Vote vermeyi ve bölümle ilgili görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın :)
Sergei, kızı kaptığı gibi odadan çıktı. Peşinden Zoya, Sonja ve nereden çıktığı belli olmayan Alek de onun peşinden koştu. Sergei giderken karşılaştığı bir adama baygın Vera ile ilgilenmesini emretti.Zoya kızgınlıkla başını Sonja'ya çevirdi. "Sen neden öyle put gibi durup Vera'nın Darya'yı öldürmek üzere olmasını izliyordun? Kız ölecekti ve sen buna seyirci kaldın!"
Sonja sakince, "Beni tehdit etti," diye mırıldandı. Ama koştuğu için tıpkı diğerleri gibi o da soluk soluğa kalmıştı.
"Ve kendine zarar gelmemesi için arkadaşını ölüme teslim ettin."
Sessizlik...
"Sana bir daha güvenmeyeceğim."
"İnan bana Zoya, bana güvenip güvenmemen umurumda bile değil. Eğer elimde olsa durduracaktım ama o kız bir şeytan. Beni de yakardı." Sonja, diğerleriyle beraber hekimin odasının önünde durdu ve Sergei'nin kucağında Darya ile odaya girişini izledi. Darya'nın karnından birkaç damla kan damlayarak parlak zemine bir gölge gibi düştü. "Sen nasıl geldin?"
"Darya'nın çığlığından, odadaki patırtıdan kütürtüden bir şeyler döndüğünü anladım. Odanın önünden geçerken duydum. Sergei de merdivenlerden iniyordu, onu çağırdım." Zoya kalabalığın arasına itişe kakışa girdi.
Alek, "Neler oldu?" diye sordu merakla. Kimse cevap vermeyince, "İyi, tamam... Sormuyorum," dedi ve ellerini teslim olurcasına kaldırdı.
Kapının önünde kalabalık toplanmıştı ve etraf gereksiz, kaba sözler içeren fısıldaşmalarla doluydu. Sonja, Alek ve Zoya içeri girdiğinde hekim kadın itiraz etmedi fakat başka birini de içeri almayacağı kesindi. Bu yüzden kalabalığın içeriye dalmasını veya onlara bakmalarını devam ettirmelerini önlemek için kapıyı kulak tırmalayıcı gıcırdamalar eşliğinde kapattı.
"Ne oldu yine bu kıza?" diye sordu ardından hekim kadın çenesiyle Darya'yı işaret ederek.
Bu soruya cevap vereceklerini bildiği için iyice kulak kabarttı Alek. Omuzlarına kadar gelen sarı saçlarını karıştırdı ve ağzını hafifçe açarak, merakla dinlemeye koyuldu.
Sergei, "Sanırım Vera dövdü," diye mırıldandı. Kızı karyolaya yatırırken birkaç damla kanın, tozpembe yatağı kırmızıya boyamasını izledi.
Hekim kadın, Darya'nın üzerindeki tuniği hızla sıyırırken, "Tam da Vera'dan beklenebilecek bir hareket..." diye homurdandı kalın sesiyle. Elleriyle Darya'nın çenesini kavrayarak kızı sarstı. "Bak, sakın bayılma! O bilincine söyle, açık kalsın, tamam mı? İşimizi zorlaştırma."
Darya aralanmış, yaşlı gözlerinin arasından hekime bakarken kafasını onaylayarak salladı.
"Şifacı olsaydı daha kolay olabilirdi. Hemen iyileşebilirdi," dedi Zoya. Ardından ellerini çenesinde birleştirerek sandalyeye oturdu. Sıkıntılı bir şekilde gözlerini yumup derin nefesler aldı.
Hekim kadın kana bulanmış bezi Darya'nın karnından nazikçe çıkarırken yüzünü ekşitti. Yara oldukça kötü bir durumda olmalıydı. Bu, kadının yüz ifadesine bile yansıyordu.
Sonja, "Şimdi ne olacak?" diye sordu endişeyle.
"Yarası epey genişlemiş; dikişlerden eser kalmamış ve içi, darbelerden dolayı zarar görmüş. İltihabın yavaş yavaş vücuduna yayıldığını hissedebiliyorum. Şifacıların derhal gelip onu iyileştirmesi gerek. Birkaç şey yapabilirim ama bu benlik bir şey değil. Ben basit işlerden anlarım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YÜKSELİŞ
FantasyFantastik #1 Yeşil Prenses serisinin 1. kitabıdır. Ve şeytan, inini, parçalanmış ruhları koymak için kendisine sakladı. O in, kalbinin tam ortasındaydı. ♕ Adına dünya denen bu yerde hiçbir zaman eşitlik olmadı. Her zaman birileri ezildi, birileri...