.05.

121 15 1
                                    

Akşam yemeği. Tüm kardeşlerim ve babam duruyor. En basta size dediğim şu bakıcı bozuntularını hatırlarsınız. Evet o bakıcılardan biri şuan Chim'in ve Chen'nin başında dikiliyor. Abim ve ben artık serbestiz. Ve babam bir bakıcıyı da Mars için tuttu. Mars'a şimdi yeni bir oda, yatak, dolap, kıyafetler, oyuncaklar bilmem ne bilmem ne.. Birsürü masraf ama babam zengin işte konu paraya gelince sorun etmiyor.

Şu masaya bir bakın. harika yemekler, büyük bir simetri ile dizilmiş çatal ve bıçaklar. Leziz yemekler, soğuk içecekler. Efsane bir masa daha. Peki bu masaya eklenmiş biri daha var. Biz ona uzaylı diyoruz. Mars. 3 yaşında şirin bir velet ve kardeşimiz. Kendisi annesinden geldiğini söylüyor. Mavi gözlü bir velet ve 'evin en küçük oğlu' konumuna geçmiş bulunmakta.   Çatalları plastik, tabağı plastik ve kıçının altına bakacak olursanız, son model beyaz üç çift minder. Bize göre kısa. Aslında Chim'inle Mars'ın boyu şuan hemen hemen aynı. Büyüyünce göreceğiz. Evin en uzun boylu çocuğu benim. Abim benden sonra gelir. Hatta bazen okulda Sentinus'un abisi benim sanırlar. Durum karışık.

Masanın en dip köşesi. Ne demiştim? Boyunuzun masaya yetişmesi gerek. Yoksa o plastik çatal bıçak takımı ile yemek yiyemezsiniz. Chim tahtını, Mars'a çoktan devretmiş. Chim hâlâ kıçının altına iki tane minder koyuyor ama olsun.

Ve etraftaki sessizliğe bir bakın. Normalde Chim konuşmadan durmazdı. Sürekli izlediği çizgifilmlerden falan bahsederdi. Ama şimdi susmuş ve gözlerini yeni kardeşimize kenetlemişti. Chim küçük dirseğini minderler sayesinde ulaştığı masaya yerleştirdiğinde, başını babama doğru çevirmişti.

"Babiş bu kim? Neden benim yerimde oturuyor babiş? "

Babam oldukça rahat. Çatalı ile etin tadına bakıyor. Babam Kore'nin en iyi aşçılarını bize yemek yapmak için tutar. Kendiside leziz yemekler yapar ama sürekli çalıştıgı için vakit ayıramaz.

Chim'in sorduğu soruya babam yan bir gülümseme vermiş ve elindeki çatalı tabağının kenarına yerleştirmişti.

"Tanıştırayım, kardeşiniz. "

Açık sözlü seksi bir moruğun cümlesi, Chim'i çoktan kıskandırmaya yetti bile. Hele Chen, bir babama bir de Mars'a bakıp duruyordu. Abim duruma alışmıştı çünkü daha sabah öğrenmişti. Elimdeki çatalı masaya koyduğumda Kollarımı masaya yasladım. Chim'e dönüm gülümsedim.

"Adı Mars'mış Chimen."

"Mars menim."

Lafımın arasına ince bir ses daha eklendiğinde güldüm. Bu yeni kardeş, benim hoşuma gitmişti doğrusu. Chim'e bakıp sırıtırken abim bana doğru eğilmiş ve fısıldamıştı.

"Meni mi dedi o?"

"Dili dönmüyor dili. Aynı Chim'in six yerine sik demesi gibi. "

Küçük kardeşlerin belkide en sevdiğim yanı budur. Söyleyemedikleri kelimelerin fesata yönelik olması. Chen ise bir zamanlar tenise, penis derdi. Hatta ifşa videoları bile babamın telefonunda durduğuna yemin edebilirdim.

Abimle ben ufak bir kahkaha patlatırken, Chim sandelyesinde ayağa kalkmış ve iki ellerini yana açarak masaya vurmuştu. Babam arkasına yaslanmış ve Chim'i izliyordu. Chen, hâlâ şaşkındı ve bakıcısı olayları aldırmayıp ağzına yemek tıkmaya devam ediyordu.

"Mars'tan mı gelmiş!?"

Abim sandalyesine sırtını yaslarken konuşmuştu.

"Bize annesinden geldiğini söyledi."

Chim yüzünü buruşturdu. Anlamamıştı çocuk. Ah şu küçükler, simdi Chim soru yağdıracaktı. Neden abi neden..?

