme sebep oldu. "Saat kaç?" Burnunu çekti ve ellerini beline yerleştirdi. "13:30" Ne?!

Hızlıca yataktan kalkıp lavaboya gittim ki, kapı kilitliymiş, kapıyla bir bütün oldum. "Yuh! Kırsaydın." Ada'yı takmayıp, kapıyı yumruklamaya başladım. Azra içerden bağırırken, dediklerine aldırış etmeden tekrar kapıyı yumrukladım. Azra sinirle lavabodan çıkıp, "sıçarken bile rahat bırakmıyorsunuz ya!" dedi. Gülüp lavaboya girdim ve işimi halledip çıktım.

Dolabıma gidip ne giyeceğimi bulmaya çalışırken, bizimkiler giyinmişti bil. Biraz daha dolabı altına üstüne getirdikten sonra, sonunda ne giyeceğimi bulmuştum. Üstlerimi giyindikten sonra, saçımı iki yandan balık sırtı ördüm. Rahat giyindiğim için pek fazla makyaj yapmadım. Parfümümü de sıktım ve hazırdım.

Azra, beni süzüp, "sonunda hazırlanabildin." dedi. Allah Allah ben bugün ne yapsam bu kızlara batıyor! Gözlerimi devirip, telefonumu ve anahtarı alıp evden çıktım.

• GİYİNDİĞİ •

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

• GİYİNDİĞİ •

Kapının önünde bizimkileri ve Meriç'i görünce hiç takmadan hızlı hızlı yemekhaneye yürüdüm. Yemeklerimi alıp, onlardan ayrı bir masaya oturdum. Yanıma gelmesinler diye bilerek dolu bir masaya oturmuştum. Masadakiler tuhaf tuhaf bana bakarken, onlara yapmacık bir ifadeyle "selam" dedim. Sanki babalarının yeri!

Masada iki kız, üç erkek vardı. Erkeklerden biri bana karşılık verirken, kırmızı saçlı olan saçlı bir kız tek kaşını kaldırarak bana baktı. "Yalnız burada arkadaşlarla biz otuyoruz." Hadi ya! Yapmacık bir şekilde gülüp, işaret parmağımla saçımın bir kısmını geriye attım. "Peki bu beni ne kadar ilgilendiriyor?" Cevap vermek yerine, gözlerini devirdi. Kızıl şeytan!

Meriç'ler tam önümüze oturdu ama ben göremiyordum. O sırada Tümer gelmişti ve beni görmüş olacak ki hemen diğerlerini ittire ittire yanıma yerleşti. "Ay kız ne yapıyosun burada, bunlar kim?" Masadikilere bakarken yüzünü ekşitmeyi ihmal etmemişti. Masadakiler çok şaşırırken, ben kısaca olayı anlattım Tümer'e.

Tümer yüzünü buruşturup, "kız o zaten pis soğuk nevale, git ayrıl ondan sen. Hem ben, sana bulurum bir tane" dedi. Onun bu dediğine güldüm. Karşımda ki çocuğa kaşlarımı çattım ve boyumu uzatmaya çalıştım. "Ama sen de azıcık kafanı ey, göremiyorum senin yüzünden." Çocuk kafasını eğip bakmama izin verdi. Ben Meriç'i keserken kızıl kafa konuştu.

"Ya bir gider misiniz rahatımızı bozuyorsunuz." Tümer ayağa kalkıp, elini beline koydu ve kıza o öldürücü bakışlarından birini gönderdi. "Kız bana bak, senin o saçını başını yolarım! Pis kızıl, şu saçlara bak, tipe bir bak!" Kız da, Tümer'e karşı ayağa kalkıp, "ne diyorsun be!" diye cırladı. Tümer'e bunu yapmayacaktın!

Devreye hemen ben girdim. "Bana bak o kızıl saçlarını senin eline veririm ona göre." dedim. Bütün herkes bize bakıyordu, bizimkiler de dahil. Ada ve Azra yanımıza gelmişlerdi. Kızıl saçlı kızın arkadaşı bana, "kimin kankasının saçını eline veriyosun lan sen?" diyince, Ada saçını savurup, "size iyi dayak lazım" dedi ve bize dönüp, "Bir..üç" diyip kıza daldı, ben de kızıl kafaya daldım.

Azra, Ada'yla aynı kızın saçını çekerken, Tümer bana "kız ağzını yırt ağzını!" dedi. Kahkaha atmamak için zor duruyordum. Erkekler bizi ayırmaya çalışırken, ben kızıl kafadan ayrılmıyordum. Meriç arkamda ki çocuğu itip, beni çekti. Sinirle bana bakarken, "bu iki oldu" dedi. Onu duymamazlıktan geldim.

"Bir saniye." Kızıl saçlı kız ağlarken, elimde ki saçlarını ağzına soktum ve saçımı savurup, Tümer'i de alıp çıkışa ilerledim."Ayol az bile yaptın, tutucaktın ağzından cartt diye yırtıcaktın ağzını!" Onu onaylayıp, "az bile yaptım tabi" dedim. O sırada Meriç yanımıza geldi.

"Her sana laf atana dalacak mısın sen böyle Karen? Kamptan atılacaksın." Onu hiç mi hiç takmadım. Dün bana yaptıklarını unutmamıştım. Tümer'in koluna girip, "gel kankacığím gidelim" dedim. Gözlerini kapatıp sabır diledi ve yanıma geldi. "Benimle gel Karen." Tümer'e kısa bir bakış atıp, göz kırptım ve Meriç'in yanına gittim.

Kendi evlerine girip, arkamdan kapıyı kapattı ve azramızda az bir mesafe kalana kadar bana yaklaştı. "Özür dilerim." Kaşlarımı çattım. Özür dilemesi bir işe yaramazdı. "Kabul etmiyorum özürünü, yapıp yapıp özür dileyemezsin." Elleri ensesine giderken, gözlerini kapattı. Boyumuzu eşitleyip, göz göze gelmemizi sağladı. "Dün sinirime hâkim olamadım, amacım seni itmek veya kalbini kırmak değildi." Omuz silktim.

Naz yapacaktım valla! Beni kendine çekerken, burnumu yanağına dayadı ve gözlerini kapattı. İtmeye çalışsam da izin vermedi. "Barıştık mı?" Evet arkadaşlar, benim nazım buraya kadardı. Teşekkürler. Aşağı yukarı kafamı oynattım. "Barıştık." Güldü.

"Hadi gel Tümer'in yanına gidelim." Gözlerini devirdi. İlk defa! Sesli bir nefes verirken, "gidelim madem" dedi. Ben önde, o arkada yürürken Tümer'e mesaj atıp, hamakların oraya geçmesini söyledim.

Ormana geldiğimizde, Tümer'i telefonuyla ilgilenirken gördüm. Onun yanındaki hamağa kurulduğumu görünce yanıma gelmek için ayağa kalkmıştı ama Meriç hemen yanıma oturmuştu. Gözlerini kısarak Meriç'e baktı. "Ayol çıksana kankamın yanından, hemen yerleştin!"

Meriç sadece ona bakmakla yetinmişti. Tümer eski yerine geçerken, "ayol kızlara ne güzel daldınız siz öyle." dedi. O sırada da yanımıza Ada'lar gelmişti. Benim yerime Ada konuştu. "Bıraksaydılar daha çok dövecektik ama..."

Onlar öyle konuşurken, Meriç kulağıma yaklaştı. "Bir daha kavga istemiyorum." Hızla kafamı ona çevirdim. "İnlar da kaşınmasın o zaman, benim yapacak bir şeyim yok." Bu dediğine gülüp, kafasını sağa sola salladı.

☀️

Hava kararınca Tümer hariç, hepimiz bizim eve gittik. Ada ve Burak "biz plaja gidiyoruz, orada kalacağız" diyince, Arda ve Azra da "biz de hamağa gidelim gelmek isterseniz gelin" dedi. Lan oğlum az önce hamaktan kalktık.

Meriç, "yok siz gidin" dedi. Azra ve Arda da gittikten sonra tek kalmıştık. Meriç beni yanına çekip, sıradan bir dizi açtı. Aklıma gelen şeyle, ona doğru döndüm. "Neden dün bir uyandırmayı o kadar uzattın Meriç?" Sorduğum soruyla gerilmişti.

"Sadece sorun o değil, boşver." Başka ne vardı ki?Tam konuşacaktım ki, "şştt" dedi. "Öyle olsun" diyip, önüme döndüm ama kafama takılmıştı.

Saat çok geç olunca Meriç yanağımdan öpüp, gitti. Ben de biraz daha oturduktan sonra, yarının güzel geçmesi dileğiyle yattım.

YAZ KAMPIM - Aşıklar Serisi 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin