(Colin)
Monica telefondan arayıp bana ihtiyacı olduğunu söylediğinde onu reddedemedim. Monica bu vücut kıvrımları tam bir şaheser. Onu hiçbir erkek reddetmez. Ben onun sadece vücuduyla ilgileniyordum. Karakter olarak tarzım bir kız değil. Karakter olarak tarzım kesinlikle Lena.
Aslında Lena seksi bir kız aynı zamanda. Onu öptüğüm an aklıma gelince gülümsediğimi fark ettim. Ben? Colin Mathews? İstediği kızı kollarına alabilecekken sadece bir öpüşme ile aklıma girmişti. Monica ile birbirimizi tatmin ettikten sonra onu postaladım. Genelde evimde dolanmalarını sevmezdim. O da kalmak için ısrar etmemişti zaten.
Kapıdan geçirirken Lenayı gördüm. Aman ne güzel şimdi kim bilir neler dicekti hakkımda. Hak ediyor muyum? Evet. Ben bir kişiye bağlanarak yaşayamam yapım bu. Kaşlarını çatmış bir ban abir de Monica’ya baktı. Sonra umursamaz bir hal takınıp yanındaki kızla gitti.
Bunun için neden kendimi kötü hissetmeliyim? Hep yaptığım şeydi bu bir kızdan diğer kıza geçerdim. Vicdanım öyle demiyordu ama. En azından ondan özür dilemeliyim. Ne diyecektim ki ‘Seni öptüğüm için özür dilerim ama çok istedim öpmek tutamadım kendimi’ mi diyecektim? Saçmalık.
Evde oyalanmaya çalışken vicdanımı susturamıyordum. Sonunda dayanamadım. Gidip konuşmak istedim. Evlerinin bahçesine girdiğimde ihtiyar kadın mutfakta bir şeyler yapıyordu. Kapıya çalsam mı diye düşünürken Lena’nın odasının ışığı açıktı. Evin panjurları sayesinde kolayca balkonuna tırmandım. Buralarda genelde herkes camları açık uyurdu. Hem sıcaklardan hem de polis karakolun buraya yakın olmasında dolayı rahattı herkes.
Balkonuna girdiğimde yavaşça yaklaştım odasının perdesinin arkasından ona baktığımda arp çalıyordu. Çıplak bacaklarının arasında arp çalarken beyaz elbiseyle tıpkı bir melek gibiydi. Dünyaya düşmüş bir melek. Onu hissettim. Kollarımda.
Lena kafasını kaldırıp bana bakınca o an düşüncelerimden sıyrılıp ne yapacağımı bilemedim.
(Lena)
Müziğin etkisiyle gevşemişken mutlulukla derin bir nefes çektim içime. Karşımda Colin’i gördüm. Bunun yaşadıklarımın etkisiyle oluşan bir hayal olarak düşünüyordum. Ama gözümü kapatıp açınca gitmiyordu. Bir dakika Colin gerçekten burada? Şaşkınlığımı gizleyemeden ona bakıyordum. Ayağa kalkıp yanına yaklaştım. Şaşkınlığımı üzerimden atınca nihayet konuşabilmiştim.
“Burada ne işin var?” daha sonra cevap vermesini beklemeden “Hey bir dakika buraya tırmanarak mı çıktın?” dedim.
“İlk önce hangi soruna cevap vereyim?” dedi alayla. Ona sinirliydim. Tahammülsüz bir nefes alıp verdim.
“Seninle konuşmam lazım.” Dedi.
“Ben seninle konuşmak istemiyorum.” Dedim net bir şekilde. O ise beni dinlemeden odama daldı yatağımın üzerine oturdu. “Napıyorsun sen çık odamdan.” Dedim.
“Şşş. Büyükannen duyacak.” Dedi işaret parmağını dudaklarına koyarak. Hala dalga geçiyordu ama haklıydı Büyükannem Colin’in odamda olduğunu görse ona ne açıklama yapacağım bilmiyorum.
“Ne diyeceksen de çabuk.” Dedim bir elimi belime yerleştirerek. Ben başında dikilirken başını aşağıdan yukarıya doğru beni süzdü. Gözleri bir müddet göğüslerimde takıldı. Gözleri koyulaşmıştı. Tanrım elbiseyi giymek için mükemmel zamanlama. Rahatsız olduğumu göstermek için kollarımı göğsümde bağladım.
Komedinin üzerindeki Sally’yi eline aldı. Hızla yanına gittim “Ver onu bana” diye çıkıştım. Bu onu daha çok tetikledi. İçini açıp okumaya başladı. “Colin bu yaptığın çok ayıp ver onu bana hemen” diye bağırdım. Umarım büyükannem gelmez. “Hımm ne var bu kadar saklayacak bir bakalım.” Dedi defterin sayfalarını çevirirken. Beni dinlemiyordu bile. “Yeni yaşımda yapılacak şeyler, Balık beslemek, tanımadığın birine yemek ısmarlamak, Ölü denizde yüzmek, seks yapmak…” derken elimle zıplayıp yakaladım defteri “Bu kadar yeter ileri gidiyorsun!” dedim. “Seks yapmak mı?” deyince kaynar suyun içine atılmışım gibi yanmaya başladım. Domates gibi kızardığıma eminim. “Sen.. yani daha önce.. hiç?” derken sesi kısılmıştı. Yüzüne bir gülümseme yerleştirdi. “Vay canına sen.. sen mükemmelsin.” Dedi.
“Her neyse ne zaman gideceksin?” dedim artık utancım ölmek üzereydim.
“Söze nasıl başlayacağımı bilmiyorum daha önce kimseye açıklama yapmayı denememiştim.” Dedi.
Ukala tavırlarına hala devam ediyordu. “Bak konuşmana gerek yok tamam mı git.” Dedim.
“Hayır, konuşmam gerek kendimi kötü hissediyorum.” Dedi dibime geldi. Bu kadar yakın olması nefes alış verişlerimi hızlandırıyordu.
“Özür dilerim.” Dedi bir anda. Gözlerinde anlam veremediğim bir hüzün vardı sanki. “Benim çevremdeki kızlar gibi davrandığım için özür dilerim. Sen farklısın bunu anladım.” Derken resmen beni büyülüyordu. Oysaki bir dakika önce delicesine kızgındım. Ona olan kızgınlığımı alıp gitmişti. Beni tek bir cümleyle nasıl da ikna etmişti. O kadar yakında duruyordu ki beni öpecek sandım.
Elleri ile yanaklarımı kavrayarak "Sen fazla güzelsin, fazla masumsun, fazla temizsin, fazla iyiysin." dedi. Beni eski Lena olarakta tanısaydın gene de aynı şeyi dermiydin acaba. İltifatları karşısında kitlenmiştim. İstediğim şey beni hemen şimdi burada öpmesi. Yüzlerimiz bu kadar yakınken nefesi yüzümü yalayıp geçiyordu. Nefes alışverişlerimi kontrol edemiyordum.
"Sen bana fazlasın. Ben seni haketmiyorum. Ben se..." derken devamını dinlemiyordum. Donmuştum.
'Sen bana fazlasın.'
'Sen bana fazlasın.'
Bu Colin hakkında kaçıncı hayal kırıklığıydı. "Lena?" diye seslendi onu dinlemediğimi farkedince. "Colin buradan gitmeni istiyorum." derken sesimin titremesine engel olamadım.
"Lena iyi misin?"
"Hemen!" die bağırdığımda büyükannem kapımı tıkladı.
"Lena kapıyı açarmısın neler oluyor?" dedi büyükannem.
Colin'in yüzündeki hüznü görüyordum. Bunu kendisi yapmıştı. Gözlerinin içine bakıyordum. "Git" diye fısıldadım. Gözlerim dolmuştu. Onun önünde ağlamamak için çok zor tutuyordum.
Colin geldiği gibi balkondan giderken arkasından baktım. Tam bir hayal kırıklığısın Colin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O, benim!
Novela JuvenilDaha önce başka erkeklerle öpüşmüştüm. Şuan öpüşmenin tanımını yeniden keşfederken diğer erkeklerle yaptığım öpüşmenin gerçek bir öpüşme olmadığını yüzeysel olduğunu anladım. Dudakları dudaklarımı kaplarken dili ağzımın içinde keşfe çıkmıştı. ...