yaşarken ölmeye (vol:2)

23.2K 1.1K 155
                                    


offff fena bir bölüm, sonunda ki sürprize dikkat:)))) vote ve yorumlarınızı eksiltmeyin...


LİNA.......

battaniye....tahta iskele.... aşk... biribirne dolanmış kollar, birine ait olma hissi, sabahın erken saatleri, kahvaltıyı güneşle yapmak, 

''zor günler olacak'' dedim, kollarında ki rahatımı hiç bir şeye değişmezdim ama eninde sonunda zor günler bizi bekliyor olacaktı, 

''herşeyin üstesinden gelirim yeter ki kollarımda böyle kal'' güven, aşk mutluluk, biraz da hüzün, dün akşam iki mektup yazdım, 

biri elçine.....biri babama.... cemal ikisinide adresine ulaştırmıştı, peki ya konuşulanlar, neler denmişti hakkımda, kocasını aldatan kadın damgası mı yemiştim, kocası tarafından satılan kadın damgasından daha mı zordu bu 

''babam'' onu düşünmeden edemiyordum, ne diyecek nasıl tepki verecek bilmiyordum, 

''gidelim ve karşısına çıkıp herşeyi anlatalım bizi affedecek biliyorum'' onun kadar umutlu olamıyordum, 

''korkma yanındayım her zaman yanında olacağım benim sevgim sana herşeyi unutturacak'' dedi gülerek ve kalkıp beni de kaldırdı, 

''cemal gidiyoruz linanın evine'' dedi mayıs, arabaya bindik, ve evin kapısına gelene kadar ne tek kelime ettim nede mayısın elini bıraktım, babam balkondaydı, 

''onunla yalnız olmak istiyorum'' dedim dedim başını salladı, anlayış göstermesi hoşuma gitmişti, 

arabadan indiğimde çocukluğum genç kızlığım ergen tripleri attığım zamanlar gözlerimin önündeydi, hep beni görevim olan balkonda ki çiçek sulama görevi artık onundu, bir şeyler mırıldanıyordu çiçeklere, ne severdi onlarla konuşmayı, 

tahta merdivene ayak bastığım anda arkasını döndü, çiçeklerle konuşurken gülen yüzü birden asıldı, nefret kızgınlık sinir asabiyet hepsi bir anda yüzünde belirdi ve elinde ki sürahiyi kenara bırakıp elini kaldırdı, 

''dur orda'' dedi, ve içeriye girdi, bende mi kaçıyordu tek evladından tek kızından, kraliçem dediği zamanlardan, her yoluna girecek dediği üniversitede ki o buhranlı derslerin zorluğu döneminde, benden kaçıyordu, ikinci basamakta durmuş onun tek laf etmesini içeriye gel lina demesini yada dışarıya çıkmasını beklerken dışarıya çıktı, 

elinde iki bavul vardı.....bavullarım....

''bunlar eşyaların benim senin gibi bir evladım, senin gibi bir kızım yok....özgürsün, annen öldü babanı yaşarken öldürdün'' dedi, ve tek kelime etmeme izin vermeden içeriye girip kapıyı kapattı, 

''baba'' diyerek kapıya gittim, zile bastım kapıya vurdum yalvardım

''baba. yapma, beni o cehennemden alan adamı seviyorum, baba, ne olur affet, bize bir şans ver, yalvarırım baba ne olur gitme '' diye ağlarken yere düşmeme ramak kalmışken kollarımı tutan adama sarıldım, 

''kaybettim mayıs onu kaybettim'' diye hıçkırırken cemal bavullarımı aldı, mayısın kollarında arabaya binerken kendime engel alamıyordum, ağlamak çırpınarak haykırarak ağlamak kapıda yatmak beni affetmesi için yalvarmak istiyordum, 

sevmiştim..... sevmiş, neden anlamıyordu, herşeyi bildiği halde hala o adamla evli kalmamı nasıl isteyebiliyordu, annemi nasıl sevdiğini çok iyi bilirim, hala seviyordu annemi neden benim sevgimi anlamak bu kadar zor geliyordu ona, hele ki sevgiyi aşkı bu kadar iyi bilen biri olarak, 

KAZANILMIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin