FEAR

1.3K 69 17
                                    

    Oldukça gecikmiş bu bölüm için çok üzgünüm ama okul, sınavlarımın henüz başlamamasına rağmen gerçekten yazma imkanımı neredeyse bütünüyle elimden  alıyor, bir de bunun için nefret etmek zorunda kalıyorum ondan. Umarım istediğiniz, beğeneceğiniz bir bölümdür.Hikayede pek fazla mutlu  Klaroline sahnelerinin olmadığını biliyorum, ve bunun içinde üzgünüm, bunun için biraz daha belemeniz gerekecek gibi. Oldukca kısa bir bölüm biliyorum ama sizi daha fazla beklekmemek adına hazır olduğu kadarını yayınladım, bir sonraki bölüm için söz bu kadar bekletmeyeceğim sizi. Söylemeden geçmek istemiyorum, her zamanki gibi sizden bol bol, uzun uzun yorumlar istiyorum, beni gerçekten mutlu ediyorlar ve bana yazmak için yeni bir neden daha veriyorlar. Bu yüzden yorum yapmadan geçmeyin, lütfen!  Keyifli okumalar!!!

     Caroline yine pencereden dışarıyı izliyordu. Bu son olacaktı. Bu, bu sarayın penceresinden izlediği son karanlık. Bu karanlığı bir daha asla görmeyecek, bu karanlık bir daha asla canını yakamayacak. 

      Acı son kez Caroline'a kucak açıyor, Caroline son kez kendini acının kollarına bırakıyor.Caroline hayata Caroline'a acı tarafını göstermek için bir şans veriyor, yeni bir şans, son şans. Artık yok! Artık acı, keder yok. 

     Yarın gün, daha önce hiç olmadığı kadar aydınlık olacak, güneş hiç doğmadığı kadar çok doğacak. Hiç olmadığı kadar parlak olacak. Yeniden huzur verecek.

   Yıldızlar son kez bu denli sessiz, son kez bu denli ıssız. Bir daha asla kalbine batıp kanatamayacaklar.  

        Güneşi çok sevecek, yıldızları daha çok.

   Gökyüzü hiç olmadığı kadar mavi, hiç olmadığı kadar huzur verici olacak. Gökyüzüne her baktığında, içi ısınacak, şans hep onunla olacak.

      Yine dönecek eski, içini ısıtan karanlığına. Karanlık yarın tekrar, ona kalbinin sesini dinleme fırsatı verecek, korkunç çığlıkları değil. 

       Gökyüzünü çok sevecek, karanlığı daha da çok.

    Güneşin doğmasını, sabah olmasını, her yeni günü dört gözle bekleyecek, hayata yeniden tutunacak mutlu olacak. Sabahı çok sevecek, sabahlara aşık olacak. 

      Gece, tekrar onun için huzur olacak, hemen yarın, bu saraydan kaçtıktan hemen sonra.

      Sabahları çok sevecek geceleri daha çok. 

Caroline yarın için içinde oluşan heyecan ve korkuyla uyanık kalırsa daha fazla başa çıkamayacağını anlayıp pencerenin önünden çekilerek kendini büyük yatağına attı. Gözlerini sımsıkı kapatıp uyumaya çalıştı. Uyumak şimdi onun için belki de dünyanın en zor işlerinden biriydi. Uyumak, yapabileceği son şeylerde biriydi. Yarını düşlemekten, hayal kurmaktan kendini alamıyordu. Bu saraydan kurtulunca yaşayacağı mutlu günleri, eski hayatına kavuşmayı düşlemeden edemiyordu.

Yine de karnında büyük bir yumru vardı. Ona kabir azabı çektiren bir yumru. Kusmasına neden olacak büyüklükte. Korku endişe şimdi o kadar yoğundu ki korkudan ölebilirdi. Korkudan ölmek şuan ona en yakın ihtimaldi. Korku belkide duyguların en gerçeğiydi. Aşktan, sevgiden, nefretten çok daha yoğundu, çok daha gerçek. Korku öylesine gerçek ki korkarken tüm duygular yok olur. Bazen öyle korkarsınız ki , korku sizi öyle ele geçirir ki artık kontrol asla sizde değildir. Hissedemezsiniz, düşünemezsiniz. Dünyadan tamamıyla soyutlanırsınız. Tüm duyularınız yalnızca korkar. Tüm duyularınız korkmak için harekete geçer. Baktığınız her yerde korku görürsünüz. Her şey korkuyu fısıldar size, duyduğunuz her şey korkudur. Korku somuttur, elinizi uzatırsanız onu tutabilirsiniz, sinirlerinizle hissedebilirsiniz, korkmaktan kaçar, elinizi uzatmazsanız o sizi tutar. Bazen burnunuzun kemikleri sızlar, kokudan, korkunun kokusundan. Korku canınızı yakar, sizi köşeye sıkıştırır. Korku yokmuş gibi davranamayacağınız tek duygudur. 

LOVE KEEPS YOU HUMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin