Fantastik #1
Yeşil Prenses serisinin 1. kitabıdır.
Ve şeytan, inini, parçalanmış ruhları koymak için kendisine sakladı. O in, kalbinin tam ortasındaydı.
♕
Adına dünya denen bu yerde hiçbir zaman eşitlik olmadı. Her zaman birileri ezildi, birileri...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lev uyandığında gözlerini araladı ve etrafa baktı. Pencereden yansıyan güneş ışığı gözlerini kamaştırdı. Yanında Darya yatıyordu. Sarı saçları yataktan aşağıya uzanıyordu ve geri kalan tutamlar çıplak sırtında bir yol oluşturuyordu. Bir an, bunun burada ne işi var, diye düşündü. Ama sonra dün gece yaşananlar aklına geldi. Bu sırada gülümsemeden edemedi. Ama aynı zamanda dehşete düşmüştü. Bir yeşille... Bir yeşille birlikte olmuştu. Böyle bir şey yapacağını yüzyıllarca düşünse aklına gelmezdi. Ama kızın dayanılmaz bir çekiciliği vardı. Olmuştu işte. Dönüşü yoktu.
Bir anlığına içi burkuldu. Acaba kız ona âşık mı olmuştu? O zaman ona acırdı. Tabii kendisi de acınacak bir haldeydi. Çünkü aynı soruyu kendine yöneltmeyi denenmemişti hiç. Cevaplarından ölesiye korkuyordu. Bu soruyu kendine asla da yöneltmeyecekti.
Onu sevmeyi istemiyordu. O bir kraldı. Bu olamazdı. Kalbine karşı koymak zorundaydı. Kalp hep yanıltırdı; iyi olan şey mantıktı. Mantığıyla hareket ederse asla canı yanmazdı. Ama yine de... Yine de yanıyordu işte. Mantığıyla hareket ettiğini düşünüyordu fakat... O zaman neden Darya ile birlikte olmuştu? Bunu kasten yapmamıştı ve bunun için kendisini suçlayacak değildi. Darya sadece güzel bir kızdı, bu kadardı. Dahası yoktu onun için.
Onu sevmiyordu, asla da sevmeyecekti. Bunu istese de yapamazdı.
Acaba Darya kandırıldığını öğrenince ne yapacaktı? Lev bu sorunun cevabını merak ediyordu. Onu toplantıya diye götürüp onu kaçıran şeytanın yanına götürmek... Bunun için kendisi de vicdan azabı çekiyordu. Ama adamın amacını öğrenmezse insanlar zarar görmeye devam edecekti ve işler her zamanki gibi yine ve yine sarpa saracaktı. Bunu öğrenmenin tek yolu da Pjotr'un istediğini öğrenip, istediğini ona vermekti. Eğer elinden gelen bir şey ise, bunu kesinlikle yapacaktı.
Yataktan, Darya'yı uyandırmamaya özen göstererek doğruldu ve yere fırlattığı gömleğini çıplak vücuduna giydi. Ardından yürüdü ve masanın köşesine gelişi güzel bırakılmış deri pantolonunu bacaklarına bir çırpıda geçirdi. Çizmeleri ile nakış işlemeli ceketini giyip saçlarını karıştırdı.
Banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Yeniden odaya geçtiğinde gerçekten acıkmış olduğunu fark etti. Karnı gurulduyordu ve handa kahvaltı saati gelmiş olmalıydı.
Arkadan ince bir kız sesi geldiğinde hızla arkasını döndü. Darya iri iri açılmış gözleri ile Lev'e bakıyordu. Uyanmıştı. Beyaz yorganı boynuna kadar çekmişti ve dehşet içinde gibi görünüyordu. Çene kasları seğiriyordu.
Kral Lev tok bir sesle, "Uyandın mı?" diye sordu.
Darya cevap vermedi. Sadece dehşet içinde bakmayı sürdürdü.
Kral Lev, kızın ne demek istediğini anladığında kaşları anlayışla kalktı. Odadan çıkmasını istiyordu. Kral Lev bunun üzerine derin bir nefes aldı ve bıkkınlıkla odadan çıktı.
