YK| 42.BÖLÜM

6.6K 301 122
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sude22lola

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


sude22lola

Jabbar ft. Gorgi - Yaz Beni Kendine

Gözlerimi zar zor açtım. Son olanlar aklıma gelince ilk korksam da, bağırmak yerine sustum. Çünkü biliyordum kimsenin beni duymayacağını. Yataktan yavaş yavaş kalkıp, etrafıma bakındım. Oda gri beyaz tonlarındaydı ve gerçekten güzel, temiz bir odaydı.

Odaya kendi içimden iltifat etmeyi kesip, kapıya yöneldim. Yavaş adımlarla odadan çıkıp, aşağıya indim.Televizyon sesinden başka bir ses gelmiyordu. Kısık çıkan sesimle "Meriç?" diye seslendim. Sesimi duymuş olacak ki "buradayım" diye yanıtladı beni.

Salona geçip, Meriç'in önüne dikildim. Suratımda hiçbir mimik dahi olmamasına dikkat ediyordum. "Amacın ne Meriç?"

Gülümsedi. "Amacım sensin Karen." Gözlerimi bile devirmeye halim olmadığı için sadece suratına bakmakla yetindim. Elini saçlarına daldırdı. "Git elini yüzünü yıka, nikah memuru gelir şimdi." dedi .

Dediğiyle şok olmuştum. "Ne saçmalıyorsun?"
Derin bir nefes alıp, ayağa kalktı. "Bak, seni çok seviyorum Karen anladın mı? Çok... Karım olmanı istiyorum. Bir an önce olup bitsin istiyorum, çünkü her sana konusunu açtığımda farklı sorunlar ortaya çıkıyor. Üzgünüm... Senin de, beni sevdiğini biliyorum. Bu yüzden lütfen, dediğimi yap."

Bir şey demeyip, yukarıya çıktım. Evet, onu seviyordum ama bir anda evlenmek de, ne bileyim yani? Hem de bana sormadan!

Kafam karışıktı...

Yukarıda beş tane kapı olduğu için hepsine sıra sıra bakıp, lavaboyu anca bulabilmiştim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra kurulayıp, tekrardan aşağıya indim. Meriç'in yanında ki koltuğa geçip, bakışlarımı televizyona çevirdim.

"Bak gerçekten böyle olsun istemezdim Karen ama başka çarem yok... Bana kızma, şimdi evlenmezsek tamamen kaybedebilirim seni!"

Gözlerimi kapattım. Nedense susuyordum, içimden bir şey demek gelmiyordu. Galiba bu evliliği ben de istiyordum. Beynim ve kalbim ikisinden çok zıt şeyler söyleseler de kalbimin dediğini seçecek gibiydim.

Meriç yanıma gelip, yanağımdan öptü ve tam o sırada kapı çaldı. İçimi heyecan, korku, mutluluk gibi birçok duygu sararken Meriç'e baktım. Meriç gülüp elini uzattı ve "hadi gel" dedi.

Uzattığı eline bir süre tereddütle baksam da, bir daha zil çalınca kendime gelip elini tuttum. Gülümseyip kapıya doğru ilerledi, ben de ona ayak uydurdum.
Gelen adam bize ilk tuhaf şekilde baksa da, sonradan gülümsedi.

"Hoş geldiniz!"

Adam yüzünde ki gülümseyi daha çok suratına yayıp, "hoş buldum Meriç bey" dedi. Meriç adamı içeri buyur ettikten sonra, adamı farklı bir odaya yönlendirdi. Ben tam oturacakken tekrardan zil çaldı. Meriç'e bakınca ne demek istediğimi anlamış gibi "şahitler olmadan olur mu?" dedi.

Yalandan gülüp, kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açınca Azra'yı görünce gözlerim kocaman açıldı.

"Arkandan iş çevirdiğim için özür dilerim!"

Azra'yı görünce, yine içime bir rahatlama gelmişti ama kaşlarımı çatmadan edemedim. "Bunları sonra konuşacağız!"

Onları da içeri buyur edip, Meriç'lerin yanına gittik.
Nikah memuru "acele etsek" diyince, avuç içlerimin terlemeye başladığını fark ettim. Odada ki bir masaya geçip, bütün herşeyi hallettik.

"Ben de, sizi karı koca ilan ediyorum!" Ufak bir alkışlama olduktan sonra, Meriç yanağımdan öptü ve
Kulağıma eğildi. "Her şey güzel olacak."

"Bir süre sonra tam sana uygun bir düğün yapacağız merak etme."

Bak bu beni gerçekten rahatlatmıştı. Hatta böyle bayağı bayağı bütün yüküm gitmişti. Ne yani sonuçta elli kere evlenmiyorum ya! Nikah memuru, "müsaadenizle, bir yastıkta kocayın" diyip, çıkışa doğru ilerledi. Biz de arkasından gidip onu uğurladık.

Adamı gönderdikten sonra salona geçip kendi kendime söylenmeye başladım. "Bu nasıl bir evlilik?" Azra gülerek yanıma geldi ve saçımdan öptü. "Meriç sana daha iyisini yapar merak etme."

İçimde ağlama hissi vardı.

Azra'ya burun kıvırdım. "Sen hiç konuşma! Sana sinirliyim." Azra dudak büzüp, "özür dilerim ama başımın etini yediler, yani bir nevi zorla" diyince, gülümsedim. "Tamam geç otur."

Azra yanıma oturup, biraz bana doğru eğildi. "Sende istiyordun değil mi bu evliliği?" Yandan bir bakış atıp, kendimi işaret ettim. "Kim? Ben? Bu evliliği? İstemek?"

Başını salladı. "Evet sen! Bu evliliği istiyordun, yoksa ne napar, ne eder bu evliliği engellerdin."

Göz devirdip "evet ne varmış bunda yani?" diye sordum. Azra gülüp, "salaksın biliyorsun değil mi?" dedi.

"O neden?"

"Karşında seni çok seven biri var ve sen sadece onu seviyorum demekle yetiniyorsun... Çünkü gerizekalısın!"

Gözlerimi devirdim. "Çünkü sana çekmişim!" Kıkırdadı.
"Bana çeksen şu hayatta bir ünvanın olurdu."
Yalandan gülüp, "senin var mı? Bence yok" dedim.

Düşünür gibi yapıp, sonra başını salladı. "Haklısın yok! Şu dünyada bir baltaya sap olamayan iki malız resmen."

Kahkaha attım. "Kendi adına konuş, çarparım!" Göz devirip "acıktım" dedi. Onu onayladım. "Valla ne yalan söyleyeyim ben de acıktım." Meriç bizi duymuş olmalı ki, "önceden pizza almıştım" dedi. Onaylayıp, Azra'nın da kolundan çekiştirerek mutfağa götürdüm.

Azra bardakları alıp içeriye götürünce, ben de pizzayı alıp içeriye götürdüm ve geri mutfağa gidip, kolayı aldım. İçeri geçip yerimi aldıktan sonra Azray'la sohbet ede ede yemeğimi yedim. Arda, "annenlere söyleyecek misin?" diye sorunca, kafamı hayır anlamında salladım. "Şuan değil."

"Bence de biraz zaman geçsin, tabii çok arayı açmadan sonra söylersin." Kafamı olumlu anlamda salladım.

Yemek yedikten sonra etrafı toplayıp, film izlemek için televizyonu açtık. Kanalları karıştırıp, saçma bir dizide durduk. Birkaç dakika sonra sıkılıp, Azray'la muhabbet etmeye başladım. Tam muhabbetimizin ortasında Arda "bize müsaade" dedi.

Onları yolcu ettikten sonra salona geçip, saate baktım. Geç olmuştu bile. Uykum geldiği için "ben uyuyacağım" diyip, odaya gittim. Meriç'te, beni takip etti.

Pijamalarım olmadığı için böyle yatmayı planlıyorken "pijama dolapta" dedi. Her şeyi ayarlamış çocuğa ba !
Kafamı olumlu anlamda sallayıp, dolaptan pijamaları aldım ve lavaboya yöneldim. Pijamalarımı giydikten sonra çok uykum olduğu için resmen yatağa atladım. Annemlere kısa bir bilgilendirme yaptıktan sonra, yatakta yayıldım. Meriç de yanıma yatıp, bana sarıldı. "Söz veriyorum her şey çok güzel olacak."

Cevap vermeyip, gözlerimi kapattım. Umarım her şey güzel olurdu...

YAZ KAMPIM - Aşıklar Serisi 1 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin