INTIMIDATION

1.6K 89 24
                                    

   Bölümün oldukça kısa olduğunun farkındayım ve bunun için sizden çok özür dilerim ama bugün elimden gelen bu. Yorum yapmayı ve eleştirmeyi lüfen unutmayın. Ve bu bölümü benim için bilgisayara geçiren çok yakın arkadaşım Esra'ya ithaf ediyorum

     Caroline hizmetkarın yemek yemesi için ona getirdiği tepsiye vurduktan sonra bağırdı. 
''Gidin başımdan, çıkın şu odadan.'

Caroline burada olmaktan da, ona 'yemek yedirmeye çalışanlardan da, kapısında bekleyen aptallardan da kelimenin tam anlamıyla nefret ediyordu. Buraya kapıtılmıştı ve bu ona hiç iyi gelmiyordu.


Klaus Caroline'ı kapattığı odadan gelen sesleri duyunca derin bir nefes aldı ve oturduğu yerden kalkıp onun odasına doğru yürümeye başladı. Sinirlerine hakim olmaya , kötü bir şey yapmamaya çalışıyordu. Çünkü genellikle o sinirlendiğinde pek iyi şeyler olmazdı. Caroline'ın kapısını açtığındagözleri yere dökülmüş tepsiye kaydı. Hizmetçilere sinirle tınlayan Caroline'ı görünce bunu yapanın o olduğunu idrak etmesi hiç zaman almadı. Sakin kalmaya çalışarak konuştu. 

''Madem yemek yemek istemiyor çıkın dışarı.''

Caroline Klaus'u karşısında görünce şaşırdı. Onu kesinlikle beklemiyordu. Yaptığı şey için biraz pişman olmuştu. Klaus'un ne kadar sinirli olduğu gözlerinden çok net okunuyordu. Bunu gizlemeye çalışıp başarılı olamadığı da gayet açıktı. Ama Caroline kendine bundan daha kötü bir vaziyette olamayacağını hatırlattı ve hizmetkarların odadan çıkmasıyla kafasını daha da dikleştirdi. Şimdi tam olarak Klaus'un gözlerine bakıyordu. Korkusuzca. Kesinlikle olması gerektiği gibi değil. Aksine , korkusuzca. 

Klaus Caroline'ın böylesine korkusuz durmasına şaşırıyordu. Daha dün anne ve babasının yanında tir tir titreyen , Klaus'un dokunuşlarıyla korkuyla kasılan Caroline'a ne olmuştu ? Küçük masum Caroline gitmiş , yerine korkusuz ve dik başlı olanı gelmişti. Güzel , artık daha eğlenceli olacaktı. Caroline'a doğru birkaç adım attı ve bu birkaç adım Caroline'ı germeye yetmişti. Tabi bu gerginlik Klaus'un gözünden kaçmamıştı. 

''Caroline takdir edersin ki sarayımda sorun çıksın istemem. Huzur içinde yaşamayı tercih ederim. 

''Sende takdir edersin ki ben de huzur içinde yaşamayı tercih ederim. Ailemle.''

Klaus bu sözler üzerine güldü ve ellerini arkasında bağlayarak konuştu.

''Aslında tatlım, hayır etmem. Ben şu kendisinden başkasının isteklerini zerre umursamayan bencil tiplerdenim.''

Klaus'un her hareketi yine Caroline'ı geriyordu.Ama yine de şuan sergilediği tavrı koruyacaktı. Buraya gelmiş olması Klaus'un kölesi olup onun istediği her şeyi yapacağı, ona boyun eyeceği anlamına gelmezdi.

''Bunu anlamanın hiç de zor olmadığını biliyor musun ?Ve sana acımak da hiç de zor değil. Böylesine sevgisiz bir hayat yaşsmış olsaydım, muhtemelen ben de senin gibi olurdum.'' 

Klaus bu sözler üzerine hafifçe güldü. Caroline onu kırmayı zerre başaramamıştı. Çünkü Klaus bu dözleri duymaya fazlasıyla alışkındı. Klaus'un acımasızlığıyla yüzleşen herkes ona zarar vermek için işte böyle saçmalıyordu, bu sözlerin Klaus için hiçbir hükmü olmadığını bilmeden. Hadi ama,  kimi kandırıyordu ? Evet bu sözleri duymaya alışkındı ama küçücük bir kızın, Caroline'ın karşısına geçip bu sözleri söylemesi , ne denirdi ki ? Garip hissettirmişti, ama kötü hissettirdiği söylenemezdi. 

''Bana karşı kimse benim onaylamadığım duyglular besleyemez tatlım. Acımak kesinlikle bana karşı beslemeni istediğim duygulardan değil.Bana benim istemediğim duyguları besleyenlerin sonunu gördün. Ve bu denli insaflı davranmamın tek nedeni sendin.''


Caroline Klaus'un bu sözleri karşısında ailesini hatırlamıştı. Yaptığı her hareketin Klaus'u kızdıracak davranışının ailesinin aleyhine olduğunu biliyordu. Bu yüzden en azından şuan için sakin kalması gerektiğine karar verdi.Ama yine de söylemeden edemedi. 

''İnsaflı mı? İnsaftan anladığın gerçekten bu olamaz. Yüzlerce insanı öldürdüm ve şimdi karşıma geçmiş insaflı olmaktan mı söz ediyorsun ?''

Klaus sinirlenmeye başlıyordu, tekrar.Birisini affetmek onun için yeni bir şeydi ve bunu ne kadar devam ettirebileceğini bilmiyordu. Söz konusu karşısında duran, muhteşem, deli gibi arzuladığı Caroline olsa da.

