Multimedya, Colin. Bölüm şarkısı, Alexandra Stan - Mr Saxobeat
Colin vakasından sonra okulda hiçbir derse doğru dürüst odaklanamamıştım. Günün güzel haberi Jessy sürtüğünü de görmemiştim. Okul çıkışında büyükannemi arayıp alışverişe gideceğimi söyledim.
Nancy ile çıkışa doğru ilerlerken “Alışverişe çıkamam lazım yakınlarda alışveriş merkezi var mı?” diye sordum sevimli bir ses tonuyla. Bana bir alışveriş merkezinin yolunu tarif ederken anlık bir kararla “Baksana neden benimle gelmiyorsun? Kesinlikle benimle gelmen gerekiyor.” Dedim. Hızlı konuşmuştum. Bu teklifimi beklemiyordu ki yüz ifadesinden şaşırmış olduğunu görebiliyordum.
“Annemin izin vereceğini sanmıyorum.” Dedi. Bu nasıl bir bahaneydi böyle? “İzin almak zorunda da değilsin. On sekizindesin ve bu yıl on dokuz olacaksın reşitliğe çoktan adım attın.” Dedim. “Reşitlik kuralı benim ailemde geçerli değil.” Dedi. Sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim.
"Bana annenin numarasını ver" dedim cebimden telefonu çıkarırken. Annesinin ses tonu bile huysuz sınıfına giriyordu davranışları kim bilir nasıldı. Nancy'e acıdım açıkçası ailemden ne kadar şikâyetçi olsamda birçok kişinin ailesinden iyiydi. Neyse ki geç kalmamak şartıyla izni almıştık.
Taksiye atlayıp alışveriş merkezine geldik. Çantandan Sally'i çıkardım ve alınacaklar listesine göz attım. Nancy defterimin üzerinde kabartma yazılı 'Sally' yazısını görünce "Sally de kim?" diye sordu. "Sally benim yapay arkadaşım defterime bu ismi verdim." dedim. Tamam, tuhaf olabilirdi ama her şeyimi Sally'e anlatıyordum benim için çok önemli bir defterdi. Kahkaha atarak alışveriş merkezine girdik. İlk önce bir müzik aleti mağazasına gidip odam için bir piyano ve arp siparişi verdim. Kendi evimde vardı ama madem burada kalıcam bir süre oyalanacak Bir şeyimin olması lazım. Mağaza mağaza dolaşıp yeni Lena'nın tarzına gidebilecek kıyafetler aldım. Nancy yanımda sessizce takılıyordu. Ona da bir kaç kıyafet denettirdim.
Nancy'e zorla giydirttiğim bir lacivert şortlu tuluma yorum yaparken "Gerçekten çok yakıştı Nancy bu senin için dikilmiş. " dedim. Cevap vermek yerine sadece gülümsemekle yetindi. Çok parası olmadığını biliyordum. O lacivert tulumu ben satın aldım. "Hey çok acıktım hadi sana yemek ısmarlayayım zaten buraya seni sürükleyen de bendim." dedim. Elimizdeki karton poşetlerle yemek katına hızla yürüdük. Nancy ile yemek yerken masamızda bir gölge oldu. Kafamı kaldırdığımda Jessy sürtüğünü gördüm.
Bende bugün okulda görmediğim için seviniyordum aman ne güzel. Bu kızı görünce günüm kötü geçiyordu. Uğursuz! Küçümseyici bakışlarını üzerime indirdi "Bana bak küçük fahişe Colin'den uzak duracaksın." dedi. Nancy'e baktım. Yüzünde korkuyor gibi bir ifade vardı. Küçük bir kahkaha attım. Belli etmese de tepkime sinirlendiğini anlayabiliyordum.
"Daha yeni olduğun için önce uyarmak istedim kim olduğumu ve neler yapabileceğimi bilmiyorsun inek arkadaşından öğrenebilirsin." dedi. Cümlesinden sonra Nancy'e bakıp sinsice gülümsedi. Ayağa kalktım dibine kadar yaklaştım. Boyu bende birkaç santim uzundu. O da topuklu ayakkabılarından olsa gerek. Aslından benden kısa olduğunu on iki santimlik topuklu ayakkabılarından anlıyordum.
"Daha yeni olduğum için kim olduğumu ve neler yapabileceğimi bilmiyorsun ama seni önceden uyarıyorum bana bulaşma." dedim. Onu kendi cümlesiyle vurdum. Yüzündeki gözle görülür sinir ve şaşırmışlık alayla gülümsememe sebep oldu. Arkasını dönüp giderken "Jessy" diye seslendim. Dönüp baktı. "Hazır alışveriş merkezindeyken kendine kıyafet al o puantiyeli eteğin modası geçen yıldı." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O, benim!
Teen FictionDaha önce başka erkeklerle öpüşmüştüm. Şuan öpüşmenin tanımını yeniden keşfederken diğer erkeklerle yaptığım öpüşmenin gerçek bir öpüşme olmadığını yüzeysel olduğunu anladım. Dudakları dudaklarımı kaplarken dili ağzımın içinde keşfe çıkmıştı. ...