Bölüm 8

191 8 0
                                    

             Ödev denen olayla tanıştıktan sonra Sally'e ödevin ne kadar sıkıcı hatta sıkıcılıktan da öte bunaltıcı şeyler olduğunu yazıyordum. Aynı zamanda Nancy ile görüntülü konuşuyorduk. Ödevlerimi yapmama o yardım etmişti. Cidden çok sabırlıydı benim gibi bir anlama sorunu olan birine karşı iki saattir ders anlattı.

          Yarın için oldukça hazırlıklıydım.  Hem yarın giyeceğim kıyafetler hem de derslere tamamen hazırım. Aslında New Jersey'e alıştım gibi. 'Bunun sebebi Colin olabilir mi?' dedi iç sesim. Kulaklığımı takarak son ses müzik açtım. İç sesimi duymamak için dikkatimi dağıtmam lazım. Yatağıma uzandım.

         Müzik dinlerken uyumuş olmalıyım ki aptal alarmın sesi beynimi delip geçiyordu. Büyükannem odama uğramış olmalı kulaklığım takılı değildi ve üzerim örtülüydü. 'Tamam, kalktım sus lütfen' dedim telefona doğru. Salak şey çalmaya devam ederken hızla doğrulup sanki telefonun canı acırmış gibi sertçe vurdum. Tabi olan benim elime oldu. İnleyerek elimi ovaladım.

        Sabah uykumdan ayrılırken yaşadığım dramatizm yüzünden günümün kötü geçmesine izin vermicem. Banyoya gidip duşumu aldım. Sonra üstüme pembe askılı bir bluz altıma içinde pembe tonları barındıran çiçekli fırfırlı bir etek giydim. Eteğim biraz kısaydı ama artık okulda yeni olmadığım çok dikkat çekeceğimi sanmıyordum. Düztaban kahverengi yazlık çizme giydim. Çizmelerimin renginde kemerde takınca aynadan kendime baktım. Bu kadar mütevazılık yeter çok sevimliyim.

      Kendime dil çıkarıp hiç makyaj yapmadan mutfağa indim. Büyükannem kahvaltı masasını hazırlıyordu. Sulu bir öpücük verip masaya oturdum.

      Büyükannem sıcak bir gülümsemeyle "Çok mutlu gördüm seni?" dedi soru soran gözlerle. Ona anlamayan bakışlarla bakarken "Yoksa biriyle mi tanıştın?" dedi. Neden aklıma otomatik olarak Colin geldi ki? "Hayır büyükanne bunu nerden çıkardın?" dedim. Bu konu hakkında daha fazla konuşmasın diye çok aç olduğumdan bahsettim. Cidden sebebi bu muydu? Colin. Bu sabah ki anlamsız mutluluğum.

       Jessy ile ilişkisine bakacak olursak çıkar için biriyle birlikte. Hem Jessy ile sevgili hem de evinde her gün başka bir kız var. Akşamları evinin ışıkları bile yanmıyor. Kim bilir kaçta geliyor. Belki de evini fazla kullanmıyor.

         Colin ile ilgili düşüncelerimi bir kenara bırakıp evden çıkmaya hazırlandım.

            Büyükannem "Okula yürüyerek mi gideceksin?" dedi. Onay vererek başımı salladım. "Garajda bisikletim var" dedi. Hayal kırıklığına uğradım. Arabasının anahtarını verecek sandım. Bir an. Çok kısa bir an. Nefesimi üfleyerek bisikleti çıkardım. Yürümekten iyidir. Şu araba mevzusunu açmak için kazadan sonra biraz zaman geçsin diye beklemiştim ama bu konuyu anneme açmam lazım.

          Nancy okula benden önce gelmişti bu sefer. Derse geçtiğimizde öğretmen ödevimi çok beğenmişti. Zaten o kadar uğraştıktan sonra beğenmeseydi o kâğıtları yırtıp ağzına tıkardım herhâlde. Yani eski Lena böyle yapardı. Neyse ki beğendi ve bu güzel bir duygu. Yani tebrik edilmek. Daha önce okul hayatımda hiç bunu yaşamadım. 

        Nancy bana okulla ilgili komik maceralarından bahsediyordu. Kahkahalar eşliğinde kafeteryaya girdiğimizde bir curcuna vardı. Jessy sürtüğü elinde broşür gibi bir şey dağıtıyordu.

           Nancy'e doğru baktım "Ne yapıyor bu?" dedim. Nancy anlamadım der gibi dudağını büzdü. Biz yemeklerimizi alıp boş bir masaya geçtik. Bu arada Jessy'i birkaç kez bana bakarken yakalamıştım. Sanki oturmamızı bekliyormuş gibi hemen yanımızda bitti. Yanında da ucuzluk pazarından çıkmış makyaj çantasına düşmüş kızıl saçlı bir kız vardı. Bu kızı hatırlıyorum. Colin’in balkonundaki kız. Acaba Jessy'nin bundan haberi var mıydı? Ne biçim arkadaşlar bunlar böyle.

O, benim!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin