"Bugun Cuma'ydi ve bize Cuma gunu okul yoktu. Saat 10 gibi uyanmis, yatagimin icinde bir o yana, bir bu yana dönüp duruyordum. 2 gundur Orcun'u gormemistim, ne sabah ne oglen ne de aksam. Ama o mesaj atmadiysa ya da gelmediyse bende mesaj atmayacak ya da yanina gitmeyecektim. Yatagimdan kalkip topladiktan sonra elimi yuzumu yikayip mutfaga gectim, kendime tost yapip bir guzel karnimi doyurdum ve sonra biraz evi toparlayip annemin ofisten getirdigi dergileri okudum. Saat daha 12 bile olmamisti bu arada. Ve ben asiri derecede sıkılmistim, kosuyu da iyice aksatmistim. Kosuya mi ciksaydim? Evet, evet. Formumdan dusmemem gerekiyordu. Sporcu atletimi, taytimi ve kapsonlu hirkami giyip airmaxlerimi ayagima gecirdim. Evin kapisini kilitleyip sahile dogru tempolu bir sekilde kostum. Cadde uzerindeki bir bufeden bir sise su alip yarisini bitirdikten sonra biraz dinlenip kosmaya devam ettim, sahil boyunce kostum o kadar kosuya ragmen sadece anlimin iki yaninda ufak ufak boncuk seklinde terleme yapmisti vucudum. Bu iyiydi! Ne yaparsam yapayim fazla terlemiyordum ve bu benim sagligima zararli falan degildi. Bunu oldukca seviyordum. Gulumseyip kosmaya devam ettim, banka dogru yavasladim ve banktan vazgecip yerden biraz yuksekte olan duvarciktan kumlarin ustune atladim, denize biraz ilerleyip kumlarin uzerine oturdum. Yanimda oynayan ufak bir cocuk vardi daha 3 yasinda falan, kumlari kovaya koyup tekrar yere bosaltiyordu ister istemez onun o sevimli hallerine guldum. Benim gulus seslerimi duydu ve bana bakip guldu sonra bir elinde kovasi diger elinde kuregi ile paytak paytak yanima geldi. Annesi sandigim kadin da piknik ortusunun uzerine oturmus sevecen bir sekilde bizi izliyordu. Bebegi karsima oturtup elimle kovaya kum doldurdum, ben kum koydukca o kurekle kovanin icinden kumlari cikartiyordu. Ben onunla oynarken kulagima birisi 'Gozlerim yasardi.' dedi, sesi tanidigim icin kafami hic ona cevirmeden bebege isaret parmagimla annesini gosterdim ve yanina yollamak icin poposundan birazcik ittirdim ve hafif vurdum. Annesi bana gulup ogluna kollarini acinca paytak paytak yanina gidip sarildi bende bay ciddiye döndüm. Denizi izliyordu, gozlerim kiyafetinde gezindi. Her zaman guzel giyiniyordu ama bu sefer daha guzel, hos, modern ve seksi giyinmisti. Ya da iki gundur gormedigim icin bana oyle gelmisti. Uzerinde bastaki uc dugmesi acik olan beyaz gomlek, altinda buz mavisi kanvas pantolonu vardi ve bu harikulade kombini gayet şık olan conteyner markali bir ayakkabi tamamliyordu. -markayi ilk duydugumda cok gulmustum ama cok modern erkek ayakkabilari var.-"
Or-Carsamba gunu bizim okulda ne yaptin?
-Arkadasimla bulustum.
Or-Sonra?
-Fazla oyalanmadim, merakli da degilim okulunuza.
"Yuzlerimize bakmiyorduk. Boyle iki guncuk bile gorusmesek aramiza nedeni belli olmayan bir sogukluk giriyordu. Ayaga kalkip popomu silkeledim ve ayakkabimin altindaki kum tanelerini cikartmak icin beton duvardan kaldirima gectim, beton duvara yaslanip ayaklarimi yere vurdum ve temizledim."
Or-Terlemedin mi?
-Hayir.
"Ona olan sinirimi ve kirginligimi belli etmeye calisiyordum."
Or-Hadi gel gidelim.
-Hayir.
Or-Sokak ortasinda yalvartma istersen?
-Hicbir zaman yalvarmadin, simdi de yalvarma.
"Doverim diye tehdit etmesine alismistim ama 'sokak ortasinda yalvartma' kibar cocuklarin cumlesiydi. Sen kibar degilsin, sen soyleme."
Or-Korkuyorum biliyormusun. Seni birgun kimse elimden alamayacak diye korkuyorum.
"Dalga geciyordu."
-Korkmuyorum senden biliyorsun.
Or-Korkutacak birsey yapmadim cunku.
"Gozlerimi devirdim ve ellerimi belime koydum, tek elimi tutup beni cekti. Yurumeye basladik hemde elele, EL-E-LE! İnanabiliyor musunuz?"