ey gönlümün sonsuz sevinci mutluluğu huzuru, seninle olduğum her an dünyanın tüm renkleri daha canlı, kuşlar daha sevinçli, baharlar daha kokulu, yazlar daha neşeli, kışlar daha melankolik,
sensiz bu dünyada bir karış toprağa ayak basmaktansa cehennemin yedi kat altında seninle yanmaya razıyım,
ben gittim diye üzülme, yılma, kalbin kırılmasın, akmasın yaşların, atmaktan vazgeçmesin kalbin, nerde olursam olayım, seninleyim, çocuklarımın yanındaydım, seni nasıl sevdiğimi anlatmaya kelimelerim yetmez ki, onlara iyi bak, oğluma kızıma,
lina.....
bu mektubu doktor randevumdan çıkmış, bir parka oturmuş çocuk cıvıltılarının arasında huzurla yazdım....korkmuyordum, asla korkmayacaktım, bayan gündoğuydum ben,
mayısın baharı, mayısın karısı, tuğranın annesi, elçinin can arkadaşı,
nasıl korkardım ki, kızımdan nasıl vazgeçerdim,
''üzgünüm lina hanım, ama hamileliği hemen sonlandırmamız gerek, size bir ilaç vereceğim biraz sancılı bir sürec olacak ama bebeği düşürmek zorundayız'' dedi doktorum, gayet sakin ve sessizce dinliyordum onu, kılımı bile kıpırdatmadan,
''rahimde ki sorun gün geçtikçe çoğalıyor hemen lütfen size yalvarıyorum, rahimde ki yırtık doğuma yaklaştığımız her an açılmayla beraber çoğalıyor ve doğum sırasında daha da büyüyecek ilk doğumdan olan yama da yırtılmak üzere rahim doğuma yaklaşıldığı her an açılıyor ve doğum başladığı an kanamayı durduramayabilirim bir hekim olarak size yalvarıyorum, tamam hekimliğimi boşverin arkadaşınız olarak size yalvarıyorum lütfen,''
sezeryanda imkansızdı tansiyon problemim sezeyanı kaldırmayabilirdi, zaten sezeryanda istemiyordum öylede olsa böylede olsa ölecektim, neden kızımın ilk ağlamasını duymaktan mahrum kalıp sezeryan olacaktım ki, kabul etmedim,
ingiltere de ki doktorum, tuğrayı doğurmamam konusunda delice bir inatla uğraşmıştı benimle, elçin yalvarmıştı ama kimseyi dinlememiştim, şimdi de dinlemeyecektim, rahimde ki yırtığa o zaman bir yamayla müdahale edilmişti ve doktorum kesinlikle ikinci, çocuk yok demişti ama dinlememiştim hep kafamın dikine giderdim zaten doğuma bir ay 11 gün vardı, kızımı doğuracaktım ve az da olsa kucağıma alacak onu görecek koklayacak ve ne olacaksa razı gelerek katlanacaktım,
gözüm arkada kalmayacaktı, mayıs vardı, elçin vardı, onlar varken nasıl gözüm arkada kalabilirdi ki,
''sevgilim'' diyen sesle arkamı döndüm, ama dönmeden hemen önce elimde ki mektubu çantama koydum ve sahte bir gülümsemeyle ona döndüm, beni nerden bulmuştu bu adam,
gelip yanıma oturdu ve elimi tuttu, başımı hemen omuzuna yasladım,
''sen git cemal'' diyen sesle arkamı döndüm ve cemali gördüm, herşeyi cemale bırakmıştı mayıs ama cemal hala mayısın adamı gibi davranıyordu oysa artık patrondu, yeni kumahaneler kralıydı neden hala mayısın bir adım gerisinde olmaya devam ediyordu diye sordum kendime ve cevabı da kendim verdim
çünkü cemal onun adamı değildi cemal onun can dostuydu, birine abi demek kolaydı ama o kelimenin hakkını vermek zordu, mayıs vermişti ve cemal de onun bir adım gerisindeydi hala,
''neyin var neden burda oturuyorsun'' dedi, sesi endişeliydi, endişesinin yersiz olduğunu kanıtlamalıydım hele ki gerçeği öğrense dünyaları yıkardı,
''iyiyim sevgilim korkma hemen yorulduk'' dedim karnıma koyduğu elinin üzerine koydum elimi, sıcacıktı,
''tuğra yaz çocuğu olmuştu ama kızımız kış çocuğu olacak ve bana fazla ağır gelmeye başladı'' dedim, üşümüyordum bile, ocak ayında olmamıza rağmen yanıyordum, ve karnım sadece öne doğru sivrilmişti, sanki top yutmuş gibiydim,
''bir sorun var, ne dedi doktor'' dedi, bazen haddinden fazla panik hali sinirlerimi bozuyordu,
''yok bir sorun falan yine başlama mayıs iyiyim dedim ya,''
''gidip doktorla konuşacağım hem neden her seferinde yalnız gidiyorsun doktora 8 ayda bir yada iki defa benimle gittin, bak lina benden bir şey saklıyorsan'' dediğinde hemen dudaklarına yapıştım, öptüm öptüm, doya doya öptüm onu, sonra bir kaç kıkırtı duyunca geri çekildiğimde bir kaç çocuğun bize gülerek baktığını fark ettim, yüzüm patlıcan moruna dönerken, mayıs elimi tuttu,
''her konuyu her kavgayı böyle kapatmandan nefret ediyorum''
''ama beni seviyorsun'' dedim yine başımı omuzuna koyarken o saçlarımı öptü
''hemde deli gibi'' dedi,
çok az zamanım kalmıştı bu zamanı en iyi şekilde geçirmeliydik, ailemle sevdiklerimle, dostlarımla, elçin baby shower partisi için delice hazırlık yaparken, ben kızımın odasını kendi ellerimle hazırlıyordum, ağlamıyordum kendimi mağlup olmuş yada karalar bağlamış gibi de hissetmiyordum, üstümde ki bu sükunet beni korkutsa da gayet iyi hissediyordum kendimi,
onunla uyumak, onun kokusunu hissetmek, huzurdu, tüm o kötü günleri atlatmıştık, ama, daha kötüsü pusuda bekliyordu, eskiden o uykusuz kalırdı şimdi ben uykusuz kalıyordum, zamanımı uyuyarak harcamak istemiyordum, her anım onlarla dolu olsun istiyordum.
mayısın yanından doğruldum, oğluma bakmak için onu seyretmek için ve küçük hanımın karnını doyurmak için.....
sizi heyecanlandırmayı meraklandırmayı sevdiğim doğrudur:))))) final burda olacak ama ne zaman olur bilmiyorum,.... sınır 500 vote.... hepinizi çok seviyorum...... onların vedası için toplanalım ama özellikle linanın vedası için.....
![](https://img.wattpad.com/cover/105307105-288-k724533.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAZANILMIŞ
Chick-Litsıradan bir hayat.... 23 yaşinda evlendigi gun kocasinin kumar borcunun bedelini ödemek icin dunyanin en acimasiz insanina sunulan lina decevi.... babasinin kraliçesi. ölmüş annesinin prensesi. kocasinin borcunun altinda ezilen acizi..... "bana vere...