"Nasıl yani?"

"Yani kardeşim, babam,  Mars'ın annesine boşa-"

"Tamam Moon."

Bakışlarımı babama yöneltirken susmuştum. Ne demiştim? Baba korkusu göt korkusudur. Ayrıca bunuda bir kenara not alın:
Küçükseniz büyüklerin konularını konuşamazsınız. Ayıptır o. Ama okulda kızları elleyince bir bok olmuyor. Konuşmak ayıp, konuştuğunu uygularsan eğer, yaramazlık olur. Bunlar çocuk kânunlarıdır.

"Tamam bana ne kızıyorsun yahu."

Babam başını iki yana sallamış ve yaslanıdığı yerden doğrulmuştu. Chim'e bakıp güldüğünde, Chen abime bakmış ve eliyle Mars'a işeret edip ardından parmağını kendisine yönetlmişti.

Dur dur, burada durun. Yavaşça abime bakın. Biraz görüntüyü netleştirin. Elini gördünüz mü? Yumruk yapıp ortasına bıçak yerleştirip Chen'e doğru tutuyor. Olay, babam anlamasın diye bıçak kullanmak. Eğer abim o hareketi orta parmağı ile yapsaydı, babam elindeki bıçakla abimin parmağını keserdi. Sentinus, bıçağı tutuyormuş gibi yapıyor ama işin aslı, Chen'e hareket çekmek. Oldukça zekice bir hareket.

Chen bu hareketin karşısında rahat Durur mu? Hayır. Chim'in plastik kaşığını çaktırmadan alıp, içine bir bezelye tanesi yerleştirip kaşığı eğerek abime mancılık şeklinde fırlattı. Bezelye kime isabet etti dersiniz? Bana. Tam gözüme.

Gözümde hissettiğim hafif sızıyla bağırıp elimi gözüme yerleştirdim. Sanırım gözüm seğiriyor. Gözümün içinde yağ ve tuz taneleri hissediyorum.

"Babanı sikeyim senin Chen!!"

"Mooon!"

Babam.
Sabah ki maratonumuzu hatırlıyor musunuz? Ama ben yine onu Chen'e söyledim. Tıpkı bu sabahki küfürü Chim'e söylediğim gibi. Hep yanlış anlaşılmadan bunlar canım. Ama paşayı kurtarmak gerek.

1,2 ve 3. Raund başladı. Sandalyeden hızlıca kalkıp,o sırada Mars'ın sandalyesinden tutup kendimi çevirdim. Uzaylı halime gülerken, Chim arkadan ıslık çalmış bağırıyordu.

"Hadi abişş!"

Kıçımın kenarı. Bunları onlara ödeceteğim. Hızlıca odama doğru koşmaya başladım. Bir elim hâla gözümde. Hemen size söyleyeyim. Kardeşlerim bir şeyler yapar ve suç hep benim üzerime kalır. Mesela şuan olduğu gibi. Ne kadar da âdil ama!

"Ya yine ben suçlu oldum. Chen yaptı Cheeen!"

"Küfürlerini yiyeceksin Moon!"

"Sana demedim babaaa!"

Merdivenleri hızlıca tırmanıyordum. İki saniyeliğine arkamı dönmüş ve babama bakmıştım. Geliyordu. Bak yeni çocuğun gelmiş onunla ilgilensene be adam. Ben ne kadar anlatmaya çalışsam, boş. Çünkü küfür eden bendim. Haklıyken haksız duruma düşmek diye ben buna derim işte. İlk defa bir akşam yemeğinde maraton koştum. Hep derim ve yine diyorum. Baba korkusu, göt korkusudur.  Mars bana uğur getirsin.

Merdivenleri tırmanışımı bitirdikten sonra hızlıca odama daldım. Arkamdan kapıyı kapatmış ve kilitlemiştim. Kulagımı kapıya yasladım. Ses yoktu. Derince bir nefes aldım ve yatağıma doğru yöneldim.
Yoruldum, susadım ve açtım. İki tane mal yüzünden ise yemek yiyemedim. Bugünün tek şanssızlığı sanırım ders işlememiş olmamdı. Ama maalesef bu karın doyurmuyor.

Çalışma masama geçmiş ve ayaklarımı masama doğru uzattmıştım. Aç kaldın Moon. Hem de suçsuzum. Günümüzde adaletin amına koymuşlar. Başkada bir şey demem..

-Moon.

GAVATHANE [Tamamlandı.] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin