REVENGE

1.6K 77 8
                                    

    Yorumlar giderek azalması beni gerçekten üzdü, bu nedenle iyi kötü her türlü yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. 

      Klaus kapıda bekleyen adamlara başını salladı ve Caroline'ın yanına gelmesine müsade etti. 

''Ben'' dedi Caroline nefes nefese  az önce bir hata yaptığını anlayınca.  ''Ben sana bahçeye çıkıp çıkamayacağımı sormaya geliyordum'' 

Klaus Caroline'ı korkutabildiğine sevindi. Onu burada tutmak oldukça kolay olacak gibi görünüyordu. Kafasını salladı ve yürümeye devam etti.  

     Caroline bahçeye çıktığında kendini biraz olsun huzur bulmuş hissetti. Sanki birkaç gün önceki gibi. ÖzgürCaroline ailesini düşünmemeye çalışıyordu. Onlar için endişelenmemeye. Kendi kendine hüzünlenmemeye, kendisinin canını yakmamaya. Ama onları merak etmemek elde değildi. Onlarla olmayı istememek. Arkasına dönüp baktı. Artık evi olan saraya, Niklaus'un onu kapattığı saraya, Niklaus'un sarayına.  Bu saray geldiği saraydan, birkaç gün öncesine kadar ailesiyle son derece mutlu yaşadığı saraydan  çok daha büyük çok daha görkemliydi. Sanki daha da soğuktu. Sevgisizdi. Caroline sarayın merdivenlerinde koşuşturduğu günleri hatırladı. Mutlu aydınlık günleri, Klaus'un elini atıp mahvetmediği, güneşlerini yok etmediği günleri. 

    Rebekah sarayın ön bahçesinde dolaşırken karşıda dikilen arkası dönük sarışın kızı gördü. Bu kız Klaus'un yeni eğlencesi olmalıydı. .Muhtemelen. Rebekah kıza bakıp bunları düşünürken kızın ona doğru dönmesiyle tepesi attı. Gözlerini kıza dikti ve rahatsız ediciliğini umursamadan sinirli bakışlar attı. 

Caroline kendisine böylesine sinirle bakan kadından korkmuştu. Masmavi gözlerini üzerine dikmiş ona dik dik bakıyordu. Yanlış bir şey mi yapmıştı? Saçmalıyordu. Onu buraya kapatmışlardı , ailesini öldürmekle tehdit ediyorlardı ve  ne yaparsa yapsın onların yaptıklarından daha yanlış olamazdı. Yine de kendisine hızla gelen kadından korkmadan edemedi. Öyle hızlı geliyodu ki eteği oraya buraya takılıyor, uzun sarı saçları hava rüzgarlı  olmadığı halde geldiğinin tersi yöne doğru süzülüyordu , fırtına varmışçasına. 

Rebekah ise bu kıza haddini bildirmeye niyetliydi, fazlasıyla. Gereğinden çok daha fazla bağırdı. 

''Sen, sen ne cüretle benim elbiselerimden  birini giyersin?'' 

Caroline'ın elleri istemsizce üzerindeki elbiseye gitti. Bu elbiseyi o almamıştı, hizmetkarlar ona vermişti. Ve şimdi karşısında aptalın biri ona hırsız muammelesi yapıyordu. Söyleyecek hiçbir şey bulamadı. 

Rebekah kızın konuşmamasına, bir özür dahi dilememesine iyice sinirlenmişti.Kendisini kaybediyordu. 

''Bana cevap ver. Ne hakla elbisemi giyersin. Nereden aldın onu ?''

Caroline'ın yanındaki hizmetkarlar işlerin kötüye gittiğinin farkındalardı. Rebekah'nın sinirlenince yaptıklarını da. 

''Elbiseye ihtiyacı olunca biz sizin bir daha giymeyeceğinizi düşündüğümüz için.'' 

Günlerdir olanlar onu oldukça yıpratmıştı ve şimdi giymek zorunda kaldığı bir elbiseden dolayı çirkin davranışlarla karşılaşıyordu. Dürüst olmak gerekirse Caroline hayatı boyunca hep paylaşımcı olmuş ve asla böyle kavgacı insanlarla karşılaşmamıştı. Kendini tutamadı ve bir anda patladı. 

''Burada olmaya da sizin kıyafetlerinizi giymeye de meraklı değilim.'' 

Rebekah sinirlerine hakim olmaya çalışıyordu, fakat pek başarılı olduğu söylenemezdi. Gerçekleri anlayınca daha da sinirlendi ve hizmetkarlara dönüp sinirle bağırdı. 

LOVE KEEPS YOU HUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin