''abi'' diyen sesle arkamı döndüm, cemal yine iki büklümdü karşımda,
''söyle'' dedim sakince, kendime bir söz vermiştim, sakin olacaktım bu gün, çünkü dün gece hem mekanımda hile yapan deyyusu fena hırpalamıştım hemde gece yatağıma gelen faişeyi,
yorgundum....o yüzden kendime sakin olmayı ve dinlenmeyi öğütledim,
''abi yine geldi o piç durmadan kaybetti şimdide olay çıkarıyor''
''ne istiyormuş'' sakinim ben.....
''kredi'' dediği anda hala karşımda ki resme bakıyordum, elimde olan tek resme, annem ve babamın tek resmine,
''verin o halde sonuçta ülkenin en zengin en saygın ailesinin oğlunuda kredi veremeyeceksen kapatalım bu dükkanı..'' dedim cemale bakarak, tek kelime etmeden dışarı çıktı
cemal çıktıktan sonra.....rahatladım....kahvemi içtim....sonra da mekandan çıkmadan
''cemal ben çıkıyorum'' dediğimde saatine baktı bu kadar erken çıkmama alışık değildi....
''sabiha anneye mi?'' dediğinde tek kaşımı kaldırıp ona baktım, anında gözlerini yere indirirken omzuna vurdum,
''evet'' dedim, sonuçta herşeyimi bilen en yakınım cemaldi, ondan hiç bir şey saklamamıştım,
''atıf amca seni soruyordu ne diyim'' atıf karayel namı değer aslan, herşeyim borçlu olduğu adam,
''yarın görmeye geleceğimi söyle'' dedim ve araba atladım,
özlemiştim kadını....hemde çok.....yol kenarında bir çiçekçiye uğrayıp sevdiği papatyalardan aldım, ve evine doğru yola çıktım,
kumarhaneler kralı, yenilmez, kadınların vazgeçilmezi, annesinin fırtınası, babasının aslan parçasıydım ben, ama yirmi yıl önce,
''hoşgeldin mayıs,'' dedi annemin bakıcısı olan kadın hala adını öğrenememiştim,
''hoşbuldum abla nerde annem'' dedim, uyumuş olmasından korkuyordum onunla konuşmayalı 5 günü geçmişti,
''balkonda, seni sordu'' dediğinde kocaman olan gözlerimle baktım ona, sordu derken
''yani mırıldandı,'' dediğinde gülümsedim ona, acımı belli etmeyecek bir gülümsemeydi bu, asla kimselere duygularımı belli etmezdim, kimse ne düşündüğümü anlayamazdı, çoğu korkar çoğu çekinir çoğu karşıma çıkma cesaretini bile gösteremezdi,
''sen daha yatmadın mı gül kokulu kadınım'' dedim ve kucağına papatyaları bırakıp nerdeyse içine çöken yanağından bir öpücük aldım, sanki daha çok zayıflıyordu,
''gözlerinin içinde ki parıltıya kurban olurum anam'' dizlerinin üzerinde ki ellerini alıp papatyaların üzerine koydum, ne zaman birbirimize baksak oda bende gözlerimizle konuşurduk gözlerimin içini parlatan bir kadın daha olmayacaktı bu hayatta,
19 yıldır bu haldeydi, babam o öldüğünden beri bu haldeydi, herşeyim onun için değil miydi tüm bu hayatım, en iyi doktorlar, yurt dışından gelen proflar fizik tedavi uzmanları,
hacılar hocalar, büyücüler falcılar, koca karı ilaçları alternatif tıp, herşeyi onun için yapmıştım ama o hala aynıydı, konuşmuyor hareket etmiyordu, sol tarafına inen felç tüm uzuvlarına etki etmişti, ayağa kalkamıyor konuşamıyor sadece bazen parmağını kıpırdatıyordu oda dizlerinde ki saçlarımı okşamak için,
yirmi yıl önceki sağlık sisteminin acizliğiyle devlet hastanesinde ne kadar bakılabilirse o kadar bakıldı anneme,
15 yaşındaydım, tüm yükü sırtlandığımda, simit sattım, çaycılık yaptım, hamallık yaptım, garsonluk yaptım, hırsızlık yaptım, sonunda da katil oldum, 25 yaşıma kadar önce sübyan koğuşunda sonra da ağır hükümlülerin olduğu koğuşta yattım,
![](https://img.wattpad.com/cover/105307105-288-k724533.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZANILMIŞ
ChickLitsıradan bir hayat.... 23 yaşinda evlendigi gun kocasinin kumar borcunun bedelini ödemek icin dunyanin en acimasiz insanina sunulan lina decevi.... babasinin kraliçesi. ölmüş annesinin prensesi. kocasinin borcunun altinda ezilen acizi..... "bana vere...