Keyifli okumalar :)
Caroline'ın merdivenlerden düşmesinin üzerinden iki hafta geçmişti. Garip bir şekilde ruhsal sağlığı bedensel sağlığından daha iyiydi. Yaşadığı travmayı biraz olsun atlatmış olmalıydı ki gördüğü birbirinden korkunç kabusların arası yavaş yavaş açılmış, iyice seyrelmislerdi. Bu saraya geldiği günden beri her şeyi yalnız ve çabuk atlatmayı öğrenmişti. Yine de Klaus' un bu zor zamanında yanında olduğu söylenebilirdi. Özellikle yalnız kalmaktan deli gibi korktuğu ilk günler Caroline'ın isteği üzerine odasında onun uyumasını beklemis, sağlık durumuyla da yakından ilgilenmis herkesin bu konuda çok hassas olduğundan emin olmuştu. Bu zamanda bile Caroline'ı biraz daha yemek yemek biraz daha uyumak gibi istemediği şeylere sert bir dille zorlamış, ara sıra "Caroline, sabrımı taşırıyorsun ve eminim bunu yapmak istemezsin. Daha fazla itiraz etme. " gibi tehdit dolu cümleler kurmuştu ama Caroline'ın boyun eğmekten ve Klaus' un sert tavrını göz ardı etmekten başka şansı olmamıştı. Yine de Klaus Caroline'a tüm yaptıklarından sonra tek doğruyla affedilmeyi haketmiyordu ve hala Care'in ona baktığında gördüğü acımasız bir katilden başka bir şey değildi.
Vücudundaki morluk ve yaralar yavaş yavaş iyileşiyor, ağrıları günden güne azalıyordu. Ara sıra katlanamayacağı büyüklükte ağrılar çekse de her şeyi kabullenmeyi öğrendiginden onlara da sesini çıkarmadan katlanmıstı. Caroline bu düşüncelerle boğuşurken odasının kapısı hafifçe çalındı ve ardından yavaşça açıldı. Gelenin kim olduğunu bilmiyordu, bu adamı daha önce bu sarayda hiç görmemişti ama yine de bir yerlerden tanıdık gelen bir siması vardı. Her ne kadar tanıdık gelse de edense burada olmaması gereken biriymiş gibi hissediyordu. Bir anda içini bir korku kapladı ve yutkunup kendini yarı oturduğu yarı uzandığı yatağında biraz geriye çekti ve adamın bir açıklama yapmasını bekledi.
"Caroline. " dedi Elijah kendisini endişeli gözlerle izleyen genç kıza. Kızın sağ gözünün altında, açıktakı boynunda ve alnında morluklar vardı. Merdivenlerden düşmesinin üzerinden iki hafta geçmiş olmasına rağmen barizlerdi ve bakan henüz yeni düştüğünü sanabilirdi. Yatağa yaklaştı ve devam etti."Ben Elijah. Seninle daha önce tanışmak isterdim fakat şartlar pek elverişli değildi ne yazık ki. Niklaus' un erkek kardesiyim. "
Caroline karşısında dikilip kendini tanıtan genç adamın sözlerini dikkatle, gözlerini bir saniye bile ondan ayırmadan dinledi.
"Seni daha önce bu sarayda hiç görmemiştim. "
"Saraya döneli yaklaşık iki hafta oldu. Aslında beni bir kez gördün. Başına gelen kötü olay için üzgünüm.Yani merdivenlerden düşmeden önce olanları kast ediyorum. Kötü bir karşılaşmaydı. Daha sonra da pek tanışma imkanımız olmadı"
Caroline o an Elijah'yı Tyler'ın öldüğü gece gördüğünü hatırladı ve onu nereden tanıyor olduğunun gizemi çözüldü.
"Pekala. Sen ne tür Mikaelson oluyorsun? Beni ve ailemi tehdit ederek beni bu saraya getiren kardeşin Klaus' a mı yoksa benim güvenimi kazanıp arkadaşımışız gibi davranıktan sonra bana oyun oynayan Rebekah'ya mı benziyorsun? Yoksa sende aptal beni iflah etmeye mi çalışacaksın? Yoksa senin bambaşka bir olayın mı var? " dedi Caroline bir çırpıda. Şimdi tüm bunları neden söylediğini bilmiyordu. Ağzından çıktığı an pişman da olmuştu ama iş işten geçmişti. Tüm yaşadıkları sinirlerini yıpratmıştı. Genel anlamda kendini toparlamayı basarsa da ara sıra böyle dengesiz davrandığı ve patlama noktalarına geldiği oluyordu.
Elijah genç kızın söylediklerini sabırla ve ifadesiz bir suratla dinledi. Duydukları, yokluğunda olanlar onu hiç şaşırtmamıştı çünkü kardeşlerini son derece iyi tanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE KEEPS YOU HUMAN
FanfictionKlaus ve Caroline. Onları hiç böyle görmediniz. Kimse bu kadar aşık olmadı. Ve bu kadar düşman. Onların aşklarına şahit olmaya hazır olun . Savaş ve aşk daha önce hiç bu kadar iç içe olmadı.