YK| 27.BÖLÜM

8.3K 359 65
                                    

Yüzyüzeyken Konuşuruz - Dinle beni bi'

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yüzyüzeyken Konuşuruz - Dinle beni bi'

Tümer'in beni dürtükleyip, "ayol uyansana valla döveceğim şimdi!" demesiyle, tek gözümü açıp, ona baktım. "Ne oluyor be!" Oflayıp, gözlerini devirdi. "Ayol sayende uçakta bir biz kaldık, kalk!" Kolumdan tutuğu gibi beni dışarı doğru çekiştirdi.

Uçaktan indiğimde, bavulumu babamın çalışanlarının aldığını gördüm. Gözlerimle babamı aradım, görünce hemen koşup sarıldım. Babam da zaten kollarını açmış beni bekliyordu.

"Özlemişim prensesimi." Şımarıkça gülümsedim. "Ben de sizi çok özledim." Tümer yanıma gelip, yüzünü şekilden şekile sokarak, "ayol bu adam kim?" demişti.
Babama göz kırpıp, gülümsedim. "Babam."

Gözleri büyürken, ellerini yanaklarına koydu ve mahçup olmuş bir şekilde babama baktı. "Ay kusura bakmayın kankamın babası." Yüzümü buruşturup, gülerek kafamı salladım. Babam kahkaha attı. "Adım Cüneyt."

Tümer, babamın uzattığı elini sıkarken, abartı bir şekilde gülümsedi. "Memnun oldum ayol. Benim de adım Tümer, Cüneyt amca."

Babamla onlar tanışırken diğerleri de yanımıza gelmişti. Babam hepsiyle tek tek tanıştı. Meriç'le tanışırken biraz gerilsem de belli etmemeye çalıştım. Meriç, "bizim de arabamız geldi Cüneyt abi sonra görüşürüz" dedi. Babam da gülüp, "bir gün bize beklerim Meriç oğlum" dedi ve ekleyerek "hepinizi" dedi. Baba ne yapıyorsun? Yapma... Yanarız.

"Ada ve Kren hadi arabaya. Annen seni çok özledi bekletmeyelim." Hızla kafamı salladım ve bizimkilerle vedalaştık.Azra nerdeyse ağlayacak gibi duruyordu. Camı açıp, bedenimin yarısını sarkıttım. "Azra kız, yarın bize gel!"

"Ben?" Ada'nın sorusuyla ona dönüp, kafasına vurdum. "Geri zekâlı sen zaten her gün bizdesin." Ada düşünüyormuş gibi yapıp, "haklısın" dedi.

☀️

Ada'yı evlerinin önüne bıraktıktan sonra, biz de eve gittik. Görevliler ve babam bavulları taşırken, ben de koşup zili çaldım. Annem kapıyı açıp, beni görünce resmen çığırmıştı. "Ay benim prensesim gelmiş! Kuzum nasıl da özledim." Ağlamaya başlayınca annemin bu duygu değişikliğine şaşırırken, arkadan Nermin teyze belirdi. "Ay benim kuzum ne kadar da büyümüşsün bir ayda!"

Güldüm. "Yok kız ne büyümesi." Biz böyle kapıda konuşmaya dalarken, babam yanımıza geldi. "Kapıda mı bekletiyorsunuz benim kızımı?" Ay vallaha şükür! Annem telaşla, "ay prensesim benim acıkmışsındır sen. Git bir duş al gel, ben de sana kendi ellerimle yemek yapayım" dedi. Ellerimi birbirini çırptım.
"Çok güzel olur valla."

Babam bavullarımı odama taşıdıktan sonra hemen üstlerimi hazırlayıp, banyoya girdim.Yarım saatlik duştan sonra çıktım ve hemen üstlerimi giyindim. Saçlarımı havluya sarıp, aşağıya indim. Annem masayı hazırlarken, Nermin teyze beni görüp, "kızım ben de üstlerini yerleştireyim senin" dedi. Ben itiraz etsem de dinlemedi beni ve yukarıya çıktı.

Biz yemek yerken telefonuma mesaj geldi. Umursamadan yemeğime devam ettim. Ay şimdi kampta hamakta olmak vardı. Aklıma gelen şeyle heyecanla babama döndüm. Babam anlamış olmalı ki "efendim kızım" dedi. Masum bakışlarımı gönderirken, gülümsedim. "Baba bahçeye hamak koyalım mı? Lütfen."

"İstediğin hamak olsun." Koşarak sarıldım ve "bir tanesin" dedim. Annem "kıskandım ama" diyince hemen ona da koşup sarıldım. Nermin teyzeyi unutmayıp, ona da sarıldım.

Yemekten sonra odama çıkıp, gelen meseja baktım. Meriç'ten gelmiş. "Şimdiden özledim." Ne kadar 'ben de seni çok özledim' yazmak istesem de "olur öyle" yazdım ve gönderdim. Resmen hayaller-hayatlar yaşıyorum ya!

Yatağıma geçip, yatarken anında mesaj geldi.
"Biliyorum, sen de beni özledin." Ne kadar görmese de gözümü devirdim. "Sen öyle san."

"Yarından sonra buluşacağız Karen'ciğim haberin olsun, seviyorum seni bay bay." Gelen mesaja anlamsızca baktım. Serseri! Cevap vermeye tenezzül etmeden, bugünün yorgunluğuyla gözlerimi kapadım.

☀️

Kimsenin sesi soluğu çıkmadan uyanmak gerçekten çok güzelmiş, bugün tatmıştım bu duyguyu... Bir enerjiyle yataktan kalkıp, lavaboya gittim ve her zaman ki rutinlerimi yaptım. Rutin dediğime bakmayın bunlar: işemek, el-yüz yıkamak ve diş fırçalamak başka bir şey yok. Lavabodan çıkıp, dolabımın karşısına geçtim. Allah ne verdiyse alıp giyindim. Çok saçma bir kombin oluşturunca bu kombinden vazgeçip, kıyafet aramaya başladım. Ev için uyumlu bir takım giyinip, aşağıya indim.

Merdivenlerden inerken annem, "ben de tam seni uyandırmaya gelecektim" dedi. Gülümsedim. "Bugün kendi irademle kalktığım için, kendimi taçlandıracağım." Annem ve Nermin teyze güldü. "Hadi kuzum siz bahçeye geçin, ben de şu çayı alıp geleyim."  Nermin teyzenin dediğiyle, bahçeye geçtim.

Yemek yedikten sonra odama çıkıp, telefonumu aldım. Azra ve Ada'ya mesaj attım.
Azra, "bir saate sizdeyim" derken, Ada "iki dakika içinde geliyorum" demişti. Telefonu komidine koyup,  laptopumu açtım.

Ben öyle dalmışken, Ada ayısı hiç kapı tıklatmadan odama girdi. Yanıma gelip, yanağıma makas attı ve "n'aber kız?" dedi. Enerjisi, modumu yükseltmişti. "İyi."
Saçlarını her iki yandan uçuştururken, çenesini aşağı eğerek, yüzünü gerdi. "Kız ben de süperim, benim ki gelecek." İşte şimdi anlaşılmıştı bu enerjisinin sebebi.

"Aferin ona."

Suratsızlığıma gülüp, yanıma oturdu. "Üzülme üzülme, Meriç'te gelir." Gözlerimi kısarak, bakışlarımı yüzüne çevirdim. "O ne alaka şimdi?" Ada bana hiç hoş olmayan bakışlar atarken, onun ne demek istediğini ben gayet iyi anlamıştım.

Biz öyle otururken, odaya Azra öküzü daldı. Al Ada'yı, vur Azra'ya. Ayağa kalkıp, kaç yıldır birbirimizi görmüyormuş gibi sarıldık. Azra ve Ada birkaç  saat sonra kalkıp, sevgilileriyle buluşmaya gitti. Ben de laptopta sanal hesaplarda takıldım. Hayat...

Saate baktığım da 20:44 olduğunu gördüm. Saati boşverip, laptopa geri döndüm. Ne de olsa artık yapacak bir şeyim yoktu, akşama kadar böyle yatacaktım.

Saat dörde gelince laptopu kapatıp, yattım. Gözlerim acımıştı yahu. Aklıma Meriç gelirken, bedenim kendini huzurlu bir uykuya bıraktı.

YAZ KAMPIM - Aşıklar Serisi 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin