Bölüm 19

159 10 0
                                    

Selam herkese çok büyük bir kitleye hitap etmediğimin farkındayım. :) Arkadaşlar VOTE veya OKUMA ORANI umrumda değil. Zamanla zaten artıyor. Ancak YORUMlarınıza ihtiyacım var. Hikaye nasıl gidiyor? Şöyle olsaydı daha iyi olurdu. Bence burası olmamış. Falan deyin. İyi veya kötü her türlü LÜTFEN ELEŞTİRİN. Tek istediğim bu. Hepiniz kendinize iyi bakın :) kocaman öpüyorum :*

         Sabah gözlerimi açtığımda Colin yoktu. Saat henüz çok erkendi. Neden erkenden gitmişti ki? Belki de büyükannemle karşılaşıp beni zor duruma sokmak istemedi. Uyuşuk hareketlerle yataktan ayaklarımı sarkıttım. Saate tekrar baktığımda fark etmediğim bir not buldum.

       "Sonunda uyanmışsın günaydın güzellik. -C"

        Yaklaşık beş dakika nota bakarak sırıttım. Sonu olmayan bir ilişki için fazla hayalciydim. Biliyorum sonunda Colin gidecekti ama ondan hoşlanıyordum. Ne kadar zamanımın olduğu umrumda değil sonuna kadar onunla vakit geçirecektim. Duş almak için banyoma geçtim. Aynanın kenarına sıkıştırılmış bir not daha buldum.

        "Bu ayna şuan dünyanın en güzel kızını yansıtıyor sadece gülümsemeye devam et. - C"

         Gülümsemem daha da yayılırken gözlerimin dolmasına engel olamadım. Colin beni aşırı duygusal yaptı. Sabah sabah bu kadar romantik olması beni kendimden geçirdi. Sanki yanımdaymış gibi kalp atışlarımı attırdı. Banyomu yapıp bornozumu üzerime geçirdim. Çekmeceden iç çamaşırlarımı giyip kıyafet seçmek için dolabımı açtım. Ve bir not daha...

     "Bugün kü randevumuz için senin yerine kıyafet seçtim. En sağdaki su yeşili olan elbise. Hayır kırmızı desenli olan değil sade olan. Gözlerinle aynı renk  olan. Mükemmeliyeti tanımlayan hani. Sadem... -C "

         Cidden böyle başka bir not daha bulursam bayılacağım. Şuan dünya da benden daha mutlu kimse olamaz sanırım. Colin'in dediği elbiseyi elime aldım. Elbise boyundan bağlamalı sırtı açık bırakan dizlerimin hemen üstünde olan salaş etekli tatlı bir elbiseydi. Hemen üzerime geçirdim. Saçlarımı at kuyruğu yaptım. Sanırım bugün okulu ekicektik. Ayaklarıma beyaz pembe çiçekli babet giydim. Bir dakika... Bana bugünkü randevu dedi ama hiçbir ayrıntı yok ki. Ne zaman? Nerede? Mutlaka başka bir not daha olmalı diye etrafıma baktım. Çekmecelerimi bile karıştırdım! Başka bir not yoktu. Balkona bile çıkıp baktım. Bu durum biraz sinirlenmeme sebep olmuştu. Telefonuma uzandım. En iyisi arayıp sormaktı. Telefonuma gelen mesaj Colin'dendi.

        "Her yerde deli gibi başka not aradın dimi? :) Ah o yüz ifadeni görmeyi isterdim. Aynı şuanda olduğu gibi kaşlarını çatmış dudaklarını büzmüş olan seksi ifaden." mesajı okurken aynı böyle yaptığımı fark edip ifademi değiştirdim. Gülümseyerek mesajı okumaya devam ettim.  "Saat 13 de Nvidia meydanındaki heykelin altında seni bekliyor olacağım. " Mesajı okuduktan sonra telefonu yerine bıraktım. Bilgisayardan eğlenceli bir müzik açık dans eşliğinde makyajımı tamamladım.

        Mutlulukla çantamı kapıp aşağıya indim. Büyükannem her zaman ki gibi erken kalkmış kahvaltıyı hazırlamış gazetesini okurken çayını yudumluyordu.

       "Günaydın Büyükanne." dedim güler yüzle.

        "Günaydın hayatım" diye karşılık verdi büyükannem.

        Kahvaltı boyunca oyalanarak büyükannemle sohbet ettik. İlk geldiğimde çok yadırgamıştım burayı biliyorum. Şimdi ise buraya aitmişim gibi hissediyorum. Büyükannemin yaşlı sohbetleriyle bunalacağımı düşünmüştüm. Ama büyükannem küçükken çok çapkın olup büyükbabamla yaşadıklarını kitaplara filmlere dökebileceğiniz serüvenlerle dolu olduğunu onu tanıdıkça öğrendim. Biz konuşurken Shelby mutfağa girdi. Kahvaltı masasına gene yadırgayan gözlerle bakış attı. Sonra karşıma oturdu.

O, benim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin