DARKNESS

1.4K 77 20
                                    

    Caroline odasında oturmuş akşam yemeğini yerken odasının kapısı hafifçe çalındı. Rebekah olduğundan emindi. Tyler için yazdığı notu almaya geleceğini söylemişti sabah. 

''İçeri gel.''

Rebekah yavaşça açılan kapının arasından Caroline'ın odasına girdi. Caroline'ın odasına göz gezdirdikten sonra Caroline'ın ne kadar heyecanlı olduğunu görüp onu daha fazla bekletmemeye karar vererek yanına gitti. Caroline, gerçekten heyecanlıydı. Tam bir aptal. 

''Notu yazdın mı ? 

Caroline yatağının ucuna oturmuş Rebekah'ya bakıp ona gerçekten üzüldü. Rebekah gerçekten çok iyiydi ve mutlu olmayı hak ediyordu. Ama Klaus yüzünden bu saraya tıkılıp kalmıştı ve onun Caroline gibi kaçacak bir yeri yoktu. 

''Evet, evet yazdım.Bir kağıdada gideceği yeri yazdım. Yani Tyler'ın yerini.'' 

   Caroline gecenin karanlığında odasının camından sarayın bahçesini izliyordu. Gece her zaman onun için huzur verici olmuştu. Geceleri, karanlık çökmeye başladığında kendisiyle baş başa kalırdı. Gece her zaman onun için iyi bir fırsat olmuştu. Kendisiyle baş başa kalmak için, düşünmek için bir fırsat. Düşünmek için muhteşem bir fırsat. Güneş battığında onun endişeleri -ki bu zamana kadar eften püften olduğunu asla fark etmemişti endişelerinin, şimdi hepsinin aslında ne kadar önemsiz olduklarını görüyordu-  de kalbinin derinlerine gömülür birkaç saat için yok olur, Caroline'ı huzurla yalnız bırakırlardı. Gece kasvettir, gece yalnızlıkdır, gece mutsuzluktur, gece yaşanılan tüm kötü anlıların, beyne, kalbe, benliğe hücüm ettiği zamandır, karanlıkla birlikte. Ama Caroline için değil, Caroline için gece hep sevilesi, hep özlenesi. Ama bu gece değil. Bugün, burada, gece dahi onu bulunduğu kötü durumu düzeltemez, bir süreliğine dahi olsa derinlere gömemez, unutturamaz. Bu gece diğer geceler gibi değil. Bu gece onun için ilk kez yeni başlayacak gün için umut değil. Gece Caroline'ın bu denli kısa ama bu kadar yoğun hayatında ilk kez endişe, korku. Caroline  ilk kez bir gecede yalnızlığın bu yönüyle yüzleşiyor. Yalnızlık ona içindeki umutla konuşma fırsatı değil de içindeki çığlıkları duyma fırsatı veriyor. Endişenin, korkunun çığlıklarını. Odasının camından izlediği bahçe kendi bahçeleri değil. Caroline buraya ait hissetmiyor. Buradan kaçmak için her şeyi yapabilir, ama pişman olmaktan korkuyor. Deli gibi korkuyor. Klaus'un neler yapabileceğinin farkında kendisi için, ailesi için endişeli. İzlediği karanlık kendi karanlığı değil, alışkın olduğu karanlık değil, ona huzur veren karanlık değil. İzlediği karanlık onu yutmak, yok etmek, canını yakmak ,hayatını mahvetmek için can atan karanlık. Caroline'ın sevmediği, onu korkutan türden bir karanlık.İlk kez böyesini gördüğü karanlık. Sevgiyi, aşkı, sadakati, aileyi, mutluluğu yutup korkuya dönüştürmüş bir karanlık. İnsana korkudan başka hiçbir şey bahşetmeyen bir karanlık. Derin bir iç çekip pencerenin önünden kapıya doğru yürüdü. 

''Tyler seni buradan çıkaracak, o güçlü bir kral, aileni ve seni koruyacak, Klaus bir daha asla sana veya ailene zarar veremeyecek. Gün doğduğunda cevap gelecek ve tekrar battığında sen buradan çekip gideceksin. Bu karanlık seni yutamayacak, kaçmanı sağlamaktan başka hiçbir şey yapamayacak sana.'' dedi kendi kendine fısıltıdan daha kısık, çok daha kısık, çok çok kısık bir sesle. Tekrar pencerenin önüne yürüdü. Karanlıkta gözlerine bahçeye doğru yürüyenler takıldı. Gözlerini iyice kıstı ama yine de gelenlerin kim olduğunu göremedi. Görse ne işe yarayacaktı. Tanıyacak hali yoktu. Adamlar saraya yakın bir noktaya gelince en öndeki adam durdu ve yavaşça arkasını döndü. Bu yavaş ürkütücü dönüş ona bu adamın Klaus olduğunu haykırıyordu. Klaus olduğunu bildiği adamın kılıcı yerinden hızla çıkardığını gördü. Bu hareket kendisini terasa atmasına neden oldu. Terasa çıktığı an üşümüştü. Evet hava soğuktu ama onu üşüten sadece havanın soğukluğu değildi. İçini ürperten, Caroline'ı üşüten Klaus'un karşısındaki adamın kafasını bir an olsun tereddüt etmeden ufacık bir hamlede bedeninden ayırmasıydı. Caroline Niklaus'un bunu yapmak için bir nedeni olmadığına, bunu sırf istediği için yaptığına emindi. Buna yemin edebilirdi, herkes, her şey üzerine.Caroline'ı üşüten adamın, bedeninden ayrı az ileriye düşmüş kanlı kafasıydı. Klaus'un gazabına uğramış zavallı adam onun içini ürpertmişti. Klaus'un bu yaptığını hiçbir neden haklı çıkaramazdı. 

LOVE KEEPS YOU HUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin