KAZANILMIŞ

teslimiyet

keyifle okuyun.....

babam....tam karşımda... büyük ihtimalle annemi görmeye geldi, ne çabuk bitmişti terapisi...ilk kez onu böyle bir bakışla görüyorum, 

anlamsız, anlamaya çalışıyor ama anlayamıyor, göz bebeklerinde bin bir türlü soru var, hepsinin odak noktası ben ve yanımda ki adam, 

''neler oluyor burda'' diyen adamın sesi sert, hemde hiç duymadığım kadar sert, yanımıza yaklaştıkça sertliği ve kaşlarının çatıklığı çoğalıyor, 

ben babamdan hiç korkmadım... ondan korkacağım bir durum olmadı, iş yerinde yığınla pislikle sabıkalı zararlı insanlarla uğraşırken eve döndüğünde güleç bir adam olurdu hep, 

ve şimdi o güleç adamın yerine bu adam gelmişti, 

''hi...ç..... hiç babacım anneme, evet anneme gelmiştim de'' 

hayır....ben ona hiç yalan da söylememiştim, arkamda ki adam yüzünden başıma daha neler gelecekti, daha kaç kişiye yalan söyleyecek kimlerin arkasından neler ne işler çevirecektim kimbilir, 

''bende öyle tahmin ettim zaten ama bu adamla ne işin var siz tanışıyor musunuz?''  hadi bakalım ikinci beşinci yüzüncü yalanını sıralamaya başla bakalım lina,

''evet tanışıyoruz hemde...'' diyen adama kocaman olmuş gözlerle baktım, lanet olsun hemde diye konuşuyordu, 

hemde yataktan.....

hemde kızın altıma yattı, hemde kocasının evinde, 

hemde bakireliğini bana verdi, hemde hemde hemde diye giderdi bu liste, 

''düğünden'' diye bağırdım, 

''düğünümüze gelmişti beyefendi ben kendisini tanıyamadım ama o beni tanıdı merhabalaştık'' derken bir babama bir ona baktım, hadi yaa ciddi mi? der gibi alayla bakıyordu bana, 

''sen bu adamı tanıyor musun lina?'' dediğinde 

''evet bence tanıyor'' dedi yanımda ki allahım hemde dememişti ya 

''sana sormadım hem senin öldüğünü sanıyordum'' diyen babama ahh baba bende demek istedim, 

'' sen hiç bu kadar yakışıklı bir ölü gördün mü?''

seni ego yığını pislik.....

''bana bak mafya bozuntusu elimden senin gibi yüzlerce geçti, iyi tanırım sizi, kızımdan uzak dur bana silahımı tekrar aldırtma'' 

ahhh baba o silahı ben aldım....kahretsin....silah....silah nerdeydi, 

''neye bakıyorsun sen öyle'' dedi babam, ben aptalça silahı ararken, fark etmişti beni, mayıs babamın tehditinin karşısında suskundu, 

''hiiiççççç hiç babacım, hadi anneme gidelim'' dedim onun koluna girip uzaklaşırken arkama bakma dürtüsüyle savaştım ve galip geldim, ama sırtımda ki bakışlarının ağırlığı altında eziliyordum, 

''ne diye konuşuyorsun böyle adamlarla, adam öldüğünün ilanından 2 gün sonra sapasağlam karşımızda, lina bak bir daha o adamı yakınında görürsem hiç değişmediğimiz  kadar külahları değişiriz ona göre'' dedi babam, annemin mezarında duasına başlamadan, 

ahhh baba...bende istiyorum ondan uzak durmayı ama sanki bir şeyler değişiyor, bilmiyorum korkuyorum endişeliyim 

bu adam peşimi bırakmayacak diye korkuyorum, en korktuğum şeyde o benden uzak durmazken ya benim onu kendimden uzak tutacak gücüm yoksa,