''Caroline, aşkım, şimdi o güzel çeneni kapat ki daha fazlasını öldürmeyeyim.Çünkü bende olan ailene karşı gösterebileceğim merhamet limitini doldurdu.''

Caroline bunları duyduktan sonra derin bir nefes aldı ve Klaus'un gözlerine bakıp yavaşça, onu kızdırmayacağını, aksine onu yumuşatacağını umduğu - buna pek de inandığı söylenemezdi- bir tonda konuştu. 

''Ailem, onlara ne olacak?''

Klaus hafifçe güldü. Bu sakin tavrının Caroline'ı korkuttuğunu biliyordu ve bu garip bir biçimde hoşuna gidiyordu. Sanki korkudan besleniyor gibi.

''Güzel çeneni kapalı tutup, aptallık etmez, sorun çıkarmazsan hayatlarına devam edebilirler.'' dedi Klaus.

Caroline biraz olsun rahatlamıştı. Garip bir biçimde ona güveniyordu. Güveninin nedenini biliyordu aslında. Klaus'un ona yalan söylemek için bir nedeni yoktu. Onu tanıdığı bu kısa süre içinde yapacağı her şeyi açık açık dile getirmekten zerre çekinmediğini anlamıştı. Bunu dün parmaklarını Caroline'ın yanaklarında ve boynuna gezdirirken söylediği cümleler sayesinde son dere net öğrenmişti. Bu düşünce içini ürpertti. 

Caroline'ın bir an için rahatladığı gören Klaus onu ailesi ile tehdit ederek istediği her şeyi yaptırabileceğine kanaat getirdi ve aynı şekilde konuştu.

''Şimdi sorun çıkarmadan yemeğini ye ki anneni ziyaret edip seni ona şikayet etmek zorunda kalmayayım.Zira ziyaretimden ne sen ne de ailen memnun kalır.''

Klaus şimdi Caroline'ı açıkça tehdit ediyordu.Evet yemek yemesi pek de umrunda değildi ama böyle sorun çıkarması onu sinirlendirmişti ve şimdi Caroline'a tükürdüğünü yalatmaya kararlıydı. Biraz bekledikten sonra sanki az önce Caroline'ı tehdit eden o değilmiş gibi sordu. 

''Pekala, yemek için istediğin özel bir şey var mı ?'' 

Caroline hafifçe yutkundu. Bu adam kesinlikle ona her istediğini yaptıracaktı. Ve Caroline bundan da bunun farkında olmaktan da nefret ediyordu. 

''Hayır.'' dedi ''Özel olarak istediğim bir şey yok.'' 

Klaus Caroline'a yaklaştı ve elini koluna atıp  sıkarak konuştu. 

''Eğer burada, benim sarayımda benimle yaşayacaksan ki yaşamak zorundasın benim kurallarıma uyacaksın. Aptalca davranışlar, çocukça sorunlar istemiyorum. Sana yardımcı olacaklardır. İstediğin herhangi bir şey olursa onlara söyleyebilirsin.Anladın mı ?'' dedi Klaus sert emir taşıyan bir sesle. Caroline sorun çıkarsın istemiyordu. Onunla ilgilenmeyi, uğraşmayı kesinlikle istemiyordu. 

Caroline ailesini korumak istiyorsa bu piçin söylediği her şeyi yapmak, yapacağı her şeye katlanmak zorunda olduğunun farkındaydı. Kafasını hafifçe salladı. Bu ani çıkışı karşısında şaşırmıştı, az önce kibarca ona bir isteği olup olmadığını soran o değilm miydi ? İki dakika içinde ne değişmiş olabilirdi ki ? Klaus kolunu sıkıyordu ve canı acıyordu. Ayrıca korkuyordu. Kolunu kurtarmaya çalışarak konuştu. 

''Anladım, anladım. Sorun çıkarmayacağım.İstemediğin, onaylamadığın hiçbir şey yapmayacağım.'' dedi ve bir süre bekledi. Klaus tepki vermiyor kolunu sıkmaya devam ediyordu. ''Lütfen, kolumu bırak anladım.''

''Güzel, sevindim.''

Klaus yüzüne memnun olmuşçasına bir gülümse yerleştirmeyi ihmal etmeyerek odadan çıktı. 

Caroline Klaus'un arkasından bakarken düşünüyordu. Burada yaşamaya ne kadar devam edebilirdi ki ? Bir köle gibi ne kadar burada yaşayabilirdi ? Klaus onu burada bir esir gibi ne kadar daha tutabilirdi? Hayatının sonuna kadar bu odadan hi çıkmayacak mıydı yani ?Az önce hiçbir şey olmamışken Klaus kolunu bir anda sıkmış kendisini korkutmuştu.Odanın duvarları üstüne üstüne geliyordu.  Hızlı adımlarla Klaus'un arkasından odadan çıktı. Odadan çıktığını fark ettiğinde Klaus'un sert bakışlarıyla karşılaşmıştı. 

Klaus kapıda bekleyen adamlara başını salladı ve Caroline'ın yanına gelmesine müsade etti. 


''Ben'' dedi Caroline nefes nefese  az önce bir hata yaptığını anlayınca.  ''Ben sana bahçeye çıkıp çıkamayacağımı sormaya geliyordum'' 


Klaus Caroline'ı korkutabildiğine sevindi. Onu burada tutmak oldukça kolay olacak gibi görünüyordu. Kafasını salladı ve yürümeye devam etti.  

     

LOVE KEEPS YOU HUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin