keyifle okuyun....mucuk mucuk
bir kalp neyi affeder......
yanlış anlaşılmalar, kırık kalpler, acıtan zaman, nefret dolu anne ve babalar,
mayısa olan nefretimi asla tuğraya yansıtmamıştım, babasını sorduğu zamanlarda aklıma hep mayısla ilgili iyi anıları getirmiştim ve onları anlamıştım tuğraya,
''bana inanıyorsun dimi'' diyen adamın hasta yatağında onun baş ucundaydım, iki haftadır ingilterede ki rehabilitasyon merkezinde uyuşturucu tedavisi oluyordu,
''inanıyorum'' dedim, evet inanıyordum, başaracaktı, ve bizim için geçmişin karanlığında ki günler bitecek geleceğin güneşli günleri başlayacaktı,
kapı açıldığında, biri kadın ikisi erkek doktorlar gülümseyerek içeri girdi, mayısta bende iyi derecede ingilizce biliyorduk ama doktorlar türkçe bilmediği için
'bu adam sana neden öyle bakıyor'' tam iki haftadır doktorlardan birine takmış durumdaydı, adam mayısla değilde durumu hakkında bana bilgi veriyordu ve mayıs her seferinde aynı cümleleri tekrarlıyordu,
''sikerim lan söyle bakmasın sana öyle evliyim de, yatan kocam de, bir oğlumuz var de, kocam sülaleni siker de,'' diye yine mızmızlanmaya başladığında, doktor anlamayarak bana bakıyordu ne diyor der gibiydi,
''bir kalkarsam bu yataktan bu adama yemediği bir şey yedireceğim'' dediğinde gözlerim kocaman oldu,
''dayaktan bahsediyorum lina, hemen fesatlaşmasın beynin'' dediğinde gülümsedim, ama gülümsemem kadın doktorun ona nasıl baktığını nasıl iç geçirdiğini gördüğüm anda solup gitti,
kadınların ona bakışlarını sevmiyordum, uçakta ki hosteslerin, ingilterede yürüdğümüz yolda ki kadınların, hastanede ki hemşirelerden bakıcılardan hasta yakınlarından tutun da, doktorlara varana kadar ona hayranlıkla bana küçümseyen gözlerle bakan her kadından nefret ediyordum,
''bak doktor sana bakıyor'' dedim, mayıs kadın doktora baktığında kadın kendinden konuştuğumuzu anlayıp rahatsızca kıpırdandı,
''umurumda değil'' dedi bana dönerek ha bir de umurunda olsaydı,
''aynı şey benim için de geçerli umurumda değil'' dedim, doktorlar son bir kaç cümleden sonra teker teker çıkarken, bana asıldığı bariz olan doktor son bir kez bakıp gülümsedi ve dışarı çıktı,
''orospu çocuğuna bak benim karıya asılıyo lan ben yanındayken'' diye bağırıp yataktan kalkmaya çalıştığında hızla doğruldum sandalyeden,
''karıya mı'' diye bağırdım ve
''saçmala be deli yat aşağıya'' diye durdurdum onu, bileğimi yakalayıp
''sende gelsene aşağıya, yıllardır elimi sıvazlamaktan erkek olduğumu unuttum'' dediği anda, kanımın ısınması, damalrlarımda şahlanması, tenimin alevi, kadınlığımın sızısı aynı anda kendisini gösterdiğinde bileğimi ondan kurtarmaya çalıştım, hastane yatağında bunu düşünüyor hemde bana düşündürüyordu,
''bırak'' dediğimde bileğimi daha sert kavradı, ''lütfen mayıs'' dediğim anda, yıllardır olan oldu, adını söylediğim her an kasılışını görmek bir kez daha yerle bir etti beni,
''bırakmam bırakamam'' dediğinde şaşkınlığımdan faydalanıp beni sertçe yatağa çektiğinde, üzerine düştüm,
'işte olman gereken yerdesin'' dedi, ve elimi kalbinin üzerine koydu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZANILMIŞ
Literatura Femininasıradan bir hayat.... 23 yaşinda evlendigi gun kocasinin kumar borcunun bedelini ödemek icin dunyanin en acimasiz insanina sunulan lina decevi.... babasinin kraliçesi. ölmüş annesinin prensesi. kocasinin borcunun altinda ezilen acizi..... "bana vere...