Burnu çok fazla kızardı, o kadar kızardı ki acıyla bağırıyordu artık. O kadar çok bağırdı ki nöbetçi öğretmen bile panikle bize doğru geldi, görende savaş çıktı zanneder. Bir bana baktı bir Koraya bir de yarı gülen, yarı şaşırmış topluluğa. Bana 'sen ne yaptın Seran?', Koray'a 'sen de kesin hak etmişsindir oh olsun' bakışlarıyla bakarken ikimizi de müdürün odasına sürüklemekten geri kalmıyordu. Müdür, odasında beni görünce şaşırdı, suratıma anlamsızca baktı.
"Ne oldu, Seda Hanım? Bilgeç'i, aman neyse, bu da ağzımıza yapıştı artık, Seran'ı neden buraya getirdiniz?" dedi. Bizim müdürün gözlerimi bozuk acaba Koray'ı görmüyor mu? Bu çocuk, o kadar kendini öğretmen ve derslerinden soyutlamış ki görünmüyordu herhalde.
Koray, hocanın ona bakmadığını anladı ve "Hocam, burnumu ısırdı bu çatlak kız, burnumu... Şikâyetçiyim ben." Acaba bu şahıs bizim karakolda olduğumuzu mu zannediyordu? Bekle, yavrum! Şimdi polis amcamız tutanak tutar imzalarız diye içimden geçirirken sırıttığımın hiç farkında değildim ta ki Seda öğretmenimizin boğazına bir şey kaçmış gibi öksürmesine kadar... Müdürün tuhaf ama sert bakışları... Şöyle devam etti:
"Koray, Seran insanlara şiddet uygulayacak bir kız değildir, öğretmenleri tarafından saygılı, çalışkan bir kız olarak bilinir; arkadaşları arasında sevilir sayılır; sadece okul birinciliklerine karışmış öğrencimizin adı, şimdi şiddet olayında geçiyorsa, bana göre, sen bunu hak edecek bir şey yapmışsındır. Tabi yine de bu onu haklı çıkarmaz, ama düşününce sen, senin ne olduğun belli be oğlum. ... Bu defalık ikinizi de affediyorum. Şimdi odamdan çıkın!"
Koray, müdüre sanki ne diyor bu adam dermiş gibi bakıyordu. "Hocam, ne affedilmesinden bahsediyorsunuz siz? Kız, beni ısırdı diyorum, olayı dinlemediniz bile, sadece sizi affettim diyorsunuz. Ben ısırıldım ve siz mi affediyorsunuz?" Salak lan bu Koray, kim ile, nasıl konuştuğunun farkında değil. Öküz... Müdür lan o müdür...Bu arada kusura bakmayın benim iç sesim biraz küfürbazdır.
"Peki, Koray hazretleri ne yapmamızı istersiniz, paşa gönlünüz ne ister?
Müdürümüz bana "sen çıkabilirsin" dedi. Acaba Koraycık benim başarılı öğrenci kontenjanından yararlandığımı biliyor muydu? Daha fazla uzatmadan çıktım ve beni beklediğini düşündüğüm Sibel'in yanına gittim gülümseyerek ama cadaloz kuzenim beni değil Koray'ı merak ediyormuş. Güzelim çocuğu mahvetmişim ben, rezil etmişim millete, itibarını yerle bir etmişim. Benim itibarım ne olacaktı. Bugüne kadar adı sadece okul birinciliklerine bulaşmış birine ne olacaktı? İlk defa müdürün odasına girmiştim.
Bir saattir Sibel'in dinmek bilmeyen kızgınlığını ve kızarken saçmalıklarını dinlemek zorunda kaldım. Sibel'in yanında ayağımı hızlıca yere vurarak ve parmaklarımda tırnak kalmayacak şekilde kemirerek müdürün Koray'a ne yapacağını merak ediyordum. Acaba burnunu ısırmasa mıydım? Biraz fazla mı ileri gittim? Keşke yapmasaydım diye düşüncelere dalarak kendimi suçlamaya başlamıştım bile. Kalmış şurada iki ayım of yaa, başıma gelenlere bak. Seda hocamız dışarı çıkınca, o gözleriyle arayarak beni buldu ve el işaretiyle çağırdı:
"Seran, müdür seni tekrar çağırıyor, Koray'ın da annesi geliyor, durumlar biraz ciddileşmeye başladı." Ne yapacağımı bilmiyordum, her durumda bana muhalefet iç sesim bile köşelerde bir yerlerde saklanıyordu, bu sefer bittin kızım sen diyip, nanik yapıyordu. Kendimle baş başaydım. Bir günde her şey ne kadar acayip bir hal almaya başlamıştı. ANNEM beni öldürecek, etlerimi liğme liğme edecekti bunları duyunca..
Müdürün odasına girince, Koray'ın kötü bakışlarına maruz kaldım.
"Seran bu olayın büyümesini istememe rağmen, Koray annesini çağırmakta ısrar etti, biliyorsun annesi okul aile birliği başkanı." Yok, hayır bilmiyorum. Eeee! ne olmuş? Sanki cumhurbaşkanı.
Vay be! Gerçekten okullarda aile birliği varmış, ben de aile birliğini şehir efsanesi sanırım. Ne işe yaradığı belli oldu. Şımarık çocukların pış pış ailesinin birliği. Ah anne! sen de olsana böyle birliğe üye, ama o yerinden kalkabilir mi anca gün yapsın, pasta börek yapsın, kızı popişi büyütsün, otursun Zuhal ablayı izlerken kısmet baksın OĞLUŞUNA.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Gelenler
Genç Kurguİç sesiyle başı belada olan bir kızın ilk aşk yolculuğundan hiç unutulamayacak olana doğru gitmesini anlatan bir hikaye, Seranın hikayesi bu. ****** birisi kalbine geldi; birisi aklını çeldi; diğeri ruhunu deldi ve o hiç pes etmedi. ****** Birisi a...