Aşkın nerede , ne zaman karşımıza çıkacağını bilemeyiz. Hiç ummadığı bir yerde aşkı bulacağını kim bilebilir ki?
Onlarda bilmiyordu...
Birbirleriyle daha çok vakit geçirmek ve daha çok eğlenmek için gittikleri bir kampta aşık oldular...
Belki aşık...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dadju - Je Ne T'aime Plus
Gözlerimi, birinin kolumu dürtüklemesiyle açtım. İlk beş dakika etrafa anlamsız baktıktan sonra, karşımda duran Ada'yı, "ne uyandırıyorsun be!" diye azarladım.
"Çabuk kalk! Yemeğimizi yedikten sonra plaja gideceğiz."
Onu onaylayıp yataktan kalktım ve banyoya girip duş aldım. On dakikalık kısa bir duştan çıkıp, saçlarımı kuruttum ve üstümü giyindim. Plaja gideceğimiz için iç çamaşırı yerine, beyaz yüksek bel bikinilerimi giyindim. Bikinimin üstüne de, gümüş renginde parlak çiçekleri olan, transparan plaj elbisemi giyindim. Yolda yürümek için biraz açıktı ama umrumda değildi. Aynanın karşısına geçip saçımı iki yandan ayırdım ve balık sırtı ördüm. Denizden çıktıktan sonra cadı gibi dolaşmamak için örüyordum, Allah biliyor gerçekten kabarınca cadı gibi duruyor. Sizde örün.
Hazırlanmam bittikten sonra, plaj çantamı da hazırladım. Bizim kızlar, benden daha önce hazırlanmışlardı bu sefer. Evden çıkıp, yemekhaneye doğru ilerledik. Evet, evet.. ben böyle gidiyordum yemek yemeğe. Yolda giderken birçok kişinin gözleri bizim üstümüzdeydi. Hayır yani hiç mi plaj elbisesi giyen insan görmediniz canım?
Yemekhaneye geldiğimizde ilk defa bu kadar az kişinin olduğunu gördüm, toplasan yirmi kişi yoktu. Yemeklerimizi alıp, yerimize yerleştikten beş dakika sonra, Meriç'ler gelip, bizden izin istemeden yanımıza oturmuşlardı. Benim göremediğim boş bir masa yok muydu acaba? Bak bana yine bir şeyler oluyordu. Hissediyorum sinir kat sayım artıyor ama sakin oldum. Bu sefer sesimi çıkartmayacak, sabırlı olacaktım.
"Bizimle plaja gelir misiniz?"
Bunu diyen kişi, ileri zekâ Burak'tı. Tam Azra konuşacaktı ki, lafını böldüm. Çok bile dayanmıştım. Hem Azra nazik bir kız, 'evet' diyeceğini biliyorum.
"Ne münasebet canım? Herkes kendi plajına, kendi gitsin." Ada, beni onaylayınca, bana bir şok gelmişti ilk defa bana katıldığı için. Ağlamamak için çok zor duruyorum şuan, duygulandım.
"Hadi ama kızlar, canımız sıkılıyor. Ne olur sanki gelseniz?"
"Olur olur, hem bizim de canımız sıkılıyordu zaten, beraber vakit öldürürüz."
Arda'nın sorusunu, bizim kenafir göz Azra cevaplamıştı. Bir tane çarpacaksın ağzına şöyle okkalısından. Kısık gözlerimi Azra'ya çevirince, sadece bana öpücük attı. "Biz bir odamıza gidelim, plajın başında buluşuruz."
Bu kız ne yapmaya çalışıyor yahu? Ay yoksa içlerinden birine mi tutuldu? Kafamdaki saçma sorular beynimi yerken, evimizin oraya geldiğimizi fark ettim son anda. İçeriye girer girmez Azra'ya baskı sendromu yaşattık.
"Azra'cığım, canım, aptal sarışınım benim, sen ne yapmaya çalışıyorsun, ne olsun istiyorsun sen?"
