Eğer birisi ile aynı olursanız, sözlükteki 'aynı' kelimesi, normal insan diline göre 'pişti' olur, üstelik bu bazen sorun yaratabilir. Sorun derken? diyorsanız eğer, bence tahmin etmiş olacaksınız ki, kadınlardan bahsediyorum. Eğer bir kadın, kendi giyindiği kıyafeti başka bir kadının üzerinde görerse, o kıyafetti etraftan imha etmek için elinden ne geliyorsa yapar. Yani demem o ki "at, avrat, silah" teorimindeki kadın ırkçılığından, 'silah' olanı anlatıyorum. Neden anlatıyorum? Oraya birazdan geleceğiz.
Okulun cuma günü ve son günü. Yani bu demek oluyorki, abim ve ben artık mezun oluyoruz. Bu da demek oluyorki, mezuniyet. Ve mezuniyetin getirdiği o balolar, partiler. Ve o balo ya da partilerin getirdiği güzel seksi ve alımlı kızlar. Baloya ya bir kız ile gelirsin -ki bu sevgilisi olan, benim çapımda başı bağlı erkekler için geçerli - ya da o kızı orada tavlarsın.
Eh benimde bir kız götürmediğime göre, kızı o muhteşem balo salonunda tavlayacağım. Bunu yaparkende çok eģleneceğimin farkında olmalısınız. Çünkü benim adım Moon. Yani;
Moon'nun elli tonu.Hani şu size biraz önce bahsettiğim 'silah' olayı varya, heh işte o olaya biraz geri dònüyorum.
Her insanın illa kıyafetleri aynı olmak zorunda değildir. Mesela saçları, gözleri ya da ikizler? adamın saçlarınî yada gözlerini oyacak halimiz de yok. Konuya da gelecek olursak, işte geliyorum.
Sentinus ve ben, aynı yaştayız.
Aramızda sadece dokuz ay olmasına rağmen, ben ona abi diyorum. Babam öyle istiyor. Neden mi? "Saygı" kavramı babam için altın harflerle gökyüzüme yazılmış bir kelimedir.
Diyecek olursak eğer, abim de mezun oluyor.
Yani, "Fuck the Sytem."
***
Aynanın karşısına geçmiş ve beyaz gömleğimin kalan son bir- iki düğmesini de kapatmış, ardından komidinimin üzerinde duran siyah deri saatimi alarak sağ bileğime takmaya başlamıştım. Genellikle insanlar saatleri sol bileğine takarlar ama ben sol bileğimde rahat edemem. Prensip meselesi.
Saatimide takmayı bitirdikten sonra kendime boy aymasından bir bakış gönderdim. Oldukça yakışıklı olduğum kesindi. Ne egosu canım, kendime iltifat ediyorum.
Dolabımın kapağında askıda asılı olan lacivert ceketimide çıkartmış ve ve beyaz gömleğimin üzerine geçirmiştim. Kombinim şimdi tamamdı işte. Abimin nasıl olduğu merak ediyordum.
Diğer kardeşlerime gelecek olursak, sabahtan beri odamda beni izleyen Chim yanımda duruyor. Mars ise Chen'le birlikte playsation oynuyor.
Chim beni sürekli ama sürekli hazırlanırken gelip izler. Ne zaman 'ben hazırlanıyorum' desem Chim, kıçıma takılır. Neden bilmiyorum ama izliyor işte. Bazen tuhaf hissediyorum."Abi.. çok iyi oldu ha.."
Dediğine yan bir gülüş vermişken, komidinimin üzerinde olan parfüm şişelerimden birini seçmiş ve üzerime sıkmıştım.
"Biliyorum."
Yine dediğim gibi, kendime iltifat ediyorum.
Son bir defa daha aynanın karşısından kendime bakmış ve yavaşça odanın çıkışına doğru adımlar atmaya başlamıştım. Sesleri duyuyor musunuz? Arkamdan Chim beni takip ediyor. Götümün kuyruğu.Odadan çıktığımda karşı odadan ise abim çıkmıştı. Tamam itiraf etmeliyim yakışıklı görünüyordu. Saçlarını geriye doğru taramış ve benim aksime siyah bir takım giyinmişti. Ben onu incelerken oda beni inceliyordu tabi. Birbirime bakıp gülmüştük.
"Ooo Moon."
"Ooo ben."
"Fenaaa."
"Sende öyle kardeşim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GAVATHANE [Tamamlandı.]
HumorKardeşler. Babaların dediği Laftır "Gavathane" Haklıda, gavatız. En güzel modelinden.