Sabahı zor etmiş, sabah ezanının okunmasıyla uykunun kollarına kendimi bırakmıştım. Tepemde vıdı vıdı konuşan annem, konuştuklarına anlamlandırmakta zorlanan ben...
"Kalk, kız! Belediyenin diyetisyenine randevun vardı, unuttun mu? Ay! Bir kere de ben demeden kalk, git! Rabbim, benim gibi bir kadına böyle çocuk reva mı? Ne günah işledim ki ben?
"Anne çarpılacaksın ha, demek ki bir günah işlemişsin ki Allah beni sana vermiş, bu kadar dert etme, ben de her gün aynı soruyu senin için soruyorum."
"Edepsiz, dil de pabuç kadar. Hem anneye sensireme! Taş olursun vallahi"
"Aman anne ya! Şu klişe anne beddua laflarından bir uzaklaş, bu devirde taş olma diye bir şey mi kaldı? Hayır, bir öğrenmişsiniz, taş falan. Azıcık özgün olun valla! Ben buradan tam klasik klişe annelere sesleniyorum... Özgünlük lütfen."
"Şimdi kafana terliği yeyince görürsün sen, özgünlüğü"
"Bak işte hala klişeler anne! Terlik mi kaldı? Stiletto fırlat mesela, valla bizimle değılsın, anne..."
"Seni doğuracağıma taş, dur bu olmadı özgün olayım, bufalo ya da ayı yavrusu doğursaydım keşke"diyen annem bu sefer kafama yastık fırlatmıştı.
Biraz korku ve fısıltı ile "bufalo ya da ayı yavrusu doğurman için onlardan biri olman lazım" deyip, duymadığını umut ederek yastığı bed suratımdan çektim.
Kalkıp hazırlandım ve aşağıya indim ama ortalıkta ne kahvaltı ne de kırıntısı vardı, yemişler, göbüşlerini şişirip geğire geğire gitmişlerdi.
"Anne benim kahvaltım nerede?"
"Az ye de uşak kullan, ay! Dur! Klişe klasik anne olmayayım" derken annemin eline aldığı daha önce Çarşamba pazarından ucuza aldığım çakma stilettolarımı kafama fırlatması bir oldu.
Ben cidden aptalım, terlik hiç olmazsa pamuklu yumuşacıktı. Bu ise sivri! Kadına klişesin demek için beynimden olacaktım. Bu annelerden korkulur vesselam. En iyisi ben buradan uzayayım.
"Bana bak, kız! Bundan sonra kendi kahvaltını kendin hazırlayacaksın ev işlerini de sen yapacaksın, hatta yemek yapması öğrenecek sofraları sen kuracaksın. Ben de klasik anne değil, sabahtan akşama kadar yatıp pembe dizi izleyip arkadaşları ile gezmelere giden siz aklı bir karış havada, götü yerde olan çocukların istediği türde anne olacağım."
Oha! Ben ne yaptım? Resmen bir canavar yarattım, kadın bugünü bekliyormuş. Neyse biran önce uzaklaşayım buradan.
"Dur bakalım, şu listeyi de al gelirken bunları al gel, bu da parası." Diyen anneme söylediğim sözleri geri alabilecek zamana götürseydim.
Kendi kendime konuşarak giderken bizim evin oradaki durağa varmıştım. Otobüse bindiğimde ki 'Allah'tan boştu, kimse ile akraba olmama gerek kalmayacaktı' diye düşünerek arkalara doğru ilerledim ve göz göze geldim benim eski burnu ısırıklı davarla.
Gittim bir inatla yanına oturdum, kulağında kulaklık, elinde telefon, dizleri yırtık siyah pantolonu, V yakalı beyaz tişörtü ve hafif çıkmış sakalı ile çok cool görünüyordu.
Cool ne be! Hem annene diyorsun klişe kadın olma diye ama sen klişe kraliçesi seçilecek kelimeler kullanıyorsun, asıl sen özgün ol azıcık!
Tamam, zaten annem olayını hatırlatıp durma, yaptık bir hata, enfes desem peki?
Enfes ne olmadı lezzetli de çocuğa, çıtır çıtır ye bari! Bence sen hiçbir şey deme, sus otur!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Gelenler
Teen Fictionİç sesiyle başı belada olan bir kızın ilk aşk yolculuğundan hiç unutulamayacak olana doğru gitmesini anlatan bir hikaye, Seranın hikayesi bu. ****** birisi kalbine geldi; birisi aklını çeldi; diğeri ruhunu deldi ve o hiç pes etmedi. ****** Birisi a...