.08.

78 13 4
                                    

Küçük çocukların sıkıntısını gidermek amacıyla, son derece pahalı ve bir o kadar sevimli çizgifilm karakterlerinin, yaratılmış, daha doğrusu benzer bir şekle ya da aynı fiziksel görünüşe sahip olan aletleri vardır. Evet, biz o aletlere oyuncak diyoruz.

Oyuncaklar, az önce de söylediğim gibi küçük veletlerin can sıkıntısını alır. Yetişkin zengin topluluklar ise, -benim dilimde onlara para sıçma makinesi de denir- genellikle can sıkıntısını gidermek adına, barlara ya da at binmeye falan giderler. Yanlız bu "at" kelimesi babama ters bir tepki yaratarak, "At,avrat, silah" silah teorimindeki attan bahsediyorum ki babamında başka at bildiğini pek sanmam.

İşte bu "at" çocuklara oranla bir Barbie'dir. Ya da 4 ayaklı binilen bir hayvan. Ama konu, biz Gavathane olunca, babamın teorisindeki o "at" bizim için de geçerli olabiliyor. İşte bu Yüzden Chim, beni uyandırmaya geldiği sıra sırtıma binip, beni masum ata benzeti. Ama ben bu üzerime binen Chim'i avrata benzettiğim için, babamın teorisine uymuş oldum. Tekrar hoşgelin, Moon'nun elli tonu.

Fakat bu at, Mars ve Chim için biraz ters tepki vermiş olabilir. Neden mi dersiniz? Çünkü onlar, ben, abim ya da Chen gibi "At, avrat, silah" değil de, normal hayvan olan atı sevmişler. Çünkü şuan ellerindeki oyuncak atlarla, kovboyculuk gibi bir şey oynuyorlar. Ben ise ayaklarımı Chen'in omuzuna doğru uzatmış tablette oyun oynuyordum. Abim ise televizyon izlerken, Chen ayak kokumdan zehirlenmiş durumda. Bayılmaması için başparmağımla sürekli yanağını dürtüyordum. Koltuğa uzatmadım çünkü.. Chen daha yumuşak. Hep diyorum, ben iyi bir abiyim.

Hepimiz salonda duruyorduk. Babam kendi çalışma odasındaydı. Bakıcıları ise bir şekilde evden gönderdik. Ya şuan, rahatız. Chen elini burnuna koymuş, kendisini kokudan mahrum bırakma çabalarına girmiş, sesi konuşurken boğuk çıkmıştı.

"Abi, en son ne zaman duş aldın?"

"Millat önce."

Chen tek kaşını kaldırmış ve bana bakmıştı. Abimin güldüğünü hissediyordum.

"İğrençsin.."

"Osurup daha çok koku yaymamı istemiyorsan, bence dur."

"Tamam tamam. Ayak kokuna kurban olayım osurma."

"Aferin."

Abim ile ben kahkahalarla evin içine ses yayarken, başka sesler de kahkahalarımız arasından yayılıyordu. O da Chim ve Mars'ın birbirleriyle oynamalarıydı. Chim, Mars ilk geldiğine kıskanmıştı ama şimdi çok iyi anlaşıyorlar ve oynuyorlardı. Hepimiz eğleniyorduk fakat Chen, ayak kokumdan bayılmak üzereydi. Abim İse Victoria Secret show izlemek ile meşguldü. Ahh o melekler. Ne kadar da sexy.

Markette kazandığım iddia ile abim, Victoria Secret melekleri gibi bir kız bulamadı ne yazık ki. Hatta onu geçtim, okulun en inek kızını bana sunmuştu. Kendisi acayip ibnedir. Çünkü abim de bir, Gavathane üyesinden. Bence şaşırmayın.
Ayrıca bu yaptığı ibneliği yüzünden bana sunduğu o gözlüklü inek kızdan kurtulmanın da bir yolunu bulmalıyım. Hani öğretnenimiz ödev verir, siz yapmazsınız, sonra hoca ödevi unutur ve bir anda "hocam ödev varrdıı" diye hatırlatan öğrenci tipleri vardır. İşte bana bulduğu kız tipi de bu tiplerden.

Abim elindeki kumandayı koltuğun kenarına koymuş ve ayağa kalkmıştı. Ayağa kalktığında üzerindeki gömleği düzeltmişti.

"Sıkıldım."

"Ee ne yapacaksın?"

"Bilmem, az hava alayım, gelirim."

Başımla onayladığımda, Chen boşta kalan elini abime doğru uzatmış ve ağlamaklı bir ses çıkartmıştı.

"Beni de götür.."

Ayağımla yanağına hafifçe bir darbe vurmuş ve yarım ağız gülmüştüm.

"Abartma amk."

"Oksijen.."

Sentinus başını iki yana sallamış ve salondan çıkmıştı bile. Veliahtımız olan Sentinus, Chen'e oksijen merhametini göstermedi. Bence o kadar da kötü kokmuyor.

Mars ve Chim elindeki oyuncak atlarla oynama devam ediyordu. Mars başını bana çevirdikten sonra tekrar Chim'e dönmüş ve ayağa kalktığında, koltuğun üzerindeki ay dediyi eline alarak sarılmış, tekrar yerine oturmuştu.

"Bana bunu Moon abim verdi."

Chim, Mars'ın elindeki oyuncağa baktığında kaşları çatılmış halde bulundu. Kıskançlık başlıyordu. Şimdi Chim'in isyankar sesleri bu solanda yakınlacağından adım kadar emindim. Ama bu isyan, bana neden almadın da ona aldın gibisinden değil. Biraz daha.. İzleyin.

"İyi de, o benim oyuncağım. "

"Artık benim. Değil mi abi?"

Bana yönelen soruyu başımı sallayarak onaylamış ve gülümsemiştim. O sıra da Chen bayılmasın diye ayağımla bir kez daha dürtmüştüm. Bunu neden mi yapıyorum? Açıkcası bilmiyorum ama, hoşuma gidiyor.

Abi kardeş arasındaki ilişki, farklıdır. Üstelik üç tane kardeşiniz varsa. Şimdi bunu dedim de, abimi düşünemedim. Fakat ben ve Sentinus aynı yaşta oluduğumuz için, onunda üç kardeşi var diyebiliriz. Yani temel bakıma gelecek olursak, kardeşlerimle uğraşmayı severim.

"Ne demek senin, o benim oyuncağım!"

Cimri Chim, mal Chim, Salak Chim. Bunun yanında bizim en çok kullanıdığımız Mal, ama cimri de uyuyor simdi. Bak gördünüz mü? Yine kardeşimle uğraşıyorum. Chim de Mars'la uğraşıyor.

Chim sesini yükselttiğinde, Mars gözlerini büyüterek Chim'e bakıyordu. Chim Mars'ın sarıldığı oyuncağı hızlıca çekmiş ve Ay dede'nin sivri ucunu Mars'ın burnuna sokmuştu. Chen ayağa kalkmış ve Mars'ın kanıyan burnu ile ilgilenirken, ben ise Chim'in ensesine bir tokat atmıştım.

"Ne yapıyorsun lan çocuğa?"

"Benim o benim!"

Mars ağlamaya başladığında, bacaklarını iki yana açıp yere oturarak, elleri ile gözlerini kovuşturmaya başlamıştı. Chim salondan çıkmıştı. Nereye dersiniz? Babamın yanına. Kusura bakmayın ama o tuvalete bir daha girmem.

Ve Chen'e dikkatlice bir bakın. Çocuk ayak kokumdan kurtulduğu için, nasılsa rahatladı.

Küçük çocukların sıkıntısını gidermek amacıyla, son derece pahalı ve bir o kadar sevimli çizgifilm karakterlerinin, yaratılmış, daha doğrusu benzer bir şekle ya da aynı fiziksel görünüşe sahip olan aletleri vardır. Evet, biz o aletlere oyuncak diyoruz.

Ve işte bu oyuncaklar, bazen cimriliğe yol açabiliyor. En sevdiğiniz bir şeyi, kim paylaşmak isterki? Zaten küçükler, oyuncaklardan başka eğlenceli bir şeyleri yoktur. Yani Chim'in bu tavrına olumlu bakıyorum. Oyuncağı burnuna sokmak... Mallık derim ve giderim.


GAVATHANE [Tamamlandı.] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin