TAKE A WALK

840 44 6
                                    

   Caroline düne ait görüntülerin gözlerinin önünden kovmak istercesine gözlerini açıp kapattı. Başını tekrar kaldırdı ve karşıya baktı. Gördüğü öyle huzur verici bir manzaraydı ki şuan için bile işe yarıyordu.  Gülümseyerek karşışındaki tablonun tadını çıkarmaya çabalarken duyduğu sesle irkildi.

"Burada ne yapıyorsun Caroline?"

Caroline kafasını çevirdiğinde Klaus'u gördü. Klaus yükünü bir ayağının üzerine vermiş onun az önce baktığı yöne bakıyordu. Yeni gelmiş gibi bir hali yoktu. Ne zamandır buradaydı ki? Kızmış mıydı? Kızgın görünmüyordu ama yine de endişelenmeden edemedi Caroline.

"Yürüyüşe çıkmıştım. "

"Burası bahçenin yürüyüş için pek tercih edilen bir kısmı değildir."

"Huzur veriyor." dedi Caroline kafasıyla ileriyi işaret ederken.

"Atları sever misin?" 

"Evet." dedi Caroline yüzünde yarı içten yarı zoraki bir gülümsemeyle. Bir yanı tüm yaptıklarından sonra ona gülümsediği için kızıyor, diğer yanı onun için yaptıkları şeylerden sonra bunun normal olduğunu savunuyordu. 

Klaus Caroline'ın alnında oluşan çizgilerden bir şeyler düşündüğünü anlamıştı. Çizgiler öyle derindi ki Caroline'ın kafasında muhtemelen şiddetli bir kavga dönüyordu. Sessizliği bozan bu kez Caroline oldu.  Savaş sona ermiş gibi görünüyordu.

"Sen?"

"Evet, güçlü hayvanlardır." 

Klaus için her şeyin güçle alakalı olduğunu düşündü Caroline. Daima her şeyin güçlü olanını severdi, güçsüz olana tahammülü yoktu. Yine de bunları dile getirmedi. Ama yanılıyordu. Klaus her zaman güçlü olanı sevmiyordu. 

"Ata binmeyi sever misin?" 

"Bilmem, bir fikrim yok. Daha önce hiç denemedim." 

Caroline Klaus'un sorusunu yanıtlar yanıtlamaz Klaus'un gözleri dünyanın en ilginç hikayesini dinliyormuş gibi büyü bir şaşkınlıkla açıldı. "İstersen deneyebilirsin." diye tekif etti Caroline'ı büyük bir utançtan kurtaracakmış gibi. Ardından gözlerini Caroline'ın mavi gözlerine kilitledi ve vereceği cevabı beklemeye başladı. 

"Böyle iyi, uzaktan daha sevimliler, çok uzaktan." dedi gözlerini Klaus'un gözlerinden ayırıp tekrar atlara yöneltirken. 

Klaus bu sözler üzerine büyük bir kahkaha attı ve eğlendiğini belli eden, alaylı bir ifadeyle konuştu. 

"Endişelenme ısırmazlar."

"Bundan pek emin değilim. Bir at tarafından ısırıldığımda en fazla 8-9 yaşlarımdaydım." 

"Gercekten mi?"

"Hayır. Daha önce hiçbir at tarafından ısırılmadım ama bu ısırılmayacağım anlamına gelmez. Eğer tek tek sökmediyseniz benim bildiğim atların dişleri vardır." dedi Caroline sıcak bir gülümsemeyle. Yanakları kızarmıştı. Öyle kızarmıştı ki, yanaklarının birkaç ton daha koyusu üzerindeki ona çok yakışan bordo elbisesinin rengiydi.

"Onları sevdiğini söylemiştin. Sana huzur veriyorlardı." 

"Seviyorum zaten. Bir şeyden hem korkup hem onu sevemez miyim? Aynı zamanda beni hem korkutup hem huzurlu hissettiremez mi?" 

"Bugün epey neşelisin." 

"Evet, yastığa başımı koyduğumda dışarıda bir yerlerde beni öldürmek isteyen birilerinin olduğu düşüncesinden kurtulmak iyi geldi." dedi Caroline. Evet, o adamın onu öldürmek isteyen kişi değildi belki ama yine de olacakları gördükten sonra kimsenin ona dokunmaya cesaret edemeyeceğini düşünüyordu. Üstelik Elijah güvende olacağına söz vermişti. Ayrıca tüm bunları bir kenara ittiğinde  bile güvende hissediyordu. Klaus'un bir daha kimsenin ona zarar vermesine izin vermeyeceğinden emindi, en azından kendinden başka kimsenin. Klaus'un sessiz kalması üzerine devam etti. "Yerinde olsaydım, o adamı affederdim."

"Yani?" dedi Klaus gülmemek için kendini zorlarken. Ama dudaklarını sımsıkı kapatması alayla gülmesine engel olamadı. "Bana onu affetmeliydin mi demek istiyorsun? Veya bana onu öldürdüğüm için kızacak mısın? Yoksa vicdan azabı falan çekmem için mi çabalıyorsun?"

"Hayır, tabi ki hayır. Bu aptallık olurdu. Ben sadece, yerinde olsaydım onu affederdim, hepsi bu. Hiçbir şey demek istemiyorum." 

"Rüzgar serteşmeye başladı. Üzerindeki elbise sana çok yakışmış, fakat böyle havalarda dışarı çıkmak için fazla ince. Sen üşütmeden içeri girelim."

Kısa bir bölüm biliyorum, fakat dün yayınladığım bölümde de belirtmistim.  Klaus ve Caroline'ın birbirleriyle ilgili düşünceleri veya düşünecekleri hakkında ipuçları içeren bir bölüm olduğunu düşünüyorum. Umarım keyif almışsınızdır.  Yorumlarınızı bekliyorum :)

LOVE KEEPS YOU HUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin